'Kıbrıs Barış Harekâtı

kenetlenmeyle başarıya ulaştı'

Kıbrıs Barış Harekâtında bütün vatandaşlar, general/amiral, subay, astsubay ve erler büyük bir şevk ve heyecanla hareket etmiştir. Bütün vatandaşlar TSK'nın arkasında durmuş, Kıbrıs Barış Harekatı bu bütünleşme ve kenetlenme, yeterli hazırlık, kararlılık, doğru dış politika ve diplomasi ile zafere ulaşmıştır

20 Temmuz 1974 günü gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 46’ncı yılı. Cumhuriyet tarihinin deniş aşırı en önemli harekâtı derslerle dolu tecrübeler bıraktı. En önemlisi Türk milletinin birleşmesi ve bütünleşmesiydi. Bu Mehmetçiğe büyük moral oldu ve zafere götürdü. Türkiye oldubittiyle Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını engelledi. Akdeniz’de stratejik üstünlük sağladı. Bugünkü Mavi Vatan sınırlarına ulaştı.

E. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Kıbırs Barış Harekâtı'na Teğmen rütbesiyle komando subay olarak katıldı. 20 Temmuz çıkarması ve 14 Ağustos İkinci Harekât sırasında sıcak çatışmalara da girdi. Yakın arkadaşlarını şehit verdi. Pekin, herekâtı AYDINPOS için değerlendirdi:

Sayın Komutanım, Barış Harekâtı'nın yapılış ve sonuçları açısından değerlendirmesini yapar mısınız? Türkiye'nin kararlılığı, TSK'nın hazırlanma kabiliyeti...

"Kıbrıs Barış Harekâtı uzun süren planlı bir hazırlığın, hedefe ve amaca uygun güç geliştirmenin, bıkmadan sürdürülen siyasi/diplomatik faaliyetlerin, yoğun olarak yürütülen kamu diplomasisinin ve kararlılığın sonucu olarak zafer ile sonuçlanmış doğru/başarılı bir strateji ürünüdür.

Hazırlık safhası yani planlama ve güç geliştirme safhası 16 yıl sürmüştür. Bu safhada TMT teşkilatı kurulmuş, bu teşkilat Kıbrıslı mücahitleri eğitmiş, onları savaş için teşkilatlandırmış, silahlandırmıştır.

Bu safhada TSK bir adaya müdahale edebilmek için gerekli hava indirme, uçar birlik, kıyı başını tutacak ve patlayıcıları temizleyecek unsurları, ikinci, üçüncü kademe birlikleri, bu harekâtı destekleyecek hava kuvvetleri ve deniz kuvvetleri unsurlarını geliştirmiştir.

Bu kapsamda helikopterleri, çıkarma gemilerini, paraşütçüleri atacak uçakları, SAT timlerini, jetleri, denizaltı, mayın arama ve su üstü gemilerini envanterine almış, bir komando tugayı, bir hava indirme tugayı ve bir amfibi alay kurulmuştur.

CESARET HER TÜRLÜ

TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR

Kıbrıs Harekâtına iştirak edecek birlikler belirlenmiş, bu birlikler eğitilmiş, arazi tatbikatları,  plan tatbikatları, plan seminerleri, harita ve kum sandığı çalışmaları ile harekâta hazır hale getirilmişlerdir.

15 Temmuz 1974 tarihinde ENOSİS taraftarlarının yaptığı darbeden sonra Türkiye’nin beş gün boyunca yürüttüğü yoğun diplomasi sonucunda 16 yıllık hazırlıkla oluşturulmuş müşterek görev kuvveti hiçbir tereddüde meydan vermeden büyük bir kararlılıkla kullanılmıştır.

Bu harekâtta bütün vatandaşlar, general/amiral, subay, astsubay ve erler büyük bir şevk ve heyecanla hareket etmiştir. Bütün vatandaşlar TSK'nın arkasında durmuş, Kıbrıs Barış Harekatı bu bütünleşme ve kenetlenme, yeterli hazırlık, kararlılık, doğru dış politika ve diplomasi ile zafere ulaşmıştır. Tabii general/amiral, subay, astsubay, erbaş ve erlerimizin cesaret ve kahramanlıkları her türlü takdirin üzerindedir."

‘TATBİKATLARLA HAZIRLANDIK’

Hazırlık aşamasında neler düşünüyordunuz? 15-20 Temmuz arası. Ve ikinci aşama.

