Değerli Aydınpost okuyucuları, turizm tarihimizde dip yaptığımız 2016 yılının ardından çok kritik bir yılı da geri de bırakmak üzereyiz. Şöyle ki, kendimi bildim bileli 35 yıla yakın bir süreden beri turizm sektörü içindeyim. İnanın ki, turizm çok ama çok kötüye gidiyor. Temmuz ayının ortalarına geldiğimiz şu günlerde ne yazık ki bir önceki yıla göre farklı bir noktada olmadığımız görünüyor. Ne yazık ki literatürün ve terminolojinin turizmin gidişatını farklı bakış açılarına kaydırdığını ve hatta değiştirdiğini görüyor ve izliyoruz. Bugüne kadar gerek ülkeye gelen turist sayısı gerekse otellerde ki doluluk oranları turizm başarısının göstergeleri olurken, şimdilerde her gelen kişiyi turist sayıp ve bu sayının artık başarıyı yansıtmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Tam bu satırları yazmaya başladığım sıralarda hükümetimiz de kabine değişikliği oldu. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı yerine, eski başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş’un atandığını öğrendik. Hayırlı ve uğurlu olsun diyorum, bekle ve gör politikasını uyguluyorum.

Evet, sezonun tam göbeğinde otellerin büyük bir bölümünün beklenenin üzerinde doluluk oranları buldukları hatta birçoğunun 2016’yı aşıp 2015’i yakaladıkları iddiaların da olduğunu biliyorum. Fakat yılsonunda kasaların kapakları açıldığında kazanım olmadığının görüleceğini de şimdiden açıkça söyleyebilirim. Şu anda yaptıkları bana göre kısacası günü kurtarmaktır. Duyduğumuz, izlediğimiz, tespit ettiğimiz sektörde uçuşan yatak fiyatları sezon sonunda şapkanın düşüp kelin görüneceğini tüm çıplaklığıyla anlatmaya yetiyor. Şu gerçeği unutmamalıyız ki, kaliteli yabancı turist yok ise turizm de yok demektir. Hal böyle olunca çevremizde ki barışı sağlayamadığımız sürece kaliteli yabancı turist beklememiz de hayalden öteye geçemeyecektir. Fazla değil önümüzde ki birkaç yıl daha böyle ahlar, vahlar arasında geçirecek olursak sektör de ciddi sıkıntıların yaşanması da kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda da önümüzde ki 2018 ve 2019 yıllarında sektör inanılmaz büyük bir girdap içerisine girebilir.

Örnek mi?

Geçtiğimiz yıllarda Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Karadeniz bölgesinde yer bulunmazken, bu yıl her tarafta büyük bir boşluk var. Açıkçası her taraf bomboş. Karadeniz’de sezon kısadır, okullar açıldığı zaman sezon bitmiş demektir. Bugüne kadar çok güç şartlar altında elde ettiğimiz kazanımların birer birer yok olacağını, zaten yetersiz sayıda ki turizm personelinin ve deneyimli profesyonellerin farklı sektörlere kayacağını da göz önüne alacak olursak tekrar toparlanmamızın uzun yıllar alacağını unutmamız gerekir diye düşünüyorum. Yeni Kültür ve Turizm Bakanımızın bu konularda acil olarak önlem almasını diliyorum.

İşte tüm bu gerçeklerden yola çıkarak, öncelikle bizler gerçek turizmciler olarak yaşadığımız anı her gelen kişiyi turist sayarak değerlendirmeye devam ve anons edersek, siyasilere hoş görünmek adına yalakalık yapmayı kendilerine misyon edinmiş bir takım sanal turizmcilere alan yaratmış oluruz. Unutulmamalıdır ki, ülkeyi yönetenlere gelen kişiler üzerinden mesajlar verilmeye devam edilirse hazin sonun hazırlanmasına çanak tutulmuş olunacaktır. Aman dikkat diyorum.. Tabi ki mücadeleden vazgeçmeyeceğiz, tabi ki umutlarımızı kaybetmeyeceğiz. Ama sırf hava atmak uğruna vereceğimiz mesajlara dikkat etmek zorundayız.

Tüm bu yaşananların arasında sevindirici bir haber ise Aydın’ımıza yeni gelen valimiz Sayın Yavuz Selim Köşger’e öncelikle buradan hoş geldiniz sefalar getirdiniz demek istiyorum.

Aydın’ımıza hayırlı ve uğurlu olması dileklerimle. Aydınpost ve Gala yazarları olarak kendisi bizleri makamında kabul ederek görüşme fırsatı bulduk.

Kişisel görüşüm hoşgörülü, turizmi seven ve turizmden anlayan bir beyefendi olduğunu gördüm. Aydın turizmi için çok güzel işlere imza atacağı günleri iple çekiyorum…