10 yaşında bir çocuk.

Felaket denebilecek bir düzeyde kitap kurdu.

Her gün okulda yaşıtları tarafından zorbalığa maruz kalıyor.

Çok kötü bir durum...

Teknoloji onun için kaçış yolu olmuş.

*

Kendi kendine kodlamayı öğreniyor ve bir oyun geliştiriyor.

Oyununu bir bilgisayar dergisine 500 dolara satıyor.

10 yaşında çocuk ya...

Çocuk deyip geçmemek lazım.

*

Bu çocuk büyüyor ve üniversite hayatı başlıyor.

Ekonomi ve fizik üzerine çift ana dala koşuyor.

Akademik hayatını da boş geçirmiyor yani...

Akademik yoldan birazcık uzaklaşıyor ve kendi hayallerinin peşinde koşmaya karar veriyor.

*

1995 yılı oluyor ve çevrimiçi rehberler geliştirmek için kardeşiyle beraber yazılım şirketi kuruyor.

Şimdi her ne kadar ulaşılabilir olsa da o yıllarda yok tabii...

Rekor denebilecek fiyatta projesini satıyor.

Yaklaşık 341 milyon dolar.

Kimine göre çok büyük para.

O bu parayla yetinmiyor.

Amacı para değil çünkü...

*

1998 yılına gelindiğindeyse çevrimiçi banka hizmeti kuruyor.

Bu hizmetin kendine yakın rakibi de var.

Rekabet yerine birleşme kararı alıyorlar.

Mantıklı bir karar olmuş gibi de görünüyor...

Sonuç olarak dünyanın çoğu yerinde kullanılabilen çevrimiçi ödeme hizmeti ortaya çıkıyor.

Aşırı büyük...

Her sitede geçebilecek düzeyde.

*

Ödeme hizmetinde bir süre CEO görevi üstleniyor.

Sonra görev başkasına geçiyor.

Proje satılıyor.

Kar ediyor ve elinde net olarak 180 milyon dolar kalıyor.

*

Kimine göre büyük para ama o devam kararı alıyor.

Hayatı boyunca kazandığı parayla yan gelip yatmamış

Boş durmak ona yakışır mı ya?

Onun hayalleri daha da büyük.

*

2004 yılında elektrikli otomobil girişimine dahil oluyor.

Erken yatırımcı oluyor.

Benzinli ve dizel araçların zirveye oynadığı yıllar...

Bakış açısının farkına bakar mısınız?

Kimin aklına gelir?

Yatırımcısı olduğu şirkette de yükseliyor ve CEO oluyor.

Sonrasındaysa elektrikli otomobilleri desteklemesi için enerji şirketi satın alıyor.

*

Burada da durur mu peki?

Durmaz...

Roket geliştiren bir şirket kuruyor.

Çevrimiçi rehber, çevrimiçi ödeme, elektrikli araç…

Nereden çıktı şimdi bu?

Görüyor musunuz bakış açısının farkını?

Başarısızlıklar da peşini bırakmıyor derken...

Derken; NASA ile ortaklığını kuruyor ve işlerini güçlendiriyor.

*

Bu noktada da durmuyor.

Bu sefer sıra Twitter'a geliyor.

En sevdiği sosyal medya...

Tam almaya karar veriyor birtakım anlaşmazlıklar ortaya çıkıyor.

Birazcık süreç uzuyor.

Sonuç olarak da Twitter'ı satın alıyor.

*

Bu kadar farklı sektörde şirket varken sosyal medya da ne alaka?

Anlayın işte bu adam Elon Musk.

Hepimizden farklı bakış açısına sahip.

İster sevin, ister sevmeyin.

Bakış açısının farklı olduğu bir gerçek.

Vay Elon vay Musk, sırada ne var?