Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’e göre siyasette sonuç alabilmek için bir kamuoyu olması gerekir ki, buna olayın mekaniği denir.

Ayrıca kamuoyunda estirilecek rüzgârla elde edilecek siyasi güç gerekir ki, buna da işin matematiği denir.

Bu gücün de partiler için sandıkta ortaya çıkaracağı siyasi güç gerekir ki, buna da işin aritmetiği denir.

Bu üç parametreyi de gerçekleştiren İYİ Parti ilk girdiği 24 Haziran 2018 seçimlerinde Aydın’da bir milletvekili çıkarmıştı.

Hatta İYİ Parti Aydın seçmeniyle duygudaşlık bağı güçlü adaylara yer verseydi o seçimde en az iki milletvekili çıkartabilirdi, diyenler az değildi.

Ardından Millet İttifakı çatısı altında katıldığı Mart 2019 belediye seçimlerinde ittifak adaylarının seçimi kazanmasında da payı büyüktü, İYİ Parti’nin.

Öyle ki, eğer İYİ Parti oyları olmasaydı büyükşehir belediyesi makamında CHP’li Özlem Çerçioğlu yerine bu gün Cumhur İttifakı adayı, AK Partili Mustafa Savaş oturuyor, olabilirdi.

Çünkü Mustafa Savaş’ın aldığı oy 299 bin 056 Özlem Çerçioğlu’nun seçildiği oy ise 368 bin 796…

Şayet İyi Parti Millet İttifakında yer almasaydı, İYİ Parti’nin milletvekilliğinde aldığı 108 bin 069 oyu ölçü almasanız da Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığında aldığı 79 bin 685 oyu bile ölçü alsanız Özlem Çerçioğlu’nun oyundan düştüğünüzde bu gerçek anlaşılır.

Aynı veri üzerinden gidildiğinde bu aritmetik gerçek ilçeler için de geçerlidir.

Eğer İYİ Parti olmasaydı elindeki belediyelerden CHP sadece Didim, Kuşadası ve Germencik’te seçimi alabilecekti.

Efeler, Çine, Söke, Sultanhisar ve Yenipazar belediyelerinin koltuklarında bu gün Cumhur İttifakı adayları oturuyor, olabilirdi.

Bunun anlamı İYİ Parti’nin Aydın’da CHP’nin konumlandırdığı gibi bir tabela partisi olmadığı tam aksine seçimlerde sonuçları büyük ölçüde değiştirme potansiyeline sahip bir parti olduğudur.

İttifak mı, iltihak mı?

İYİ Parti ile CHP’li büyükşehir yönetimi ve ilçe belediyeleri arasındaki zaman zaman ortaya çıkan krizin temelinde tam da bu sorunun cevabı yatıyor.

İltihak bir partinin ya da kuruluşun varlığına son vererek bir diğerine katılmasıdır.

İttifak ise tüzel kişilikler korunarak karşılıklı çıkarlar üzerine kurulan ortak akla dayalı birlikteliklerdir.

Ortaklığın bir anayasası yani bir belgesi olur, bir de uygulayıcıları, bunlar müzakere ile ortaya çıkacak sorunları ya çözerler ya da çözüm için bir üste, ilgilisi neresiyse büyükşehir başkanına ya da ilçe belediye başkanına havale ederler.

Zira konu belediye olduğu için onun üzerinden gidersek ittifaklarda genelde büyükşehir belediye başkanı ve milletvekili hakem görevi görür.

Şimdi anlatılanlar ışığında Aydın’daki CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifak uygulamasına bakabiliriz.

Aydın’da İYİ Parti tabanını rahatsız eden kendilerinin doğrudan iletişim kurabilecekleri, sorunlarını anlatabilecekleri söylediğimiz anlamda bir ittifak komisyonun bulunmayışıdır.

İttifak geçen yazıda bir nebze anlattığım şekilde BŞB yönetimi ile İYİ Partili, sınırlı sayıdaki belediye meclis üyeleri arasında yürütülüyor.

Görünüşe göre her hangi bir krizde de İYİ Parti adına milletvekili Aydın Adnan Sezgin devreye giriyor.

İYİ Parti tabanını rahatsız eden tam da bu, yani ilçe yönetimlerinin ve yeni il yönetiminin karar süreçlerinden baypas edilmesi ve milletvekili Aydın Adnan Sezgin’in de buna rıza göstermesi.

İYİ Partili bir yönetici “seçimi kazanmak için sadece elimizi taşın altına sokmadık, adeta gövdemizi ortaya koyduk. Kapı kapı dolaştık oy istedik ve kazandık.

Kazandık da ne oldu?

Bu kadar çalışmamamızın karşılığında sadece teşekkür edildi, çoğu yerde o da yapılmadı seçimi CHP tek başına kazandı havası yaratıldı ve emeğimiz yok sayıldı.

Belirtmek gerekir ki, bu havanın oluşmasında İYİ Parti eski il yönetimin de katkısı vardır.

İYİ Parti kazanılan çoğu CHP’li belediyede bu gün yok hükmünde görülüyorsa bir nedeni de sürece rıza gösteren İYİ Parti eski yönetimidir.

Büyükşehirle nadiren yapılan toplantılarda bu konuları dile getirildi notlar alındı, bürokratlar tarafından sözler verildi ama değişen bir şey olmadı.

CHP’nin İYİ Parti’yi dışlayan bu tavrı moralleri bozdu ve sonuçta bu kibir parti tabanında ilhak algısını inşa etti.

Böyle öfke patlamasının yaşandığı bir dönemde yapılan İYİ Parti kongresinde delegeler hıncını Cemal Sarı yönetiminden aldı ve yerine Süleyman Demirci’yi seçti,” dedi.

Devamında da “iltihak algısında iyi bir diplomat ve özünde iyi bir insan olan ancak devlet adamlığından kaynaklı değerlere dayalı siyaseti taşra siyasetinin önünde tutan milletvekili Aydın Adnan Sezgin’in krizlerde en azından hakem olmak varken Özlem Çerçioğlu’na arka çıkması da etkili olduğunu söylemek mümkündür.

Özlem Çerçioğlu ile aralarında BŞB’ sini ziyarette bekletildiği için kriz yaşanan eski il başkanlarından Dr. Betül Akçanal’ın görevden alınması böyle bir operasyonun sonucudur” dedi ve sözlerini bitirdi.

Sonuç olarak İYİ Parti 2019’a göre daha da yükselen trendiyle yerel siyasette hafife alınacak, ilhak muamelesine rıza gösterecek bir parti değil.

Eğer Özlem Çerçioğlu izlediği politikayı değiştirmez İYİ Parti’nin rızasını almazsa bu günden bakıldığında gelecek seçimde işi hiç de kolay değil.

Tabi Millet İttifakı devam ederse…

Eğer milletvekili Aydın Adnan Sezgin de rotasını gözden geçirmez, İYİ Parti tabanıyla arasını daha da açarsa gelecek seçimlerde bir sürprizle de o karşılaşabilir.

Benden hatırlatması.