Aydın’da birkaç seçimdir, yeni bir siyaset üretemeyen, aynı şeyleri tekrar eden bir siyaset kurumu var.O bakımdan siyasete tepkide insanlar haksız sayılmazlar.

Sonunda, partiler 35 gün sonra yapılacak seçimlere son hazırlık, aday ve belediye meclis üye listelerini seçim kurullarına teslim ettiler.

Her seçim öncesi görmeye alışık olduğumuz, ama bu seçimde biraz daha yoğun geçen meclis üyeliği kulisi, üye çıkarabilecek partilerde bu seçimde de yaşandı.

Hatta bazı partilerde vites yükseltildi ve adaylardan seçilebilecek yerlere göre değişen katkı payı adı altında belli bir ücret de istendi.

Yine bazı partilerde aday tespitinde ilk kez nüfus yoğunluğu fazla ilçelerde ve büyükşehirde adaylara seçim giderlerine katkı adı altında ne yapabilecekleri de soruldu ve karar onlardan gelen cevaba göre verildi.

Ve böylece adaylık ticarileşti ve birinci öncelik parası olanlara verildi. İlerleyen süreçte açık artırmayla partiler aday tespitine başlarlarsa kimseyi şaşırtmasın.

Adaylık için para harcayanlar da karşılığını ya imar rantından ya da işi düşene yapacağı salmalardan çıkaracağını da herkes aklının bir köşesine not etsin.

Sonuç silah icat oldu, mertlik bozuldu hesabı para işin içine girdi millet siyasetten dışlandı.

Oysa 12 Eylül sonrası parası olanın seçimi yozlaştırmasının önüne geçmek için her seçim öncesinde aldıkları oy oranına göre partilere hazine yardımı yapılmaktadır.

O bakımdan bazı partiler bir holdingden daha zengindir.

---

Listelerin ilçe seçim kurullarına teslimiyle hangi partilerin seçime ittifakla hangi partilerin de tek başlarına girecekleri de belli oldu.

Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde AK Parti, MHP ve BBP'den oluşan Cumhur İttifakı'nı Mustafa Savaş, kendi adayıyla seçime girecek CHP'yi de Özlem Çerçioğlu temsil edecek.

Demokrasinin ara renkleri diyebileceğimiz partilerden Saadet - Gelecek İttifakı'ndan Fatih Karahan, DEVA'dan Bülent Çam, YRP'den Serdal Bulut, DP'den Hüseyin Turgut, DEM Parti'den Suzan Koç ve Naif Kanat (Eş başkan), İYİ Parti'den Özer Kayalı Aydın Büyükşehir adayı oldular.

Bu seçime özgü sonuç diğerlerinden farklı olabilir.

Özellikle ekonomi alanında, en zayıf dönemindeyken Cumhur İttifakı mı, yoksa iktidar köşeye sıkışmışken muhalefet mi, yarışın galibi olacak belli değil. Belirsizlik sandıklar açılana kadar devam edecek.

Çünkü muhalefet de gerek yeni CHP yönetiminin yaptığı zikzaklarla gerekse İYİ Parti’deki politika değişikliği görünüşe göre seçmene pek güven vermiyor.

Bir arada bir derede kalan seçmen oluşturacağı dip dalgayla üçüncü bir alternatif üretecek mi, onu da zaman gösterecek.

---

Böyle çetrefil durumlarda sonucu kampanyalar belirler. Ama birincilikte iddialı iki aday da o performansı henüz ortaya koyamadı, sanki aralarında centilmenlik anlaşması yapmışlar gibi ısınma turları ile vakit geçirmeye devam ediyorlar.

Seçmen, kazandığı takdirde büyükşehri yönetmede nasıl bir yol izleyeceğini, hangi şirketleri kuracağını, kentin hangi sorununu ne kadar zamanda çözeceğini Mustafa Savaş'tan açıkça duymak istiyor.

