Aydın Barosu ve Türkiye Barolar Birliği’nin birlikte düzenlediği “Hukuk ve Çevresel Etkiler Açısından Jeotermal Enerji” konulu çalıştay, 23.Şubat.2019 tarihinde Aydın Odeon Otelde gerçekleştirildi.

Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açılış konuşmalarından sonra oturumlara geçildi.

Birinci oturumda “Büyük Menderes Nehri’nin Kirlilik Nedenleri ve Su Kirliliğinin Boyutları” Aydın Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Av. İsmail Türkbay’ın moderatörlüğünde, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Duran ve Prof. Dr. Mehmet Zencir tarafından irdelendi.

İkinci oturumda “Jeotermal Elektrik Santrallerinin Hava, Su, Toprak ve İnsan Sağlığına Etkileri” Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Çevre ve Kent Komisyonu Koordinatörü Av. Gültekin Uzunalioğlu moderatörlüğünde, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raika Durusoy, Germencik Çevre ve Doğa Derneği üyesi Dr. Metin Aydın tarafından sunum ve açıklama yapıldı.

Öğle arasının ardından Kızılcaköy ile ilgili belgesel büyük beğeni topladı.

Üçüncü oturumda “Jeotermal Elektrik Santrallerinin Hava, Su, Toprak ve İnsan Sağlığına Etkileri” Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. Süheyla S. Gökalp Alıca’nın moderatörlüğünde, Aydın Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mahmut Nedim Barış ve Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar tarafından ayrıntılarıyla irdelendi.

Dördüncü oturumda ise “Yaşanabilir Çevre Mücadelesinin Hukuksal Boyutu” Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Av. Gökhan Candoğan’nın moderatörlüğünde Av. Dr. Bülent Tokuçoğlu ve benim konuşmacı olarak katıldığım bölüm gerçekleşti.

aydin-barosu-cevre-calistayi.jpg

 

Dördüncü oturumda “Yaşanabilir Çevre Mücadelesinin Hukuksal Boyutu” konusunda ayrıntılı olarak Aydın’da JES’lerle ilgili yaşanan süreci ve çevre hukuku kapsamında değerlendirmesini yaptık.

Bu bölümde yaptığım açıklamalarla, 2009 yılından bu güne kadar, jeotermal elektrik santralleri nedeniyle Aydın’ın uğradığı zararlardan birinci derecede yasalar çerçevesinde gerekli denetim ve incelemeleri yapmayan, yasaları uygulamayan Aydın Valiliği ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün sorumluluğu olduğunu ifade ettim. Genel anlamda ise, birincil sorumluluk tartışmasız olarak AKP iktidarınındır.

Fakat ikinci derece de sorumluluk, yasalardan kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyen Aydın Büyükşehir Belediyesine aittir. Bu anlamda, Aydın Büyükşehir Belediyesinin jeotermallerle mücadele adına bugüne kadar hiçbirşey yapmadığını ifade ettim.

Salonda bulunan ABB Başkan Vekili Evrim Karakoz söz alarak ABB’nin görevlerini yerine getirdiğini, denetim ve ölçüm tutanaklarını Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne verdiklerini, fakat burada herhangi bir işlem yapılmadığını ifade etti. Ve beni siyaset yapmakla suçladı.

Değerli okurlar 31.12.2018 tarihli Özlem Çerçioğlu ve jeotermal elektrik santralleri hakkındaki gerçekler!” başlıklı yazı[1] ile daha önce yazdığım yazılarla birçok kez anlattım. Yine bir kez daha anlatacağım.

Gerçekler, hoşumuza gitmese de, canınızı acıtsa da, işinize gelmese de gerçektir.

Belediyelerin görevleri yasalarda açıkça belirlenmiştir. Buna göre;

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7/i maddesi “Sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamak; ağaçlandırma yapmak; gayrisıhhi işyerlerini, eğlence yerlerini, halk sağlığına ve çevreye etkisi olan diğer işyerlerini kentin belirli yerlerinde toplamak; inşaat malzemeleri, hurda depolama alanları ve satış yerlerini, hafriyat toprağı, moloz, kum ve çakıl depolama alanlarını, odun ve kömür satış ve depolama sahalarını belirlemek, bunların taşınmasında çevre kirliliğine meydan vermeyecek tedbirler almak… sanayi ve tıbbi atıklara ilişkin hizmetleri yürütmek, bunun için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek….ve bununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmak.” hükmünü içermektedir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14/a maddesi ile “İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafi ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık…” görevleri arasında sayılmıştır.

Bu anlamda, Belediyelerin, yukarıdaki hukuki dayanaklara göre kente yönelik başlıca çevre görevleri şöyle sıralanabilir: Beldenin düzenli ve sağlıklı gelişmesini sağlamak, koruyucu sağlık hizmetleri sunmak, sağlıklı ve planlı kentleşmeyi sağlamak, kanalizasyon yapmak, su kaynaklarını ve kıyıları korumak, atıkları yok etmek, katı atıkları toplamak ve imha etmek, belde halkına refah sağlayıcı çalışmalar yapmak, toplu taşım faaliyetlerinde bulunmak ve trafiği düzenlemek.

