Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşı ve Cumhuriyetin kuruluşunda emeği olan bir devlet adamının adı verilen parkın bu denli bakımsız olması Cumhuriyetçilik ve Atatürkçülük adına hem düşündürücü hem de üzücüdür.
Gülelim oynayalım kam alalın dünyadan/ Ma-i Tesnim içelim çeşme-i nev-peydadan/ Görelim ab-ı hayat akdığın ejderhadan/ Gidelim serv-i revanım yürü Sa’d-abad’a
(Gülelim, oynayalım, dünyadan murat alalım/ Yeni yapılmış çeşmeden cennet suyu içelim/ Ejderhanın ağzından ölümsüzlük suyunun aktığını görelim/ Yürü ey servi boylum Sa’dabad’a gidelim.)
Lale Devri Şairlerinden Nedim’in adından söz ettiği devrin saraylı sosyetesi, ailelerin ve gençlerin gezintiye çıktıkları Sadabad ile (Kağıthane Deresi’nin Haliç’e doğru uzanan iki yakası) hem konum hem de sosyolojik olarak günümüzde kendi kaderine terk edilen Efeler Pınarbaşı Mesire Alanı arasında benzerlik vardır.
İmparatorluk dönemi sosyetesi azınlık ailelerinin ve gençlerinin de gezintiye çıktıkları, dileklerini attıkları, Müslüman nüfusun öncülüğünde Hıdrellez Şenliklerinin yapıldığı bir yerdi Pınarbaşı…
İlerleyen süreçte de o devirlerin bir mirası olarak genç kızlar, kadınlar kâğıtlara yazdıkları dileklerini sabah erkenden Pınarbaşı’nı ikiye bölen Saburhane Deresi’nin sularına bırakmaya devam ettiler.
Sonraları yakın zamana kadar halkın bir gezinti ve vakit geçirme yeri oldu Pınarbaşı…
Esnaf, memur ailecek tatil günlerini piknik yaparak çay partileri düzenleyerek Pınarbaşı’nda geçirirler Aydınlılar misafirlerini Pınarbaşı’nı gezdirmeden, orada bir bardak çay ikram etmeden göndermezlerdi.
Ayrıca genç âşıkların ve ders kaçağı öğrencilerin kaçamak yerleri, genç kızların bir yakınıyla görücüye çıktıkları, delikanlıların ve annelerinin kız beğenmek için gezintiye çıktıkları yer de genelde Pınarbaşı olurdu.
Demem o ki, gençlik yılları ama öğrenci ama işçi, çırak, kalfa ya da başka nedenlerle hayatlarının bir bölümü Aydın’da/Efeler’de geçen gençlerden, ailelerden Pınarbaşı ile ilgili anısı olmayan hemen hemen yok gibidir.
Bu özelliğini yakın zamana kadar sürdüren Efeler Belediyesinin sorumluluğundaki Pınarbaşı Mesire Alanının bu günkü kaderine terk edilmiş, sahipsizlik hali ise içler acısı.
En başta insanın yüreğini burkansa alanın Batı Yakasındaki Mahmut Esat Bozkurt çocuk parkıdır. Her şeyden önce park gerek hacim gerek donanım olarak bu devlet adamı ve tarihi şahsiyetin adına yakışmıyor.
Bilindiği üzere Mahmut Esat Bozkurt Rauf Orbay ve Ali Fethi Okyar başkanlığında kurulan İcra Vekilleri Heyeti’nde İktisat Vekilliği görevi yapmıştır.
Ardından Ali Fethi Okyar ve İsmet İnönü başkanlığında kurulan İcra Vekilliği Heyetlerinde de Adliye Vekilliği yapmış, hukuk sisteminin kurulmasında emekleri olan hemşerimizdir.
Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşı ve Cumhuriyetin kurulmasında emeği olan bir devlet adamının adı verilen parkın bakımsızlığı Cumhuriyetçilik ve Atatürkçülük adına hem düşündürücü hem de üzücüdür.
Pınarbaşı Mesire Alanı’nda içler acısı olan yalnız Mahmut Esat Bozkurt Parkı’nın hali pür melali de değildir.
Alanı ortadan ikiye bölen dere yatağı ağzına kadar çay artığı ve çakılla dolmak üzeredir, biten ağaçların boyu kenarlarındakileri geçmiştir, derenin nemi ve atılan çöplerin kokusu son derece rahatsız edicidir.
Düzenli temizliğinin yapılmadığının göstergesi ise gazlı içecek ve bira şişelerinden ve çöpten geçilmemesi ve mevcut halin görende bir mesire alanından çok serkeş yatağı algısı uyandırmasıdır.
Oysa Efeler’de alt tabaka gelir grubu ailelerin araçsız ya da toplu taşıma araçlarıyla ulaşabilecekleri temiz, bakımlı çoluk çocuk, ahbap yaren çay demleyebilecekleri güvenli bir mesire alanına ihtiyaç olduğu da bir gerçektir.
Onun içindir ki, insanlar Efeler Belediyesi’nden Pınarbaşı Mesire Alanı Ticaret Lisesi köşesindeki Karanlık Köprüden başlayarak iki yakasını da içine alacak bir peyzaj ve aydınlatma projesi ile hatıralardaki o eski Sadabat konumuna tekrar kavuşturulmasını bekliyor.
Sosyal demokratlık, halkçılık öyle söylemle değil eylemle olunuyor.
Tapu Müdürlüğüne dilekçe verecekler adres olarak 1919 sokak mı, Adile Naşit Sokağı mı yazacaklar?
5216 Sayılı Büyükşehir Kanunu’nun 7.maddesinin 1.fıkrasının g bendinde “meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak adları büyükşehir belediyeleri tarafından belirlenir,” denilmektedir.
5393 Sayılı Belediye Kanununun 81.maddesinde ise “meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak adları değişikliği mülki amirin izni ile yürürlüğe girer,” ifadeleri yer almaktadır.
Büyükşehirden araştırdık, kendilerinden 1919 sokakla ilgili ad değişikliği izninin alınmadığı bilgisine ulaştık.
Büyükşehir teklif etmeyince Valiliğin de izninin söz konusu olamayacağına göre Tapu Müdürlüğüne yazılı başvuracaklara, soranlara ve meraklılarına yardımcı olmak istedik.
Elçiye zeval olmaz, Efeler Belediyesi yetkilileri açıklarsa vatandaş da aydınlanmış olur.
Dilekçelere sokağın bir ucundaki tabelada yazdığı gibi 1919 sokak mı yoksa diğer ucundaki tabelada yer aldığı şekilde Adile Naşit Sokağı mı yazılacak?