"Piyade okulunu bitirdikten sonra 1973 yılı temmuz ayında ilk birliğim olan Hava İndirme Tugayı,1'nci Paraşüt Taburuna katıldım. Tugayın icra ettiği plan tatbikatları ve Taburca yaptığımız kum sandığı çalışmalarında hem paraşütle atlayacağımız araziyi, inmeyi müteakip gideceğimiz istikameti, ele geçireceğimiz hedefleri etüt ediyor, karşılaşacağımız düşman mukavemetini ve uygulayacağımız hareket tarzlarımızı manga seviyesine kadar inceliyor ve zihnimize kazıyorduk.

Aynı çalışmaları Karasazlık/Kayseri atlayış bölgesine yaptığımız paraşüt atlayışlarında yapıyorduk. Kıbrıs’da yapacağımız harekâtın ve görevlerin aynısını benzer arazide neredeyse birebir tatbik ediyor, provasını yapıyorduk. Tugay komutanından, manga komutanına kadar bütün liderler paraşütle atlama dahil yapacakları bütün faaliyetleri test ediyorlar ve adeta ezberliyorlardı. Hava İndirme Tugayı emir verildiğinde uygulayacağı harekatı bütün fertleriyle karargah çalışmaları ve fiili tatbikatlarla prova ediyordu.

TOP ATIŞINDA ARKADAŞIM ŞEHİT OLDU

Çıkarma anında neler hissettiniz. Neler yaşadınız? Göreviniz neydi?

Kıbrıs’ta darbe olduğunda Komando İhtisas Kursunun sualtı bölümünü bitirmiş ve Dağ Komando Okulu/Eğirdir’e yeni dönmüştük. Okul Komutanımız Adnan Doğu (o tarihte Tuğgeneral idi.) beni, aynı birlikte görevli olan devre arkadaşım Arif Alim ve Astsb. Haydar’ı (soyadını hatırlamıyorum.) odasına çağırarak derhal Hava İndirme Tugayı’na dönme emrini tebliğ etti. Paramız olup olmadığını sordu, bize bir miktar para vererek taksi ile Eğirdir’den Kayseri’ye gitmemizi emretti.

Kıbrıs’ta Kırnı bölgesine indiğimizde taburumuz Lefkoşe istikametine ilerledi ve bölgede mevzilenerek atlayış ve helikopter iniş bölgelerini emniyete aldı. Amaç Yunan Kontenjan Alayının bu üzeri bölge taarruzunu önlemekti. Bu arada akşam üzeri ben, Arif Alim ve Astsb. Haydar boğaz bölgesinde bulunan Kolordu Karargâhına yönelik tank taarruzunu püskürtmek için oluşturulan bölük düzeyindeki birliklere görevlendirildik.

İnmeyi takip eden dört gün boyunca, çıkarma yapan birliklerle birleşme sağlanamadığı için tank ve ağır silahlarımız yoktu. Ancak hava desteği vardı. Bu dört gün boyunca Kor. Kh., Hava İndirme Tugayı, Bolu Komando Tugayı, Nevşehir Jandarma Komando Tb. ve Kıbrıs Türk Alayı Ada'nın içinde yalnızdı.

Ben ve arkadaşlarım Boğaz bölgesine geldiğimizde üç bölük vardı ve bu bölüklerden birinin komutasını ben aldım, Astsb. Haydar da benim bölük astsubayım oldu. Diğer bölüğü Tğm. Arif aldı. Üçüncü bölüğü ise komando kursunda beraber olduğumuz, görev almadığı halde bölgeye kaçak yollardan gelen Kıbrıslı Ütğm. Zencer Zekai aldı. O akşam gereken tedbirleri alarak tank taarruzunu önledik. Çok dar bir alana sıkışmıştık.

Sabah saat 11.00 gibi Astsb. Haydar ve Kıbrıslı bir mücahitle mevzileri dolaşırken bölgeye (Zeytinlik ve Kömürlük sırtları bölgesi) birbirinin ardı sıra iki top mermisi düştü. Mücahit bana "Komutanım herkes mevziye girsin, biraz sonra Rum topçusu tesir atışına başlayacak" dedi. Biz hemen mevziye girdik. Astsb. Haydar yakındaki mevziye girmek üzere daha üçüncü adımını atamadan Rum topçusunun taburca tesir atışı başladı ve bir şarapnel parçası Haydar’ın göğsüne girerek onu şehit etti. Tam bir buçuk saat, Rum topçu taburunun ateşi altında kaldık. Hâkim yerler (Dimoko bölgesi) henüz Rumların elindeydi.

