Bu anlamda Mustafa Savaş ilk iki seçimi kaybının ardından seçimleri neden, nasıl kaybettiğinin, üçüncü kez nasıl kazanacağının, kaybetmesi halinde kendinden neler götüreceğinin muhasebesini yaptı da aday olduysa bu kez sonuç farklı olabilir. Aksi halde kaybı onun siyasi geleceğinde tamiri zor bir gedik açar.

31 Martta yapılacak yerel seçimlerde AK Parti dolayısıyla Cumhur İttifakı büyükşehir adayı, her ne kadar kesinmiş gibi tahmin ediliyor olsa da, yine de bir sürpriz yaşanır mı denilerek merak ediliyordu Mustafa Savaş’ın adaylığı-malumun ilanı – açıklanınca tahmin edenler yanılmamış oldular.

Malum Aydın’da herkes tarafından bilinen Mustafa Savaş Kasım 2015’ten beridir milletvekili… İki dönemdir TBMM KİT Komisyonu başkanı.

Ayrıca Aydın büyükşehre adaylık serüveninde bu çıkışı ilk de değil Özlem Çerçioğlu karşısında kaybettiği bu üçüncü dönemi.

Nitekim Mustafa Savaş’ın adaylığı ilan edildiğinde bir soru üzerine Özlem Çerçioğlu  tarih tekerrürden ibarettir, umarım, centilmence bir yarış olur, iftira atmazlar” dedi.

Daha önce de basında yer alan bir demecinde: “Ben aday olduğum sürece AK Parti’nin Aydın’da kazanma şansı yok”, (Aydınpost, 21.07.2023) sözleriyle meydan okumuştu.

Mustafa Savaş’ın seçiminde, bütün partilerde geçerli, tanınırlığının rol oynadığı muhakkak. Ancak Mustafa Savaş’ın rakibini sevindiren, kazanma ümidini artıran büyükşehir adaylığında iki kez denendiğini ve kaybettiği…

Özlem Çerçioğlu’nuntarih tekerrürden ibarettir” sözleri ilk iki seçimde nasıl galip geldiysem üçüncüsünde de zafer benimdir, anlamına geldiği gayet açıktır.

Ancak tarihte sanılanın aksine olaylar aynen tekrar etmez, tekrar eden insanların yanlışlıklarıdır. Her kim ve toplum hatalarından ders, almadığı sürece olaylar da peşlerini bırakmaz, devam eder.

İnsanlığın ilerlemesi ve geleceği inşa etmek adına tarih dediğimiz milletlerin toplu hafızaları tecrübe denilen bu yanlışlardan kaçınması ve uzak durması için vardır.

Zira aynı kusurları işleyerek her keresinde farklı sonuçlar beklemek, nasıl ki akıl karı değilse hataları tekrarlamak da insanların zaman içinde yolculuklarında başlarına gelebilecek olumsuz olayların peşlerini bırakmaması demektir. .

Sürekli yaşanan örneklerine bakıldığında bu tür eylemler tam da bizlik yani yalnız bizdeki partilere ve politikacılara özgü bir davranış şeklidir demek sanırım yanlış olmaz.

Çünkü bizde muhasebeye ve özeleştiriye dayalı toplumsal bellek, hafıza zayıftır, o nedenle senaristi değişse de konuları aynı filmler izlenmeye devam eder ve her izlenişinde farklı sonuçlar beklenir.

Bu anlamda Mustafa Savaş ilk iki seçimi kaybının ardından seçimleri neden, nasıl kaybettiğinin, üçüncü kez nasıl kazanacağının, kaybetmesi halinde kendinden neler götüreceğinin muhasebesini yaptı da aday olduysa bu kez sonuç farklı olabilir. Aksi halde kaybı onun siyasi geleceğinde tamiri zor bir gedik açar.

Mustafa Savaş’ın bir türlü varlık, yokluk mücadelesi şeklinde geçecek olmasıyla 31 Mart seçimleri öncekilere kıyasla telafisi kolay olmayacak bir seçimi olacağı kesindir.

Onu kurtaracak başarının yolu geçen iki seçimde rakibine nazaran nispeten düşük olan ve seçimi kaybetmesinde önemli bir rol oynayan enerjisini parti teşkilatlarına ve yakın çevresine hissettirmesinden geçiyor.

Bu anlamda kitleleri bir seferberlik ruhuyla harekete geçirebilirse bir de buna azim ve iradesini katarsa Mustafa Savaş seçimi kazanma konusunda boğayı boynuzundan yakalar.

O boğayı boynuzundan yakalama başarısını gösterebilir mi bilinmiyor. Zira bu güne kadar Mustafa Savaş hep Ankara kantarında tartıldı ve milletvekili oldu Aydın’da iki kez gerçek kantar olan sessiz çoğunluk tarafından tartıldı ancak tartıda okkası yeterli bulunmadı ve o zaman görüldü ki, Ankara’nın kantarının çekileri ile Aydın’ınki farklı.

