03.01.2020 günü İran Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis Bağdat Uluslararası Havaalanı'na düzenlenen füze saldırısıyla öldürüldü.

Olayı ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) üstlendi.

https://odatv.com/images2/2020_01/2020_01_03/iran-1.jpg

Olayı ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) üstlendi.

İran, olaydan sonra  diplomatik misyonu bulunmayan ABD’yi temsil eden İsviçre'in Tahran Büyükelçisi Markus Leitner Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak, Kasım Süleymani’nin öldürülmesini protesto etti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi yaptığı açıklamayla, "İsviçre Büyükelçisine Washington'un hareketinin bariz bir devlet terörü örneği olduğu ve ABD yönetiminin tüm sonuçlarından sorumlu olduğu söylendi" .

Haşdi Şabi Sözcüsü Ahmed el-Esadi, yaptığı açıklamada "Kasım Süleymani ve el-Mühendis'in öldürülmesinden düşman ABD ve İsrail sorumlu" ifadelerini kullandı.

https://odatv.com/images2/2020_01/2020_01_03/_110377917_gettyimages-1167365368-594x594.jpg

ABD Savunma Bakanlığından (Pentagon’dan) yapılan açıklamada, "ABD ordusu Başkan'ın talimatıyla, ABD'nin terör listesindeki Kudüs Gücü lideri Kasım Süleymani'yi öldürerek yurtdışındaki ABD personelini koruma yönünde savunma amaçlı kararlı bir eylem gerçekleştirdi" ifadelerine yer verildi.

Yaşananların ardından petrol fiyatları ani bir yükseliş kaydederek yüzde 3 artış gösterdi.

İran lideri Ali Hamaney, Kasım Süleymani'nin ABD saldırısında öldürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Suçluları acı bir intikam bekliyor" dedi.

ABD Başkanı Trump olaydan sonra witter hesabı üzerinden Amerikan bayrağı paylaştı.

https://odatv.com/images2/2020_01/2020_01_03/vdfverfefe.jpg

Peki Türkiye nasıl tepki gösterdi?

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı "Bölgede tırmanan ABD-İran gerginliğinden derin endişe duyuyoruz. Özellikle Irak’ın çatışma alanı haline getirilmesinin hem Irak’ın, hem de bölgemizin barış ve istikrarına zarar vereceği uyarısını kuvvetle tekrar vurguluyoruz…Bölgemizde istikrarı tehdit eden bu gibi tırmandırıcı adımların şiddet sarmalını artıracağı ve bu durumdan tüm tarafların zarar göreceği bilinmelidir. Türkiye bölgede dış müdahalelere, suikastlere ve mezhepçi çatışmalara her zaman karşı olmuştur. Bu nedenle tüm tarafları sağduyu ve itidal içinde hareket etmeye, bölgemizin barış ve istikrarını tehlikeye atacak tek taraflı adımlardan kaçınmaya ve diplomasiye öncelik vermeye davet ediyoruz." şeklinde açıklamada bulundu.

Süreç bu kadar hızla gelişince gözler Rusya’ya çevrildi. Peki Rusya ne dedi?

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, "ABD bölgedeki güç dengesini değiştirmek istiyor. Bu olay, bölgede tansiyonun artması dışında başka hiçbir işe yaramaz ve bundan milyonlarca kişi etkilenecek…Süleymani'nin Bağdat kırsalında ABD'nin füze saldırısı sonucu öldürülmesini, bölgenin tamamında gerilimi tırmandıracak maceraperest bir adım olarak görüyoruz. İran halkına en derin bağ sağlığı dileklerimizi gönderiyoruz" dedi.

ABD neden Süleymaniyi seçti?

Süleymani, doğrudan Hamaney’e bağlı olan Kudüs Gücü, Suriye’deki çatışmaların başlamasıyla Devlet Başkanı Beşar Esad yanında yer aldı. Esad ve Suriye ordusu saflarında mücadele etmek üzere Afganistan'dan, Irak'tan ve Lübnan'dan Şii milis güçlerini Suriye'ye gönderdi.  Bu nedenle ABD’nin yaptırımlarıyla karşılaşmasına neden oldu.

Hamaney tarafından Süleymani’ye, 2011’de İran Devrim Muhafızları tümgeneralliği verildi.

