Saadet Partisi Genel Başkanı seçildiği Genel Kurul'da, "Musa gibi geleceğime Firavun gibi gelmeyeceğime söz veriyorum." diyen Numan Kurtulmuş'un açılımı tartışılıyor...


Numan Kurtulmuş Saadet Partisi Genel Başkanı seçildiği Genel Kurul'da Harun gibi gelip, "Karun gibi gelmeyeceğime, Musa gibi gidip Musa gibi geleceğime Firavun gibi gelmeyeceğime söz veriyorum." diyerek vaad yağmuruna tutan diğer siyasilerden farklı bir duruş sergiledi.

Gerçek Hayat Dergisi, Kurtulmuş'un bu farklı tutumu üzerine biraz zihin jimnastiği yaptı ve aydınların konuyla ilgili görüşlerini aldı.

İhsan Eliaçık (Gazeteci Yazar)

GERÇEK SİYASET BU Bizi toplantıya çağırmıştı Numan Bey bir otelde. Ona tavsiyelerde bulundu insanlar. Ben de buna benzer bir söz söyledim. Zaten yazılarımda da kullandığım bir deyim bu. Kamu hizmetlerine, siyasete ceketiyle gelip ceketiyle gitmek lazım. Gerçek anlamda kamu hizmeti ve siyaset budur diye Harun gibi gelip Karun gibi olmak veya Musa gibi gelip Firavun gibi olmak şeklinde sözlerle bunu ifade ettim. Sık sık bunun üzerine yazılar yazdım. Bu yüzden çok olumlu bir çıkış olarak görüyorum. Bu sözlerinde kendisini destekliyorum. İnşallah bu sözlere uygun hareket eder. Bu sözlerin ifade ettiği mana Türk siyasetine yerleşir. Zaten Türkiye'de şu anda ihtiyaç duyulan siyaset ceketiyle gelip ceketiyle gidebilen siyasetçi yokluğudur. Siyaset rant kaynağı olarak akraba-i taallükatı, eşi dostu zengin etme, devlet dolayısıyla millet üzerinden zenginleşme aracı olarak görülüyor. Siyasetin tabiatında bu var. Türkiye'deki bütün partiler buna talip. Madem bizim partimiz iktidara geldi o zaman biraz da ihaleler, devlet imkânları bize, biraz da biz yolumuzu bulalım diye düşünüyorlar. Bu düşünmeyen siyasetçi var mı bilmiyorum. Bunu yıkmak lazım. Türkiye'nin en büyük siyasi sorunu olarak bunu görüyorum. Türkiye'deki en önemli kamu anlayışı buna dayanmaktadır. Siyasetçiler Harun gibi gelip Karun olmayacak Musa gibi gelip Firavun gibi olmayacak. Ceketiyle gelecek ceketiyle gidecek. Umarım Numan Kurtulmuş ve ekibi buna talip olur. Buna talip olduğu sürece sadece Numan Kurtulmuş değil, hangi siyasi parti bunu söyleyip bu ezeli ve ebedi siyaset ilkelerine tamamen talip oluyorsa ben onu desteklerim.

Erol Erdoğan (Eğitimci - Yazar)

SİYASET ELEŞTİRİSİ Genelde Türkiye'de siyasetçiler teşkilatlarından söz alırlar. Birçok siyasetçi bunu böyle yapar. Numan Bey'in o sözü söylediği ortam kongreydi. Sözün nerede söylendiği önemli çünkü. Kongrede öncelikle kendi teşkilatlarına, sonra bütün kamuoyuna bir söz vermiş oluyor. Hâlbuki kongrelerde teşkilatlar genel başkanlarından söz alırlar. Burada bir değişiklik var. Yani teşkilatından söz alan değil, teşkilatına söz veren bir portre çiziyor. Türk siyasetinin karşı karşıya kaldığı birçok sorunu ağır eleştirmek yerine bunu kendisi yapmayacağına söz vererek yani Harun gibi gelip Karunlaşmamak, firavunlaşmamak ve diğerleri... Orada yaklaşık on, on beş tane madde vardı. Aslında hepsi üstü kapalı bir siyaset eleştirisi. Mevcut Türkiye'deki iktidardaki, muhalefetteki tüm partilere bir eleştiri anlamını da taşıyor. Ama bunu klasik, alışkanlık olarak yapmak yerine "Ben böyle yapmayacağım, böyle olmayacağım anlamında ortaya koymuş oldu. Gerçekten de farklı, söz alan değil söz veren bir siyasetçi. Siyasetteki sıkıntıları hakaretamiz bir biçimde değil kendi üzerinden daha yapıcı bir şekilde dile getirmiş oldu. Ben iyi buluyorum.