12 ŞEHİT VERDİK

Bu kadar ateş altında kaldıktan sonra, bölüğümü toparlarken Hv. İndirme Tugayı serbest paraşüt müfrezesinden tanıdığım Ütğm. Çağdaş İlk geldi. Lapta-Karava bölgesine açılan boğazı kontrol eden Kral Kızı Tepenin Rumlar tarafından tekrar ele geçirildiğini söyleyerek Kolordu Karargâhının ve Lapta-Karava Boğazının emniyetinin tehlikeye girdiğini ifade etti. Bu tepenin taarruzla bu akşama kadar tekrar ele geçirilmesinin gerektiği konusunda Tugay Komutanı Tuğg. Sabri Evren’in emrini iletti. Bölgeye iki bölük daha gönderilmişti. Bunların başında Hava İndirme Tugayı serbest paraşüt müfrezesinden tanıdığım Ütğm. Zafer ve Komando Okulundan mekkarecilik hocası olan Ütğm. Hocam vardı. Ben Ütğm. Çağdaş İlk’e hemen bölüğü toparlayın, dedim. O ise "Bölük burada kalsın" diyerek yolda bekleyen iki otobüsü işaret ederek "Bu harekâta bu erlerle katılacaksın" dedi. Ben hemen öndeki otobüse binerek Kral Kızı Tepeye doğru hareket ettim. Bölgeye vardığımda önce diğer bölüklere komuta eden üsteğmenlerle görüşerek harekâtı planladık ve taarruz saatini kararlaştırdık. Sonra bölüğümün yanına geldim.

Bölükte hava teknisyeni bir astsubay ve 90 er ve erbaş vardı. Ben hemen erleri mangalar halinde teşkilatlandırdım. Benim taarruz istikametim tam Beşparmak Dağları ile bitişikti. Daha sonra Kral Kızı Tepeye bizden önce taarruz eden, tepenin eteklerinde yer alan Bilelli Köyünde makinalı tüfek mermisiyle yaralanan 3'ncü Bölük Komutanı Hasan Karabay’ın bu durumu tepeyi ele geçiren bölüğün geri çekilmesine ve Atğm. Şevket Çil dahil 12 şehit verilmesine yol açmıştı. O günün akşamı tepeyi tekrar ele geçirdik, şehitlerimizi ve yaralılarımızı tahliye ettik.

YANLIŞLIKLA RUM KÖYÜNE GİRDİK

Kral Kızı Tepeyi ele geçirdikten beş gün sonra, Bolu Komando Tugayının 2'nci Komando Taburu bizim üzerimizden aşarak Lapta-Karava Boğazını ele geçirecek, böylece hem Rum birliklerini arkadan kuşatacak, hem de çıkan birliklerle bu bölgeden de birleşmeyi sağlayacak bir harekata başladı.

2'nci Komando Taburu, Kral Kızı Tepe üzerinden taarruza başladı. Boğazın girişine kadar ilerlemede bir sorun olmadı. Boğazın girişinden itibaren çok yoğun bir direniş ile karşılaşıldı ve taarruz hızı yavaşladı. Bu arada taburun mühimmat aracı isabet aldı ve imha oldu. Taburun kritik mühimmat ihtiyacını karşılamak üzere mücahitin kullandığı bir araç ile Ütğm. Nermi Tombul, devre arkadaşım Tğm. Gürkan Işık ve bir Asteğmen, Taburun bulunduğu bölgeye hareket ettiler. Muherebe sahasında kimin nerede olduğu belli değildi ve yollar da tam olarak bilinmiyordu. Maalesef haberleşmeyi sağlayacak telsizimiz de yoktu. Habercilerle bu ihtiyacı gideriyorduk.

Tabura mühimmat götüren araç yanlışlıkla Rumların kontrolündeki bir köye girmiş ve bir anda Rum askerleriyle karşı karşıya kalan araçta bulunan Asteğmenin aşağıya atlaması üzerine Nermi Tombul ve Gürkan Işık da aşağıya atlarlar ve çatışmaya başlarlar. Mücahit ise araçla beraber geri döner ve haber verir. Aradan bir saat geçmiştir ve tabur Boğazda sıkı bir çatışmaya girmiştir. Onlara yardım göndermek için hazırda bir kuvvet ya da zırhlı araç yoktur. Üçü de kaderlerine terk edilir. 2'nci Komando Taburu, rahmetli Muzaffer Tekin cesareti ve kahramanlığı öncülüğünde boğazı ele geçirir ve birleşmeyi sağlar. Üç kahraman subayımızın naaşları ikinci harekat sırasında bulunur. Kahraman subaylarımıza işkence edilmiş ve vücutlarında yüze yakın mermi deliği bulunmuştur."