 

Kasım Süleymani, son on yılda Suriye dışında İran’ın Lübnan, Irak, Filistin ve Yemen'de attığı adımları da yönlendirdi. Lübnan'daki etkinliğini, Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah'la çok yakın bir ilişki kurarak geliştirdi. İran devlet televizyonuna verdiği bir röportajda, 2006'da başlayan Lübnan-İsrail savaşı sırasında cepheye giderek Hizbullah savaşçılarına liderlik ettiğini söyledi [1].Filistin'de ise İsrail'e karşı sert tutumuyla bilinen Hamas örgütüyle yakın ilişkiler kurdu.

Bu nedenlerle ABD hedef olarak Süleymaniyi seçti.

ABD Başkanı Trump olaydan sonra yaptığı açıklamalarla açık açık İran’ı tehdit ederek, gerginliği tırmandırmaya devam etti. Attığı twitlerle;

Trump açıklamasında "ABD askeri ekipmanlarına 2 trilyon dolar harcadı. Biz dünyanın en büyüğü ve en iyisiyiz. Eğer İran, Amerikan üslerine veya vatandaşlarına saldırırsa, bu güzel ekipmanlarımızı bir an bile şüphe etmeden kendi üzerlerine göndeririz"

"Dünyayı, son zamanlarda yüzlerce İranlı protestocu ve hayatında öldürdüğü tüm insanların yanı sıra bir Amerikalıyı öldürüp birçoğunu da yaralayan teröristlerinden temizlediğimiz için İran bazı ABD unsurlarını hedef alma konusunda oldukça cesurca konuşuyor. (Süleymani) Zaten Büyükelçiliğimize saldırıyordu ve başka yerleri vurmak üzere hazırlık yapıyordu. İran zaten yıllardır sorundan başka bir işe yaramadı. Bu bir uyarı olsun: İran Amerikalılara veya Amerikan unsurlarına saldırırsa biz (yıllar önce İran tarafından rehin alınan 52 Amerikalıyı temsilen) 52 İran sahasını hedef almış bulunmaktayız. Bazıları üst düzey ve İran ve İran kültürü açısından çok önemli. Bu hedefler ve İran'ın kendisi çok hızlı ve çok sert bir şekilde vurulacaktır. ABD daha fazla tehdit istemiyor." şeklinde açıklama yaptı.

Peki bu tablo içerisinde İran geri adım atabilir mi?

İran bu olaydan dolayı rencide oldu ve değerlerine ciddi bir saldırı olduğunu düşünerek buna yanıt vereceğini açıkça ifade etti. Bölgedeki dengeler yönünden bakıldığında da İran’ın bu saldırıya karşılık vererek konumu devam ettirmek isteyecektir.

Sonuç olarak Süleymani’nin öldürülmesi bölgede ve dünyada ciddi bir gerginlik yaratmıştır. ABD tarafından gerçekleştirilen eylemin ardında iki temel neden yatmaktadır.

Bunlardan birinci Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) kapsamında ABD ve İsrail’in bu bölgede yeni bir düzen kurma ve haritayı değiştirme düşüncesidir. Bu bölgede yaşanan sorunların ve akan kanın durmamasının açık sebebidir.

İkinci neden ise emperyalist devletlerin ve hunharca işleyen vahşi kapitalist sistemin bu bölgede yer alan enerji kaynaklarına el atmak istemesidir. Irak’ta, Suriye’de ve İran’da yaşanan senaryonun arkasındaki temel nedendir.

Olayların ardından ABD'li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da, konuyla ilgili Twitter hesabından yaptığı açıklama son derece ilginçtir.

"Eğer İran ABD ve müttefiklerine saldırmaya devam ederse, petrol rafinelerinin yok edilmesi gibi en ağır bedelleri ödeyecektir. İran hükümetine: Eğer petrol işinde kalmak istiyorsanız dünyadaki en büyük terör destekçisi olmayı bırakın ve ABD ile mütefiklerini rahat bırakın."

Türkiye’nin tavrı son derece önemli olacak.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kasım Süleymani'nin öldürülmesininin Ortadoğu'da büyük sorunların başlangıcı olabileceğini dile getirerek, "Bizim Sayın Erdoğan'dan beklentimiz Türkiye'yi Ortadoğu'daki ateşten uzak tutmasıdır" dedi.

Türkiye ateş çemberinin tam ortasındadır.

Türkiye’nin tavrını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan belirleyecektir. Türkiye, Suriyede yaşananlardan sonra, ateşin ortasında kalmadan aklıselim bir politikayla bu süreci atlatmalıdır.

Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle savaşa değil, savaş sözüne bile tahammülü yoktur.

 

[1] Oda Tv.