Tablo belirsizliklerle dolu olunca seçmenin aklı karışıyor.. Çünkü bazı siyasetçiler Aydın'ı dönüştürmek yerine kendini dönüştürmeyi seçti. İstisnaları dışarıda tutarsak bazıları Harun'un katırıyla geldikleri yerden Karun'un katarıyla gittiler.

Öyle olduğu içindir ki, refah toplumu olmasında, işsizliğin çözümünde, tarım toplumundan entegre sanayi dönemine geçişte, daha da önemlisi rekabetçi kentler arasına girmede Aydın yıldan yıla geriliyor.

Çünkü Aydın ortak akıldan yoksun. Görünüşe bakılırsa CHP, AK Parti aralarında alanları paylaşmışlar, CHP'nin istihdam alanı büyükşehre karşılık Cumhur İttifakı'nın da ADÜ'sü var.

Oysa böyle karmaşık durumlarda belirleyici kampanya dönemleri olur. Ama bu oyundan dolayı seçmen siyasete karşı soğuk, havasında değil.

Bu da:

BİR- Oy kullanmaya gitmemek ya da geçersiz oy kullanarak bu seçimin sonucunu etkileyeceklerin fazla olacağını,

İKİ- Seçmenin oy oranları yüzde 7'nin biraz üstünde ya da altında olan kendine yakın bulduğu partilere, en azından bir kısmının oy verebileceğini akıllara getiriyor.

Demokrasinin ara renkleri bu küçük partilerin alacağı oylar belki seçimi almalarına yetmeyebilir ama ilçelerde favori iki partiden birine kıl payı seçim kaybettirebilirler de kazandırabilirler de…

Bu Cumhur İttifakı da olur, CHP de olur veya bir başkası da…

CHP Aydın’da rahat görünüyor… BŞB’de seçimi garanti gördüklerinden olacak Bülent Tezcan ağır bir ameliyat geçirdi ortalıkta görünmemesine hak verilebilir ama Süleyman Bülbül dışında kalan milletvekilleri ortalıkta pek gözükmüyor.

Unutulmamalı ki, en acı veren mağlubiyetler gücünün zirvesinde olduğu zannedilen zamanlarda tadılır.

---

Cumhur İttifakı'nda sorun görünmüyor ama söz konusu yerel seçim olunca duygular devreye girebilir. Örnek büyükşehirde Mustafa Savaş’a oy vermeyecek bir MHP’li olabilir. Tersi de geçerlidir. Bir ilçede MHP’liye AK Parti’den de oy vermeyecekler çıkabilir.

Bunlar seçim sonucunu tahminde insanları zorlayan konular. Ancak ilk Muharip Türk Uçağı Kaan’ın görkemli tanıtımında olduğu gibi iktidar kampanya döneminde başka yollardan da seçmeni etkilemeye çalışacaktır.

Bizim milletimiz üzerinde bu tür sürpriz yenilikler etkili olur. Bütün bunlar enflasyon altında ezilen emekliyi, dar gelirliyi iktidara oy vermeye razı eder mi, bilinmiyor.

Ama bilinen bir konu var ki, o da Aydın seçmenini sandığa küstürecek yegâne etken siyasetçilerin kampanya boyunca kullanacakları ayrıştırıcı dildir.

Dünya kurulalıdan beri medeniyetlere beşiklik yapan Aydın Çukuru insanı demokrat, barışsever, hoşgörülü insanların yurdudur. Bu bölge insanı ayranı kabardığında pire için yorgan yakmaktan da geri kalmaz.

Bir dost ortamda şahit olduğum konuşmasında bir hemşerimiz bu seçimde ilk kez sandığa gitmeyebileceğini söyledi.

Boykot nedenini de “siyasetçilerin oyumla beni tehdit etmelerini içime sindiremiyorum” şeklinde kurduğu cümle ile açıkladı.

Çünkü Aydın’da birkaç seçimdir, yeni bir siyaset üretemeyen, aynı şeyleri tekrar eden bir siyaset kurumu var. O bakımdan siyasete tepkide insanlar haksız sayılmazlar.

Söke’de seçim bıçak sırtı Makale: Söke’de seçim bıçak sırtı