Ne de olsa Ankara kantarının topuzu bir kişinin elinde Aydın’dakinin topuzu ise sessiz çoğunlukta yani millette…

2014 ve 2019’da edindiği tecrübeler ışığında bir daha tartıya çıkmaya hazırlanan Mustafa Savaş kampanya boyunca iktidarın icraatlarını savunacak ve hesap vermek zorunda kalacak.

Hele yerelde milletin kantarına çıkmak kolay değildir, milletvekilliğindekine benzemez. Vatandaşın Mustafa Savaş hakkında yanıtını arayacağı soru “Aydın değişmesin, kasaba olarak kalsın” diyenŞehir Kulübü’ üyelerinin yararlarının takipçisi mi olacak yoksa halkla ikisi arasında denge kuracak bir başkan mı ölçüp, tartacak ve notunu ona göre verecek.

Asıl onu uğraştıracak olan gerek parti içi rekabetten gerekse büyükşehir adaylığında yıpranmışlığından gerekse partide ayağına her taş değenin faturasını kendine ona çıkarmasından, bu seçimde oy vermeyeceğini açıktan dile getiren, geçen seçimlerle karşılaştırıldığında azımsanmayacak sayıda, partili bir kesimin varlığı ve onları nasıl ikna edeceği konusudur.

Başkalarına gerek kalmadan partililerden bir adaya karşı yükselen itiraz sesleri bu tür kritik bir seçimde kaybettirmeye yeter de artar.

Mustafa Savaş’ı bu olayda teselli edecek tek faktör kendini CHP’li olarak tanımlayan Özlem Çerçioğlu karşıtlarının kendi karşıtlarından fazlalığı ve rakibinin de yüzünün eskimesi yani yıpranmasıdır.

Mustafa Savaş’ı seçmende rıza oluşturmada terletecek ikinci konu ise kent insanının yetişmekte zorlandığı çarşıda, pazarda, markette, mağazalarda neredeyse günlük değişen etiketlerden aile bütçelerine yansıyan yük, hayat pahalılığıdır.

Kırsalda ise bir tarım ve hayvancılık bölgesi olması nedeniyle geliri girdilerdeki artışın gerisinde kalan üreticinin geçimine yetmemesidir.

Bunun yanında Aydın bir emekli kentidir ve çoğunluk yüzde 70 enflasyon karşısında 7 bin 500 TL maaşla geçinmek zorunda olan Bağ-Kur ve SSK emeklileridir. Yapılan artışlar kök maaşlara yapıldığı için onlar bu yılbaşı artışlardan da yararlanamıyor.

Her gittiği yerde, çarşıda pazarda, kahve toplantısında, ev ziyaretlerinde ve eş dost toplantısında Mustafa Savaş’ın bu sorulara muhatap olması ve karşılığında ikna edici cevap vermede gerekçe bulamamasının moral bozukluğu kendini yormakla kalmaz, bütün enerjisini emer, yok eder.

Onun yükünü seçmen karşısında az da olsa yeğniltecek olan nasıl ki iktidar işsizlik, pahalılık, girdilerdeki artış gibi genel sorunlardan sorumlu ise BŞB başkanı sıfatıyla Aydın’ın alt yapı hizmetlerinin sorumlusu olması nedeniyle benzer sorularla rakibi Özlem Çerçioğlu’nun da muhatap olacak, olmasıdır.

Eskişehir dışında kalan diğer CHP’li büyükşehirler gibi Aydın’da da büyükşehir uygulaması kanunun amacı dışında kasaba mantığı ile başladı ve öyle de gidiyor.

Mustafa Savaş’a sorulacak konulardan biri de büyükşehri aynı mantığın bir devamı kasaba belediyesi mi, yoksa bir kalkınma ajansı gibi mi, yönetecek, sorusudur.

Sonuç olarak maç ortada… İktidar milletvekili olduğundan hareketle Mustafa Savaş yapılmayan Adliye Sarayı’ndan tutun da Aydın’da aksayan, el atılmayan konulara makul ve mantıklı yanıt bulmak suretiyle seçmeni ikna etmenin yollarını arayacaktır.

Buna karşılık Özlem Çerçioğlu da aynı şekilde görev süresi içinde Aydın özelinde eksik kalan, yapamadığı hizmetler hakkındaki gerekçelerini açıklayarak seçmenin rızasını kazanmaya çalışacaktır.    

Bu konuda ikisinin de hem bagajları/ kondisyonları hem de şansları eşit duruyor. Kim enerjisini tribünlere sirayet ettirir, izleyicide bir sinerji dalgasına dönüştürürse zafer onun olur. Hücum yerine kim orta sahada top çevirmeyi seçerse maçı kaybeder.