Kıbrıs Barış Harekâtı'nın kahramanlarından Gazi Binbaşı Haluk Üstügen (76), 17 Aralık günü yaşamını yitirdi. Beşparmak Dağlarının kahramanı için İstanbul Levent'te 19 Aralık günü cenaze töreni düzenlendi. Törenin ardından İstanbul Feriköy'de toprağa verildi. Kahraman komutan evli ve iki çocuk babasıydı.

20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleşen Barış Harekâtı sırasında Bolu Komando Tugayı 1. Komando Taburu 2. Bölük Komutanı olan Haluk Üstügen, birliğiyle Ada’ya intikal etmiş ve Beşparmak Dağlarında üstlenen Rum biriliklerinin bölgeden temizlenmesinde görev almıştı. Üstügen, St. Hilarion bölgesindeki çatışmalarda bölüğündeki askerleriyle birlikte omuz omuza savaşmış ve en kritik yerde iki Yunan taburunu yenerek geri çekilmeye zorlamıştı. Bölgedeki bir tepeye de hizmetlerinden dolayı Üsteğmen Haluk Üstügen'in adı verilmişti. Üstügen, anılarını 2014 yılında “1'nci komando Taburu 1974 Kıbrıs Beşparmak Dağlarında Yarma Harekâtı” ismiyle kitaplaştırdı.

Kahraman Komutanı silah arkadaşları Aydınlık için anlattı:

‘KUŞATMAYI YARDI’

Komando Tugayı 1. Komando Tabur Komutanı Komando Yarbay Cemal Eruç (Emekli Tuğgeneral, Haluk Üstügen'in Tabur Komutanı): “1971-74 yılları arasında birlikte görev yaptık. Kayseri Komando Tugayı Hava İndirme Tugayına dönüştürülünce biz komando taburları olarak Bolu’ya intikal ettik ve Komando Tugayı’nı kurduk.  Burada 1. Komando Tabur Komutanı olarak görev yaptım. Haluk da 2. Komando Bölük Komutanıydı. Birliğimiz yeni kurulmuş olduğu için eğitim ve teşkilat işleriyle uğraşıyorduk. Çok başarılıydı…

Nikos Sampson darbesi Kıbrıs’ta olunca biz 15 Temmuz günü hareket emrini aldık. 16-19 Temmuz arası Ankara-Konya-Silifke intikalini yaptık. Ovacık’a vardık. Burada 70 helikopter filosuyla 20 Temmuz sabahı Kıbrıs Kırnı bölgesine intikal ettik. Görevimiz Saint Hilarion bölgesine intikal ederek, orada Mücahit Yaman Taburunu da emre almak ve gece 24.00’ten itibaren Karmi ormanları istikametinde taarruz idi. Ancak biz bu Kırnı’dan Saint Hilarion bölgesine 18.00’de vardık. Gece saat 24.00’ten itibaren Karmi bölgesine yapacağımız taarruz için hazırlık yaptık. Gece 22.30 civarında Tugay Komutanımız Sabri Demirbağ gelerek bölgedeki durumu inceledi. Ve gece 24.00’ten itibaren taarruz emrini verdi. 23.30 civarında Mücahit Yaman Tabur Komutanı Doğruyol ve Atak bölgelerinin düşman komandolarınca ele geçirildiğini (RMM-31 ve 33 Komando Taburu) bildirdi. Bunun üzerine ben mevcut Karmi ormanları üzerine taarruz planının uygulanmasını iptal ederek, bizi çember içersine alan RMM taburlarına taarruz için 2. ve 3. Komando Bölüklerinin (Üsteğmen Haluk Üstügen ve Üsteğmen Oğuz Yener) komutanlarını görevlendirdim. Gece 00.30’a doğru taarruzu başlattık. 01.00 civarında Atak ve Doğruyol bölgesinde çatışma başladı. Yanan bir orman içersinde mahkûm araziden hâkim araziye taarruz eden iki bölüğüm bu bölgeyi işgal etmiş olan, daha sonra öğrendiğimize göre 700 mevcutlu iki Rum komando taburuna toplam 290 mevcutlu iki bölükle saldırdık. Bu saat 01.00 ile sabah 07.30’a kadar süren süreç içinde o bölgede çok şiddetli gerçekten bir komando harekâtı uygulayarak burayı işgal eden Rum komando taburlarını bölgeden attık.

Bu arada 3. Bölük Komutanı Üsteğmen Oğuz Yener, Astsubay Cemal Yurdumgüzel, Asteğmen Sıtkı Toksoy, 7 erim şehit düştü. Ayrıca 20 yaralım vardı. Haluk Üstügen büyük bir cesaret ve komando birliğinin özelliklerine yakışır şekilde birliğini sevk ve idare ederek Doğruyolu ele geçirdi. Üçüncü Bölük Komutanı şehit olduğu için bölgedeki birliklerin sorumluğunu o hatta ona verdim. Havan atışlarıyla ve Haluk’un girişimleriyle bölgeyi ele geçirdik. O akşamki çemberi yarma harekâtının özeti budur.

