7 Haziran 2015 seçimleri Aydın sonuçları:

CHP 267 bin 395 oy, 4 milletvekili,

AK Parti 192 bin 688 oy, 2 milletvekili,

MHP 119 bin 539 oy 1 milletvekili kazandı,

HDP de 58 bin 254 oy almış milletvekili çıkaramamıştı.

1 Kasım 2015 seçimlerinde ise resmi olmayan sonuçlara göre:

CHP 273 bin 782 oy, 3 milletvekili,

AK Parti 230 bin 237 oy, 3 milletvekili,

MHP 105 bin 723 oy, 1 milletvekili çıkardı,

HDP de 48 bin 122 oy aldı ve milletvekili kazamadı.

7 Haziran tablosu üzerinde yazdığımız yazı ve periscope üzerinden yaptığımız yorumlarda 1 Kasım’da:

CHP nin 4. milletvekilliğini AK Parti’ye kaptıracağını,

AK Parti’nin oylarını en azından 3 milletvekili çıkaracak sayı 210 binin üzerine çıkaracağını,

MHP’nin 7 Haziran’da aldığı oyların bir miktarını kaybedebileceğini hatta 100 binin altına düşme ihtimali bulunduğunu,

HDP’nin de MHP gibi bu seçimde alacağı oyların Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı 40 ile 50 bin aralığında kalacağını öngörmüştük.

Nereden mi bu sonuca vardık?

Kampanya süresince gözlemledik ki, CHP bölgede birinci parti olmanın rehavetine kapılmış… Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan Aydın’da var mı yok mu, belli değil.

Kaybetme korkusuyla ortalıkta koşturan sadece 4. sıra adayı Fatih Atay vardı.

Tabi bir de BŞB Başkanı Özlem Hanım… 7 Haziran öncesindeki önseçimde sıralamaya girmemesi için elinden geldiğini yaptığı iddia edilen Fatih Atay’a özür borcundan mıdır?

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun gözüne girme ihtiyacı duymasından mıdır?

Aydın’da düşüşe geçtiğini hissetmesinden midir?

Yoksa rakip partilerdeki kolu kanadı kırılınca “umduğu dağlara kar yağmasından” mıdır nedir Özlem Hanım CHP’li olduğunun bu seçimde farkına vardı ve 4. milletvekilini koruma konusunda kendi seçiminde olmadığı kadar çaba harcadı.

Kömür ve gıda paketi mi dağıtmadı? AY-BA elemanlarına çaldırmadığı kapı, kendi selamını ulaştırmadığı insan mı bırakmadı?

Yüksek ücretli su faturalarının seçime zararı olur düşüncesiyle okunmasını seçim sonuna mı erteletmedi? Oy istemediği insan mı kalmadı?

“Ne kadar oy o kadar hizmet” diye muhtarları tehdit ettiği mi iddia edilmedi, BŞB bütçesinden nar dağıttığı şayiaları mı ortalıkta dolaşmadı? Daha neler…

Kendini paraladı paralamasına da abartılı “sosyal yardımlar” halkta “seçim rüşveti” algısına yol açınca geri tepti. Onun sonucudur ki, AK Parti’nin 28 bin oy artışı sağladığı bir seçimde CHP’deki yaklaşık 5 bin civarındaki oy artış devede kulak kaldı.

Öyle olunca da CHP’nin 4. milletvekilliğini kaybetmesinde en büyük payın da sahibi Özlem Hanım oldu. Olay bununla kalsa yine de iyi… Hem halkın gözünde hem de Genel Merkez nezdinde o karizmayı çizdirdi.

MHP’de ise perşembenin geleceği çarşambadan belliydi… İlk iki sıradaki adaylarınızla tabanınız arasında duygudaşlık bağlamında sorun varsa,

Ali Uzunırmak karşıtı “hayalperestlerin” onun olmadığı bir liste ile üç milletvekili çıkaracakları yalanına genel merkez doğrudan itibar etmişse,

Meral Akşener, Ali Uzunırmak gibi isimlerin milletvekilinden daha çok partide birer moral değer olduğunun Bahçeli farkında değilse,

Rakibinizin kopya çekmesine yardım etmek istercesine siz milletvekili listesini bir gün önceden ilan ederseniz, haklarında sicil araştırması yapmadan sıralamaya alırsanız,

Böyle sessiz ortamlarda yapılan seçimlerin aksiyon partisi MHP aleyhine sonuçlar doğuracağını bilmezseniz buna perşembenin geleceği çarşambadan bellidir denmez de ne denir?

AK Parti ise kongrede güven tazeleyen Genel Başkan Davutoğlu ve yenilenen milletvekili listesinin rüzgârı ile partililer arasında adeta seferberlik ilan etti.

Her partili “parti iktidar olmazsa bölünecek, paralelciler başta karşıtlar bayram edecek” endişesi ile mahalle mahalle, kapı kapı dolaştı, oy istedi.

Eski milletvekilleri A.Rıza Acar, Ahmet Ertürk, Gültekin Kılıç başarı için inanılmaz çaba harcadılar. Ortalıkta görünmeyen ise sadece “kısa dönem vekil” Sadık Atay’dı.

Mehmet Erdem MKYK üyesi sıfatıyla “orkestra şefliği” yaptı. Onur, gurur meselesi yapmadan her kim olursa olsun iletişim kurarak destek istedi, yeri geldi ödünç oy dilendi.

Abdurrahman Öz, Mustafa Savaş yılmadılar, usanmadılar gecesini gündüzüne kattılar köşe bucak dolaştılar, elinden geldiğince fazla insana dokunmaya çalıştılar. Karşılığında da başarı sağlayan da kendileri oldu.

İşte biz bunları gözlemlerimizle tespit ettiğimiz için aşağı yukarı sonucun bu olacağı öngörüsünde bulunmuştuk.

Sonuç milletimize hayırlı olsun…