Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken Hakkı Dokuzlu dönemindeki altı aylık toplantılara “Öyle takvime bağlı toplantı yapılmaz.

Ne zaman ihtiyaç duyulursa o zaman yapılır” diyerek son vermişti. İhtiyaç duymuş olacaklar ki, geçen Pazartesi günü (04.08.2014) bir yıllık çalışmalarının bir değerlendirmesini yaptı.

Öne çıkan başarıları neler?

-Üye kayıtlarının güncellenmesi ve üye odaklı çalışmaları,

-Üyelerden belge ücreti alımına son verilmesi,

-Meclis üyelerinden odaya mal ve hizmet alımı yapılmaması,

-İhaleler konusunda üyelerin bilgilendirilmesi,

-Desteğe ihtiyacı olanlar için “hukuk, kredi ve hibe destek masaları” kurulması,

-TSE Belgelerinin bundan böyle İzmir yerine Oda bünyesindeki temsilcilikten alınması,

-Üyelerin iş kolları ile ilgili fuarlara katılabilmesini kolaylaştırmak için Atlas-Jet Firması ile anlaşma yapılması,

-AYTO’nun TOBB yönetiminde temsil edilmesi,

-Yurt içi ve dışı fuarlara katılacak üyelere teşvik amacıyla maddi destek verilmesi yeni yönetimin başarılı olduğu konular…

Baskı unsuru olarak girişimleri…

Hükümetin 2023 hedefleri içinde yer alan Denizli-İzmir hızlı tren hattının planlanan zamandan önce gerçekleşmesi için başlatılan imza kampanyası bölge ticaretinin gelişmesi ve insanların İzmir bağlantılı işlerinin kolaylaşacak olması takdiri gereken önemli bir iştir.

Sayın Ülken’in dediği gibi hızlı tren önceliğinin Türkiye’de ilk açılan Aydın-İzmir hattında olması gerekirken Konya-Ankara ve Ankara- İstanbul arasında faaliyete geçmesi bölge siyasetçilerinin duyarsızlığının bir göstergesidir.

Diğer bir girişimi de 1.Aydın Ekonomik Zirvesine önderlik edecek olması… Yasak savmadan daha ileriye taşınır geniş katılımlı bir zirve başarılabilirse Aydın’a hâkim olan rantçı zihniyet uzun vadede de olsa yerini Aydın için istihdam yaratan, katma değer üreten bir anlayışa terk edebilir.

Ekonomik Zirve toplama teşebbüsü aynı zamanda büyükşehirle ölçek büyümesinin bir gereğidir ve bir sonraki adımı aynı işi yapan odaların etkinliklerini daha da artırmak için ya birleşmesi ya da aralarında bir üst yönetim teşkilidir.

Bundan böyle büyükşehir olan illerdeki küçük ve orta ölçekli yatırımları yerel yönetimlerin yapacak olması nedeniyle bu zirveye önderlik etmesi gereken aslında Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Fakat o cephenin böyle bir girişim yapacağına inanç olmayınca bu iş STK lara düşüyor ki, bu konuda AYTO üzerine düşeni yapmış olacaktır.

Ayrıca 5 bin 470 üyeyi içine alan “Üye Ekonomik Değerlendirme Anketi” yapılmış. Sayın Ülken toplantıda bunun sonuçlarını da açıkladı. Ankette yer alan “son bir yılda işletmenizin ticari faaliyet hacminde nasıl bir değişme oldu” sorusuna deneklerden % 18 azaldı,% 45 i değişmedi yanıtı vermiş. Bu duruma göre %63 lük bir kesim işinde ilerleme kaydetmemiş.

Bu sonuç Aydın’ın illerin gelişmişlik endeksi sıralamasındaki yerinin bir önceki yıla göre iki basamak gerileyerek 19.sıradan 21.sıraya düşmesi ile örtüşüyor.

Gerilemenin asıl nedenini Aydın’ın Teşvik Yasası’nda ikinci grup iller arasında yer alması buna karşılık aynı ekonomik değerlere sahip Manisa’nın üçüncü grupta yer almasından kaynaklandığını savunan Sayın Ülken tezinde haklıdır.

Zira teşvikten yararlanması için bir girişimcinin 1.ve 2.grup illerden birine asgari 1 milyon TL, 3.ve 4.gruptakilere 500 bin TL yatırım yapması zorunluluğu vardır ki, Aydın’ın gerilemesinin nedenlerinden biri hatta en önemlisi budur. İkincisi de de Sayın Ülken’in de işaret ettiği gibi bürokrasidir.

Sanki Aydın bürokrasisinde yatırımcıya, temeli eskiye dayanan, Demirperde kalıntısı negatif zihniyetle yaklaşma hastalığı var. Sadece bu nedenle Aydın’a yatırım yapmaktan vazgeçenlerin olduğunu Sayın Ülken de söyledi. Herkesin yatırımcının ayağının altına neredeyse kırmızı halı serdiği bir devirde görevi ve konumu ne olursa olsun, Aydın’a bu ihaneti yapmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum.

Bu zihniyetle mücadele başta AYTO olmak üzere bütün Aydın’ın görevidir ve bu teşvik yasasındaki adaletsizliği gidermekten daha önemlidir.

Peki, kusurları neler?

Her yönetim değişikliğinde görülen yeni yönetimin eski yönetimin izlerini silme hastalığı sanki AYTO yönetiminde de var.

“Kültürevi” önceki yönetimin Aydın’a kazandırdığı ve Sayın Ülken’in de “TanıTIR ile bize emanettir” dediği bir kültür değeridir. Bu günkü durumu nedir, derseniz kapısında kilit vuruludur. Keza diğer emanet de park halindedir.

Eğer siz Kültürevi gibi yerleri “işlevlendiremezseniz” kısa sürede bu yerler harabeye dönüşür. Çaresi de eğer oda işletemiyorsa kısa sürede amacına uygun işletilmesi kaydıyla kiraya vermesidir.

Geçen yıl yazdığım “AYTO Yönetiminden Beklenen…( daha önce yazdığım internet sitesinde) başlığını taşıyan yazıda sözünü ettiğim bir konu vardı. Yerel Ürünler Çarşısı… Aydın’da bu yönde toplumsal bir talep var. Toptan Gıda Çarşısı yanındaki eski balık lokantalarının bulunduğu alan, Fatih Mahallesi Kapalı Pazar Yeri veya Terminale kadar olan yerler bu iş için uygun alanlardır.

Haydi diyelim, çarşı işi hem maliyetli hem de zamanı gerektiren bir projedir. Peki, incirimizi, çileğimizi, kestanemizi, balımızı, zeytin ve zeytinyağımızı vs tanıtacak, ticaretini canlandıracak “Tarım Ürünleri İhtisas Fuarları” da mı yapılamaz?

Toplantının bize yansımaları bunlar… Bize göre bardağın dolu tarafı boş tarafından daha fazla.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg