15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine 25.07.2016 tarihinde ‘Liderler Zirvesi’ Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binaali Yıldırım,  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli birlik ve beraberlik mesajı verdi.

 

Tarihi zirve sonrasında CHP’den yapılan açıklamada, “Siyasetin normalleşmesine katkı sağlayacak olumlu bir görüşme oldu” ifadeleri kullanıldı. CHP'nin açıklamasının ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın yazılı bir açıklama yaptı. Sözcü Kalın açıklamasında, demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğüne vurgu yaptı.

 

Herşeyden önce, darbe girişimi sonrasında HDP dışında, mecliste temsil edilen tüm siyasi partilerin “darbeye hayır”, “demokratik süreç kesintiye uğramamalı” mesajı verilmesi son derece önemlidir. Türkiye’de her ne nedenle olursa olsun siyasiler arasında, diyolog ortamının koparılmaması gerekir. Fakat bu fotoğraf karesinde HDP’nin yer almaması eksikliktir.

 

akinyakan09082016.jpg

 

7 Ağustosta, Yenikapı'da üç partinin katılımıyla gerçekleştirilen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” birlik ve beraberlik vurgusunun devam edeceği yönündeki algıyı güçlendirmiştir

 

Tüm partiler açısından, şapkalarını önlerine koyarak bir geçmiş muhasebesi yapmaları için ciddi bir fırsattır. CHP ve MHP devletin birliği ve bütünlüğü yönünden, geçmişteki katı söylemleri bir yana bırakarak Saraya çıkması önemlidir. Buraya kadar herşey çok güzel. Fakat birde madalyonun tersine bakalım.

 

Türkiye genelinde 66 bin kamu çalışanı açığa alındı. Açığa alınan kamu çalışanı sayısının süreç içinde yüz bine çıkabileceği belirtiliyor. TSK, adli teşkilatta, HSYK’da, emniyette, milli eğitimde ve diğer kurumlarda çok ciddi bir tasfiye yaşanıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerin, yapısı neredeyse tamamıyla değişti. Harp Okulları kapatıldı.  Harp Akademileri kapatıldı. Binlerce hakim ve savcı görevden alındı. Binlerce polis açığa alındı…

 

Darbe girişimi engellenerek, demokratik düzen korundu. Fakat sonrasında yaşanan değişikliklerle de demokratik ve Anayasal düzen korunmalıdır.

 

Önümüzdeki günlerde, tasfiyeden boşalan kadrolar doldurulacak. Devletin idari yapısında, hergün Kanun Hükmünde Kararnamelerle değişiklikler yapılıyor. Bu olağanüstü dönem, hiçbir şekilde devletin Anayasal yapısını bozmak için gerekçe oluşturmaz.

 

CHP’nin bundan sonraki süreçteki  d u r u ş u ,  tasfiye sonrası yeniden kadroların doldurulması ve Anayasal yapının korunmasında önemli bir sorumluluğa sahiptir.

 

CHP tabanı dikkatle süreci izlemektedir. “Saraya soytarılar gider” sözüne rağmen, 25.07.2016 da saraya çıkan Kılıçdaroğlu için ciddi bir yol ayrımı sözkonusudur. Önümüzdeki günlerde yaşanacak sürece ne kadar müdahil olup, tasfiye sonrası AKP’nin kadrolaşma çalışmaları ve Anayasal yapının korunması anlamında alacağı tavır, CHP’nin geleceği açısından da belirleyici olacaktır.

 

Devletin birlik ve bütünlüğü, Anayasal düzenin korunmasında darbeye karşı dik duruş CHP tabanı tarafından kabul edilecektir. Fakat, Kılıçdaroğlu’ nun bundan sonraki süreçte alacağı tavır, AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın çizeceği tablodaki konumu ve algı yönetimi, CHP ve tabanı için önemlidir.

 

Darbeye karşı olmak kadar,  Anayasal yapının, demokratik, laik hukuk düzeninin korunması açısından KIlıçdaroğlu’nun omuzunda büyük bir sorumluluk vardır. Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin önündeki bu yol ayrımı, gelecekte yaşanacakları belirleyecektir. 

akinyakan09082016-1.jpg