1993 yılında Aydın Lisesine Coğrafya Öğretmeni olarak atamamız yapıldığında ilk tanıdığımız öğretmenlerden birisiydi Mehmet Genç. Aynı zamanda eşimizin ilkokul arkadaşıydı Bıyıklı İlkokulundan. Öğrenciler ona, "Mister Genç" diyordu. Birlikte on bir yıl çalıştık. Öğrencilerle iyi iletişimin nasıl kurulacağını çok iyi gösteriyordu herkese. İyi bir dosttu bizim için.

Mehmet Genç 1955 yılında Koçarlı'nın Kızılaya köyünde dünyaya geldi. Aydın Lisesi'nde okudu, mezun olunca aynı liseye 1979 yılında ataması yapıldı. Bu atamanın nasıl gerçekleştiğini kendisinden dinlemiş olmanızı isterdik. Aydın Lisesi'ndeki öğretmenlik serüveni 2004 yılında erken yaşta emekli olunca sona erdi.

Edebiyat dergilerinde şiir ve deneme, çeşitli gazetelerde dil konusunda araştırma yazıları kaleme alan Mehmet Genç, emekli İngilizce öğretmeni olmasının yanında, etkili bir yazar ve şairdi. Ne yazık ki 66 yaşındaki Mehmet Genç yaşama veda etti. Onun yaşama veda ettiğini kabul edemediğimizden dolayı sanal ortamdan paylaşamadık, içimiz el vermedi. Ne de olsa daha çok Genç'ti.

Yüreğimin Kanat Sesi”, “Yüreğim Elinde Kalır”, “Şiir Tanıktır Aşka”, “Ninti”, “Diş Fırçası” ve “Şiir Bilmeceleri”, "Deyimler" adını verdiği eserleri bırakan Mehmet Genç’in vefat haberi, ailesi, sanatçı dostları, öğretmen arkadaşları ve öğrencilerini çok üzdü.

Şiir, araştırma ve yazıları ile adeta toplumcu-gerçekçi dizelere örülü bin bir motifli tarihi bir kilim dokudu adeta. Tarihe not düşmenin nasıl olması gerektiğini herkese göstermiş oldu.

Bizim için ayrı bir özelliği ise Mehmet Genç'in çocuk şiiri yazarak göstermiş olduğu cesarettir. Çocuk şiiri kitap taslaklarınızı yayınevlerine götürdüğünüzde satılması zor olduğu için hoş karşılanmazsınız. Hikaye, roman veya şiir kitaplarının satılmadığı ülkede çocuk şiir kitabı yazmak ve basımını sağlamak ayrı bir cesaret ister, işte Mehmet Genç bu cesareti gösterebilen ender kişilerden birisidir.

Mehmet Genç ile bugüne kadar hiç tanımayan kişilerin bile vefatından sonra dijital ortamda yazdıklarını okuduğumda gözlerimiz doldu. Kendisine duyduğumuz sevgi ve saygı hissi iyice pekişmiş oldu.

Ne güzel şey bu dünyadan ayrılırken hayatına dokunduğun insanların hayırla, saygıyla, sevgiyle veda ettiği bir insan olabilmek. Mekanın cennet olsun hocam.

Mehmet Genç'in en sevdiğimiz yazılardan birisiydi; "Kaybolabilsem." keyifle okumanız dileğiyle.

Kaybolabilsem

Şöyle birkaç yıl ortalıklardan, Herkesten uzak bir şehre yerleşebilsem, Kimsenin beni tanımadığı, Benimse kimseyi tanımak istemeyeceğim, Maviliklerin arasında, Kuşların melodisi eşliğinde sadece ben kalabilsem.. Mutluluğu orada bulabilsem. Hatıralar,yaşanmışlıklar bavulda kalsa ve benim bavulun içindekilere hiç ihtiyacım olmasa sığınacak 4 duvarım olsa, Duvarların her biri mutlu renklerle boyansa, Siyah renk hayatımda hiç yer almasa, Gökkuşağı hep gökyüzünde asılı kalsa Yağmur yağdığı zaman ki toprak kokusu her zaman olsa Sonbahar da olsa kış da olsa Karamsar olunmasa İnsan kendine mutlu olacak.

Bir sebep her zaman bulabilse İşte hayat bu ve yaşamaya değer her zaman diyebilse pişmanlık hiç olmasa Keşke…”keşke”ler sadece 1 kez kullanılsa “İyi ki yapmışım” lar kaplasa 4 bir yanımızı dostlar.

Güvenilir arkadaşlıklar hep uzun süreli olabilse anne baba sevgisi gibi karşılıksız sevebilsek yediklerimizde hep anne eli değmiş gibi aynı lezzeti bulabilsek hastalandığımızda başucumuzda iyileşmemizi bekleyen şefkat dolu bakan bir çift göz bulabilsek düşünsek ve başarsak yada istesek ve elde etsek korkular ve yenilgiler hiç olmasa cesaretlendirsek kendimizi her konuda sıvazlasak sırtımızı daha kuvvetlice kulağımıza hep aynı ses fısıldasa aynı kelimeyi söylese “güveniyorum sana” dese ihtiyacımız olduğunda elimizi uzatsak yardımcı olacak kişi hep orada olsa yada hiçbir şeye hiçbir zaman ihtiyacımız olmasa doğanın dengesi bu diyerek göz yummasak her şeye “doğayı sev”,”çevreyi koru” sadece 2 kelimeden ibaret olmasa anlamını bilerek hareket edebilsek büyük balık küçük balığı yemese küçük balık yenilgiyi hemen kabullenmese savaşsa yaşamak için ve sıkıntılar hiç olmasa stres her hastalığın nedeni olmasa kimsenin borcu olmasa herkes aldığı paradan memnun kalsa ve herkes karnı tok olarak uykuya dalsa rüyalar hep mutlu hayaller her zaman gerçek olsa sevenler daima sevilse herkes mutlu olmayı hak etse her şey ama her şey benim tüm bu yazdığım temenniler gibi olsa yine de sorgular mıydık acaba.

Niye geldik o halde biz bu dünyaya sınavdan ibaret değil midir zaten yaşamak aldığımız her nefesimizin bile hesabı sorulacakken her şey güllük gülistanlık olduğunda biz insanoğlu yetinebilecek miyiz?

Daha fazlasını daha istemeden şükredebilecek miyiz?

Anısına saygıyla.

Bazen bir mısra hayatı değiştirir. (Franz Kafka)