ALİ BULAÇ (Zaman Gazetesi Yazarı)

BARAJI AŞAR Numan Kurtulmuş'un SP'si şu parametrelere göre siyaset geliştirirse açık pozisyondakilerin önemli bir kısmına ulaşır:

1) MNP, MSP, RP ve FP'de hizmet vermiş eski siyasi ekibin varlığını yeni SP'nin üzerinde "ağır bir gölge" gibi değil, arkasında "manevi bir destek" olarak tutabilirse ve bu çerçevede yeni ekibiyle tam bir inisiyatif sahibi olursa;
2) Liberal kapitalizmi bir hayat felsefesi ve alternatifsiz ekonomi politikası değil, Anadolu'da neşvünema bulan küçük ve orta ölçekli sanayici ve tüccarın devlet zengini büyük sermayeye karşı gelişimini ve gücünü artıran bir teknik olarak kullanırsa; buna karşılık asıl vurgusu bir türlü sağlanamayan gelir adaleti olur ve sahiden yoksulları koruyucu politikalar geliştirirse;
3) AKP'ye karşı husumete dayalı değil; farkını ortaya koyan bir dil, üslup ve retoriğe dayalı muhalefet ederse;
4) Sadece kendi taraftarlarına değil, Kürtler, Aleviler, azınlıklar ve sorunu olan herkes için "pretoryen cumhuriyeti" gerçek anlamda "demokratik cumhuriyet"e dönüştüreceği vaadinde bulunup bu iş için gerektiğinde risk alacağına inandırırsa;
5) Konuşmasında "Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğiz" vaadine sadık kalıp yolsuzluklara karşı mücadele edeceğini, bu yolda partili partisiz kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağı taahhüdünde bulunursa.
Böyle bir SP ilk genel seçimlerde barajı aşar, Meclis'te iyi bir grup kurar. Bir dönem Meclis içinde ve dışında "adil bölüşüm, hakça düzen, herkese özgürlük, daha çok demokrasi" temelinde muhalefet yaparsa bir sonraki seçimlerde ilk günden bu yana sağcı-milliyetçi-muhafazakâr partiler tarafından aldatılan kitleler SP için sandığa koşar.

HAKAN ALBAYRAK (Yeni Şafak Gazetesi Yazarı)

ALLAH UTANDIRMASIN Vahşi kapitalizmin "ruhsuz ve vicdansız elleri"ne teslim edilen halkımızın ve cümle insanlığın insafa, şefkate, adalete susamışlığından söz etti. Vaktiyle dünyaya ışık saçan muazzez medeniyetimizin yeniden yükselişine duyulan muazzam ihtiyaçtan söz etti. Süleymaniye ile Anadolu illerinin kardeşliğinden söz etti. Halep ve Şam ile birlikteliğimizin ihyasından söz etti... Kürtlerin hukukunu gözetmekten söz etti. Alevilerin hukukunu gözetmekten söz etti... Filistinli, Iraklı, Afganistanlı "Aziz Müslümanlar"dan Amsterdam, Londra, New York sokaklarında "Bizi de kurtaracak bir söz yok mu?" diye soran mağdur ve mazlum Batılılara kadar herkesin hukukunu gözetmekten söz etti. "Bir ahlak ve insanlık meselesi"nden söz etti mütemadiyen. Ahlak ve insanlığı "reel politik"e kurban etmeyeceğini taahhüt etti. "Reel politiğin şartlarına kul olmayacağıma, Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceğime söz veriyorum" dedi. Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğine de söz verdi. Musa gibi gelip Firavun gibi hareket etmeyeceğine de söz verdi. Muhalefette hakkaniyeti gözeteceğine ve iktidarda muhalefetin uyarılarına açık olacağına da söz verdi. Bu duruşun, bu söylemin, bu üslubun memleket sathında yankılanması ve Saadet Partisi'nin Numan Kurtulmuş liderliğinde kabuklarını kırıp büyüme temayülü göstermesi, "Siz hâlâ orada mısınız? Bırakın bu marjinal ayakları!" deyip duran "reel politikçiler" üzerinde ıslah edici bir tesir yapacaktır. Gazan mübarek olsun Numan Kurtulmuş. Allah utandırmasın.

AHMET TAŞGETİREN (Bugün Gazetesi Yazarı)

BAŞARILAR DİLİYORUM Numan Bey'in sözleri siyasetçilerin zenginleşmeleri, yolsuzlukla mücadele için bile yola çıksa yolsuzlukların önüne geçilememesiyle ilgili. Numan Kurtulmuş, genel başkanlığa başlarken kendisinin bu konudaki hassasiyetini dile getirmiş oluyor. Kurtulmuş, kendi hayatında buna özen gösteren bir insan. Ben Numan Kurtulmuş'un bu tip bir çizgiyi takip edebileceğini ümit ediyor ve kendisine başarılar diliyorum.

NUMAN KURTULMUŞ KİM? Amentü Şerhi Yazarı Merhum Binbaşı Numan Kurtuluş'un torunu, merhum Tabip İsmail Niyazi Kurtulmuş'un oğlu olarak 1959'da İstanbul'da doğan Numan Kurtulmuş, İstanbul İmam Hatip Lisesi'ndeki eğitiminden sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden 1982 yılında mezun oldu.1984 yılında, yine aynı Fakülte'de yüksek lisansını tamamladı. 1988-1989 öğretim yılında ABD'de Temple University School of Business & Management'da lisansüstü çalışmalarını sürdürdü. Kasım 1990 ile Haziran 1993 tarihleri arasında ABD'de Cornell University New York State School of Industrial & Labor Relations'nda Misafir Öğretim Üyesi olarak bulundu. 1992 yılında İktisat Doktoru, 1994 yılında Çalışma Ekonomisi Anabilim dalında Doçentlik unvanını alan Kurtulmuş'un "Sanayi Ötesi Dönüşüm" ve adlı bir de kitabı var.


Gerçek Hayat Dergisi