Kaç yaşında olursanız olun, içinizde, sizin sevginize her an ihtiyacı olan küçük bir kız ya da erkek var. Üstelik onun mutlu ya da mutsuz olması coşkuyla dolması ya da karamsarlığa kapılması sadece sizin elinizde. Ve onun mutsuz ve karamsar olması senin bu duygu durumunda yaşamana neden olur. Lütfen bunu hatırlayın!

Şu an kaç yaşında olursan ol, kızdığın, kırgın olduğun, suçlu ya da utangaç hissettiğin duygu durumları geçmişinde çocukluğunda yaşadığın bazı olaylarda ve iletişimde olduğun büyüklerinden duyduklarından sende kalıplaşmış duygular olabilir. Dolayısı ile o anları ve kişileri hatırladığında üzülür, kızar ama o çocuğun mağduriyetini hatırlamak bile istemezsin, onu yok sayarsın.

Şu an size göre ne kadar güçlüsünüz ya da güçsüzsünüz, ne kadar seviliyorsunuz ya da sevilmiyorsunuz, ne kadar güzelsiniz ya da çirkinsiniz FARK ETMEZ! Onun size ihtiyacı var, sizin de ona. O küçük çocuğun sevmenize, onurlandırmanıza, şefkat göstermenize ihtiyacı var.

Yetişkin biri, çocuklara daha hassasiyet gösterir, kendi çocuğu varsa kendinin yaşamak zorunda kalıp, unutmaya çalıştıklarını kendi çocuğu yaşamasın diye fazla hassasiyet gösterebilir. Örneğin yürürken yetişkinlere çarpar mıyım diye düşünmez ama bir çocuk görürsek daha nazik davranmaya çalışırız.  Çünkü bize göre o daha narin ve savunmasızdır. İncitmek istemeyiz.

Oysa bilmelisiniz ki aslında en narin, en savunmasız çocuk içinizde duruyor. Peki siz onu en son ne zaman düşündünüz? Ne zaman sevdiniz?

Bu zamana kadar çok şey için hırpaladınız belki kendinizi. Çoğu zaman önce kendinize kızdınız. Beceriksiz ya da başarısız olduğunuzu düşündünüz. Belki başkalarının hatalarında bile “ben öyle demeseydim, gitmeseydim, vermeseydim…” deyip kendinize kızdınız. Aslında kendinize böyle acımasız davrandığınızda en çok o geçmişindeki o masum çocuğa zarar verdiniz. En çok onu yaraladınız ve tabiki onunla birlikte sizde aynısını yaşadınız.

Yıllarca kaçtığını sanarak, daha da bu acılarla yaraları kanatarak büyüttün ve bunu bilmeden yaptın. Aslında bu yaraları iyileştirmek ise sadece senin elinde olduğunu bilmek nasıl olurdu?

Öncelikle ne kadar değerli olduğunuzu, neleri başardığınızı hatırlayın. Kendinizle başardıklarınızla, gurur duyun!

Önce kendinizi sevin. İçinizdeki çocuğu sevin. Hatırlayın o çocuğu ve sarılın ona. En masum, en kırılgan, en sevgi dolu, en cesaretli, en yalansız tarafınız o. Bilin ki çok ihtiyacı var ki sizin ona sarılmanıza. Hatta ondan çok senin ona sarılmaya ihtiyacın var.

O küçük çocuk, her ne yaşadıysa o kadar tecrübesiz, çaresiz, savunmasızdı, hayatı öğrenmeye, sevilmeye çalışıyor ve korunmaya muhtaçtı, yapabileceği hiçbir şey yoktu. Gene de o kadar güçlüymüş ki bak sen onun sayesinde büyüdün buradasın. O olmasaydı, sen olmazdın. Onunla bir olmaya var mısın?

Lütfen birkaç dakikanızı bu çalışma için ayırın.

“0- 7 yaş arasında vizyonuna hangi görüntü geliyorsa Oradaki küçük çocuğa bak ne yaşamış ve ne hissediyor, yargılamadan önce izle sadece.

Ne hissediyor o küçük.  Heyecan, mutluluk, korku, yalnızlık, duygusunu gör ve ona yavaş yavaş yaklaş ve onun seviyesine çöküp onun gözlerine bakmaya çalış, gülümseyerek.   Yavaş yavaş ona yaklaş elini onun kalbine koy ve ben geldim, seni yok saydığım ve unuttuğum için özür dilerim, artık seni korumaya hazırım ve seni affediyorum. Yavaşça onu göğsüne çe ve sevgiyle sarıl ona . Seni çok seviyorum,  . Doğrularınla yanlışlarınla seni kabul ediyorum ve seninle gurur duyuyorum. Hayat; çok güzel ve senin kahkahanla neşenle daha da güzel olacak.  

Artık hep güvende olacaksın, seni her zaman koruyacağım. Benimle bir olur bana güvenirsen ikimiz çok daha güçlü ve mutlu olacağız.

İzin verin o çocuk kendini güvende hissetsin. Size güvensin ve küçük elleriyle size sarılsın.

Derin bir nefes alın ve gülümseyin.

İçindeki çocuğun neşesi ile, yaşamın akışta, oyun tadında keyifle geçsin!