Jeotermal elektik santrallerinin içinde denetim yapma görevinin Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünde olduğu gerçeğini herkes bilmektedir. Fakat bu tesislerin kapısının dışında ve Aydının kirlilik potansiyeli olan yerlerinde havadan, sudan, topraklardan numune alarak ölçüm yapmanıza engel bir durum bulunmamaktadır.

07.03.2016 tarihinde yayınlanan “Özlem Çerçioğlu'na sorum var!” başlıklı yazı[2] ile Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na sorular yöneltmiştim. Yazı, Aydınpost’ta 07.03.2016 günü yayına girmesinden sonra Özlem Çerçioğlu beni arayarak sorularıma çok sevindiğini ve yanıt vermek istediğini belirterek toplantı yapmayı önerdi. Bende davete icabet ederek Aydın Büyükşehir Belediyesine gittim. Özlem Çerçioğlu’nun odasında gerçekleşen toplantıya, Genel Sekreter Uğur Cebeci, Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Yamen, Başkan Vekili Evrim Karakoz, Zabıta Daire Başkanı Hakan Genç, ASKİ Alt Yapı Daire Başkanı Hakan Olgaç, Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Pınar Gülmez Ağırbaşoğlu, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Bakanı Aynur Filiz Hasanzade, 1. Hukuk Müşaviri Raşit Üstün katıldı.

Bu toplantıda, Özlem Çerçioğlu’nun beyanlarını aynen buradan açıklıyorum;

“Yapılan ölçüm sonuçları maalesef Aydının ülkemizde hava kirliliğinin hem kış hem de yaz döneminde en yoğun yaşandığı illerden biri olduğunu göstermektedir. Ancak bu ölçümler sadece il merkezinde yapılmaktadır. İlçelerimizde oluşan kirlilik izlenememektedir. Büyükşehir Belediyesi tarafından 2016 yılında hava kirliliğinin tüm yönleriyle izlenecektir. Hava kirliliği, sağlık, trafik, planlama ve birçok hizmete yön vereceğinden Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulacak seyyar ölçüm merkezleri ile bahar döneminden itibaren hava kirliliği izlemeye yönelik ölçümlere başlanacaktır. Ölçümlerin sadece kış döneminde değil, kalorifer ve sobaların yanma dönemleri dışında ve tüm şehir genelinde yapılarak, bu sayede ilimizde yaz-kış hava kirliliğine sebep olan etmenlerin belirlenerek, bunlara karşı önlemlerin alınması da sağlanacaktır.”

Bu açıklamalarından sonra seyyar ölçüm merkezleri ile neyi kastettiklerini soruduğumda, şu yanıtı vermiştir;

“Seyyar ölçüm merkezi ile kastedilen, laboratuvar şeklinde dizayn edilen üç adet araçtır. Uzman ekipler tarafından 7 gün 24 saat Aydın il sınırları içinde, gerek şikâyet üzerine, gerekse re’sen çevre ile ilgili ihlaller incelenecek, uzman ekip tarafından numune alınarak, tahlil yapılacaktır. Sonuç olarak, Aydının hava, toprak ve su kirliliği doğrudan Aydın Büyükşehir Belediyesini ilgilendirmektedir.”

Sayın Özlem Çerçioğlu, 07.03.2016 tarihinde üç seyyar ölçüm laboratuvarı alarak sürekli olarak çevre kirliliği ölçümleri yapma ve Aydındaki jeotermal tesislerden kaynaklanan kirlilikle mücadele etme sözünüzü neden tutmadı?

Sayın Özlem Çerçioğlu, jeotermal elektrik santralleri Aydın’ın havasını suyunu toprağını ve insanını hızla zehirlerken Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak (Başkan vekili Evrim Karakozun yapıldığını kabul ettiği) toprak, hava ve sudan alınan numunelerin ölçüm değerlerini neden halka açıklamadı?

Sayın Özlem Çerçioğlu, bir kamu görevlisi olarak TCK 181 ve 182 maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunarak sorumluların cezalandırılmasını sağlamadı?

Bunların hiçbirini yerine getirmeyeceksiniz ve sorumluluğunuz da olmayacak!

Jeotermal elektrik santralleri nedeniyle Aydın’da toprağın, suyun ve havanın hızla zehirlenmesinin birinci sorumlusu AKP iktidarı ve onun enerji politikalarıdır. Fakat ikinci derecede sorumluluk kanunlardan kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyen Aydın Büyükşehir Belediyesine aittir.

Burada kimin siyaset yaptığını ve gerçekleri gizlediğinin takdirini okurlara bırakıyorum.

Şu açıklamayı da yapma zorunluluğu ortaya çıktı.

Seçim döneminde hiçbir yere aday değilim ve çevre mücadelesi içinde olduğum sürece kendi adıma hiçbir yere aday olmayacağım!

Sadece ve sadece gerçekleri anlatmaktan başka da bir derdimiz de yok.

 

 

[1] https://www.aydinpost.com/ozlem-cercioglu-ve-jeotermal-elektrik-santralleri-hakkindaki-gercekler-2650yy.htm

[2] http://www.aydinpost.com/ozlem-cerciogluna-sorum-var-1065yy.htm

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!