Ülke futbolu kronik, sıkıntılı dönemlerinden birisini yine yaşamaya başladı. Para, personel ve bilgi doğru yönetilemiyor. Kronik rahatsızlığı biraz deşmeye çalışalım…
Önce teknik adamlardan başlayalım. Ben yazımı hazırlarken Şenol Güneş hocam görevinden ayrıldı. Beşiktaş depreminde, öncü sarsıntılar lig başlamadan hissediliyordu. Lig başladı. Bu süre içerisinde önemli bir değişiklik yaşanmadı. Aynı tas, aynı tarak… Bugün patladı.
Beşiktaş ve Trabzonspor dağ gibi borçlar altında ezildi kaldı.
Trabzonspor’da bu sıkıntılı dönemi, krizi en az hasarla atlatacak ne başkan ne de teknik ekip var…
Beşiktaş ara sıra tekrar eden krize yeniden yakalandı. Başkan kriz yönetimini çok iyi idare edemedi.
Ülkemizdeki dört büyük kulüp şirket olsalardı çoktan iflas ederlerdi, diye düşünüyorum…
Sorun para ve bilginin doğru yönetilmemesidir. Takımların modası geçmiş, donanımsız, dil ve biyoloji bilmeyen, iletişim kaliteleri düşük, sürdürülebilir gelişimi eksik, kriz yönetimi hususunda donanımsız, adil olmayan, teknik adamlara, teknik ekiplere teslim edilmesi en büyük sorun…
Şenol Güneş gibi günümüz şartlarında, eksileri olan hocalara nasıl takım teslim edilir asla anlamıyorum.
Kurumlar işe adam bulmalıdırlar. Adama iş bulmaya çalışırsak bu dejavuyu sürekli yaşarız.
‘’Emanet, kesinlikle ehline verilmelidir’’. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ehliyetli ve liyakatli yöneticiler ülkemizi hak ettiği noktaya taşıyacaklardır. Bundan zerre kadar şüphem yok. Çok ümit varım. Ülkemizin çok donanımlı harika gençleri var. Onların önünü açmak lazım. Harika gençlik bangır bangır geliyor…
İşin özü futbol antrenörü;
Mesleğinde donanımlı, akademi mezunu,
Dil bilen.
Gelişime açık,
İletişimi güçlü,
Lider.
Biyoloji bilen, fizyoloji bilen,
Beslenme konusunda ilgili, bilgili… vb.
Kişiler arasından seçilmelidir…
Yukarıda saydığım kriterlere en uygun antrenör Nuri Şahin…
Süper ligde piyasa değerleri açısından büyük uçurumlar var. Dört büyük takımın piyasa değerleri çok yüksek.
Dört büyük takımın toplam piyasa değeri yaklaşık; 700 milyon Euro… Geri kalan diğer bütün takımların, yani diğer 16 takımın piyasa değeri sadece 300 milyon Euro…
Bu yarışın adil olduğunu kim söyleyebilir… Aslında bu sene, iki takımdan birisi şampiyon olsun diye lig oynanıyor.
Şampiyonu sezon başında belli başka bir lig var mı? Var ise o ülkede de sıkıntı var… Ayrıca ligin ikinci yarısında şampiyonluğa yürüyen iki takımın taraftarları arasında da bir sıkıntılı polarizasyon, kutuplaşma da gözlemleyeceğiz. Ülke huzuru adına da, önlem alınması gereken bir sıkıntı bu. Kötü niyetli kişiler bunu kaşıyabilir. Dikkatli olmalıyız.
Beşiktaş depremi, futbolumuzda bir değişim dönüşüme vesile olur diye düşünüyorum. Beşiktaş takımı taraftarı farklı ve kalitelidir. Takımın, hatta ülke futbolunun olumlu yönde değişimine vesile olabilirler.
Bekleyip göreceğiz.
Aydın’ımızın bütün futbol kulüplerine başarılar dilerim…
Hepinize hayırlı hafta sonları dilerim.
Selam ve dua ile…