22 Temmuz günü aynı taarruz planına göre Karmi ormanları istikametine taarruz planını uyguladım. Bu arada birliğimin ilerleyişinin yavaşlamasını hızlandırmak için ileriye yanaştım. Ancak bölgedeki koruganlar bizi ateş altında tutuyorlardı. Bu koruganlara yanımdaki Astsubay Muharrem Sulu’nun takımıyla saldırırken koruganlara el bombası kullandım. Ben de yaralandım. Ve yaralandığım için daha ileriye gitmedik. Doğruyol ve Atak bölgesinde teşkilatlandık…

Sağ olsunlar daha sonra Kıbrıslı kadirşinas yöneticiler Keskinsırt Tepesine Cemal Eruç Tepe, Doğruyola Haluk Üstügen Tepe, Atak Tepeye Oğuz Yener ismi verildi. Sırtlara da Cemal Yurdumgüzel ve Sıtkı Toksoy adı verildi.

Haluk Üstügen ince uzun 1.80 boyundaydı. Çelik gibi karakterli, dürüst, mesleğine bağlı, zaman mefhumu olmayan bir komutandı. Kahraman bir bölük komutanı idi. Her zaman bölüğünü düşünen insandı. Mesleğine sadık ve hâkim, görevini çok iyi yapan birlik komutanıydı. Ailece sık sık görüşür, konuşurduk. Rahmetliyi 4 gün önce arayıp konuşmuştum. İstanbul’da yaşıyordu.”

SAVAŞTIĞI SUBAYLA YEMEK YEDİ

Emekli Kurmay Albay Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kalelioğlu: “Topçu Kıdemli Üsteğmen olarak 1973 yılında Kıbrıs’a atandım. Tarih öğretmeni kimliğiyle Magosa’da görev yaptım. Amacım Mukavemet Teşkilatı’nı örgütlemekti. Bir yıl birliği hazırladım. Barış Harekâtı sırasında Magosa’yı eski derme çatma silahlarla da olsa bir ay savunduk. Burada 19 Temmuz gecesi sahte çıkarma yanıltması yaptık. İlk ateşi açarak düşmanı üzerimize çektik ve Girne’deki çıkarmayı rahatlattık. Haluk Üstügen ise o sırada Girne’de Beşparmak Dağlarında savaşıyordu. Harp Okulu’nda devre arkadaşıydık. Başka sınıflardaydık ancak görüşürdük. İkinci Bölük Komutanı olarak Haluk Üsteğmen iki Yuna taburunu, iki bölükle imha etti. Bu dünyada ender olan bir başarıdır. O çatışmalarda devre arkadaşım Oğuz Yener’i de şehit verdik. Zaferden sonra Haluk Üsteğmenle de yüz yüze geldik ve görüştük. Zaman içinde de görüşmemiz sürdü. Çok iyi dostluğumuz oldu. Magosa’ya geldi. Daha sonraki yıllarda Kıbrıs’a yerleşmişti Lefke’de yaşadı.

Son derece mütavazı, asil, yaptığıyla övünmez. Gerçeklerin peşinde, ideal askerdi. Öyle insandı ki Harekâttan sonra Kıbrıs’ta karşı karşıya geldiği Nikos isimli Yunanlı subayla İstanbul’da karşılıklı yemek yemişti. Harekâtı konuşmuşlar ve Yunanlı subay Nikos, Haluk’un savaş sırasındaki kahramanlığına ve savaşçılığına hayran olduğunu söylemiş. Ne yapıp edip onu bulmuş… Şerefli bir Türk’le savaşmaktan gurur duydum, demiş. Haluk her şeyden önce insanız der ve bu olayı anlatırdı.”

‘BİRLİKTE SAVAŞTIK’

E. Kur. Alb. Vecdi Bingül: “Barış Harekâtı sırasında Doğruyol ve Atak Tepe’deki çatışmalara İkinci Bölük ile birlikte katıldık. Ben 3. Bölük Komutanlığında Teğmen olarak görev yapıyordum. Bölük Komutanım Üsteğmen Oğuz Yener şehit oldu. Onun şehadeti üzerine emir komutayı ben aldım. Daha sonra bölüğümüz Haluk Üstügen’in komutanlığına verildi.  Atak Tepe’ye benim bölüğüm çıktı. Gece 01.00’den sabah 09.00’a kadar şiddetli çatışmalar oldu. Şehitler verdik… Rum taburunu geri püskürttük ve hâkim tepeleri aldık. Haluk Üstügen iyi bir askerdi. Attila Turhan ve Muzaffer Tekin’in kahramanlıkları unutulmaz. Hepsine Allahtan rahmet diliyorum.”