12 yıldır ilişki koçluğu yapıyorsunuz. Şimdi de tek kişilik gösteriniz, ‘İtiraflar Show’u sahnelemeye başladınız. Nasıl bir şov izleyecek gösteriye gelenler?

YouTube kanalımda beni izleyen kalabalık bir kitle var zaten; fikir buradan çıktı. Danışanlarımla ilgili hiçbir şey anlatmıyorum, tamamen kendi deneyimlerim, gözlemlerim ve ailem üzerinden ilişkilere dair komik hikayeler anlatıyorum.

Çok fazla kadın takipçiniz var. Neden özellikle kadınlar takip ediyor sizi?

Danışanlarımın da takipçilerimin de yüzde 90’ı kadın. Ben de zaten daha ziyade onlara tavsiye veriyorum çünkü kadınların algıları daha açık, öğrenmeye daha meraklılar ve zaten genelde ilişkiyi kurtarmaya çalışan, ilişkiye kafa yoranlar kadınlar… Erkeklerin kafa hep rahat, maşallah! (Gülüyor)

Siyaset bilimi okumuşsunuz. Sonra ne oldu da ilişkiler üzerine uzmanlaşmak istediniz?

Kamu yönetimi mezunuyum, okulda dört yıl mecburi psikoloji eğitimi vardı. Bireysel psikoloji, kamu psikolojisi, hepsini okudum. Psikolojiye ve insan davranışlarına hep meraklıydım. İtalya’ya işletme yüksek lisansı yapmaya gitmiştim. Bir gün bir arkadaşım, “İlişki koçluğu eğitimine gideceğim, gelmek ister misin?” dedi. Zaten ilgi duyduğum bir alandı. Her şey böyle başladı.

Terzi kendi söküğünü dikebiliyor mu? Kendinizi ilişkiler konusunda ne kadar başarılısınız?

E artık bir zahmet! 2010’dan beri ilişki koçluğu yapıyorum. Bu kadar zaman sonra bir kadın ne ister, nerede alınganlık yapar, artık bunları iyi biliyorum. 13 bin kadınla çalıştım, az rakam değil...

PARA HARCAMAYAN CİMRİ ERKEK EN BÜYÜK SORUN

Size genellikle ilişkilerdeki ne tür sorunlar için başvuruluyor?

Dönem dönem değişiyor; şu ara evlilik üzerine çok çalışıyorum. En temel sorun para; para harcamayan, cimri erkek. Eskiden kadınlar sadakat konusuna takılıyordu, artık paraya takılıyorlar. Sadece bizde değil dünyada da böyle. Birçok kadının artık en önemli önceliği rahat bir yaşam, maddi konfor yani ilişkinin en önemli kriteri, para.

E ama erkeğin mi sağlaması gerekiyor bu imkanları?

E tabii ki… Mümkünse çok iyi bir evde yaşayayım, her yıl iki üç kez tatile gideyim, kışın bir kayak tatili yapayım, bir adam bana bunları sağlamayacaksa ben neden evleneyim hocam? Bana danışan kadınların genel sorusu bu… Yani o ‘iki gönül bir olunca samanlık seyran olur’ devri kapandı.

Z KUŞAĞI KADINLARI HİÇ DUYGUSAL DEĞİL

Para konusunda söylediklerinizi düşünürsek, ilişkide kadının daha duygusal olduğunu kabul etmiyorsunuz o zaman…

Hayır, artık değil. Z kuşağı hele hiç duygusal değil. Şu anki 20-25 yaşlarındaki kızların duyguyla pek alakası yok.

ESKİ TÜR SEVGİLİLİK BİTTİ, YENİ BİR DÖNEM AÇILIYOR

“Beraber misiniz?” ya da “Sevgili misiniz?” sorusuna artık sık sık şu cevabı duyuyorum; “Takılıyoruz.” Sevgililik müessesesi tamamen bitiyor mu?

Eski tür sevgililik bitti. Sosyal medya, bildiğimiz anlamda romantik ilişkileri bitirdi. Yeni bir dönem açılıyor, bir beş yılı daha var, bunu daha iyi algılayacağız. Sosyal medya, yemekteki ‘fast food’ olayını ilişkilere taşıdı. Artık yemek siparişi verir gibi sosyal medya üzerinden ilişki siparişi veriliyor. Romeo ve Juliet şu an iki gece ilişki yaşar, üçü bulmaz, sıkılırlar.

ÜNLÜ EVLİLİKLERİNİN ÇOĞU REKLAM ANLAŞMASI

Pek çok dünya starı evlenip çocuk yapmaya devam ediyor. Toplum baskısını çıkarsak bile eni sonu insanlar tek eşliliği aramıyor mu?  

Ben o evliliklerin gerçek olduğunu düşünmüyorum, birçoğu tiyatro... Hele ünlü evlilikleri. Çünkü bu sayede daha çok reklam alıyorlar. Bir paket gibi düşünün. Elbette evlilik kavramı hala var ama dünya artık resmi olarak evlenmeden birlikte yaşama sistemine geçiyor. Şimdi alfa kuşağı geliyor, bugün 15 yaşında olanlar için ileride evliliğin bir konu bile olacağını sanmıyorum ben.

TUTKU ALDATMAYI ENGELLER

“Aşık olan insan aldatmaz” önermesine katılıyor musunuz?

Tutku aldatmayı engeller. Eğer iki kişinin arasında yoğun bir tutku varsa anlaşamasalar da ayrılamıyorlar. Bir de ‘suç ortaklığı’; birbiriyle en karanlık sırlarını paylaşan, en zor günlerde yan yana olanlar kolay ayrılamıyor ve aldatamıyor.  

Sizce aldatma güdüsünün altında tam olarak ne var?

Çok farklı sebepleri var ama genel tespitim şu; bir kadın, kendini çok seven bir adamla da evli olsa, aralarında cinsel  enerji yoksa, o kadın dışarıda bunu gıdıklayan bir adamla karşılaştığında aldatıyor. Patolojik olarak aldatan erkekleri geçiyorum; onların tedaviye ihtiyacı var. Ama normalde aldatmayan bir erkeğin aldattığı olayların altından genelde evde onun eril enerjisini hedef alan, onu aşağılayan bir kadın çıkıyor. Erkek, ona saygı duyan ve eril enerjisini yükselten bir kadınla karşılaştığında aldatıyor.

SEKSİ NE KADAR ERTELERSENİZ İLİŞKİYİ O KADAR UZATIRSINIZ

Kıskançlık ilişkiyi besler mi yoksa sona giden yolu kısaltır mı?

Sona giden yolu kısaltır. Özellikle bizim ülkemizde o tatlı doz hiç tutturulamaz; ayarımız yok bu konuda maalesef. O yüzden ben ‘dozunda kıskançlık’tan bile bahsetmem. Merak etmek ve kıskançlık ayrı ama… “İyi misin? Gelip alayım mı ya da araç göndereyim mi?” diye sormakla “Neredesin, kiminlesin, niye haberim yok?” diye sormak farklıdır.

“Flörte başladıktan itibaren üç ay cinsel ilişki yaşamayın” diyorsunuz…  

Bu yüzden erkekler bana çok öfkeli ama erkeğin niyetini anlamanın başka yolu yok. Bizim ülkemizde birçok kadın cinsellik yaşadığı zaman beklentiye giriyor, “Acaba evlenir miyiz?” sorularına başlıyor hemen. Oysa adam hiç oralarda değil. Bir ay bile öyle iyi bir zaman ki… Benim iddiam bu yönde. Seksi ne kadar ertelerseniz ilişkinin ömrünü o kadar uzatırsınız.

DHA