Peynir yemeği çok seviyor fakat peynirin hangi koşullarda nasıl saklanacağını, kesileceğini, ya da hangi peynirin nasıl seçileceğini bilmiyorsanız sizi bu konuda biraz aydınlatalım.
Peynir sünger gibidir. Çevresindeki kokuları içine çeker ve içinde depolar. Yani peyniri buzdolabında saklarken bir yandan da çevresindeki diğer yiyeceklerin kendi kokularını peynire geçirmesine izin veriyor olabilirsiniz.
Çözümü ise çok basit. Öncelikle peyniri sıkı plastik ambalajından kurtarın ve onu parşömen gibi gözenekli bir malzemeyle paketleyin. Böylelikle hem peynir nefes alacak hem de buzdolabındaki diğer nahoş kokuları içine çekmeyecektir. Zira peynire yeteri oksijen sağlamazsanız hızla kurur.
Peyniri buzdolabından çıkarır çıkarmaz servis ediyor ve yiyorsanız yanlış yapıyorsunuz. Çünkü peynir buz gibi soğukken yenmez.
Peyniri dolaptan çıkardıktan sonra bir süre oda sıcaklığında bekletin ve öyle tüketin. Ilık bir peynirin tadının daha güzel olduğuna garanti verebiliriz.
Çoğu kişi peynirini süpermarketlerden satın almaya yöneliyor, ama konu taze peynirse markette satılanlara çok da güven olamayabiliyor. Market reyonlarında gördüğünüz daha önceden kesilmiş, dilimlenmiş, ambalajlanmış peynirlerin ilk kesildiği anki kadar taze olamayacağını tahmin etmek çok zor olmasa gerek.
Market reyonlarındaki çoğu peynir ambalajlanmış olarak satıldığından ilk maddede belirttiğimiz gibi çevresindeki diğer kötü kokuları içine çekip hapsediyor. Bu yüzden en azından üç günden daha eski tarihte paketlenmiş peynirleri satın almaktan kaçınmanız gerek. Ya da kendinizi garantiye alın, peyniri gözünüzün önünde dilimleyen ve peynir kağıdına saran yerlerden alışveriş yapın. Semt pazarları da bunun için güzel bir tercih.
Bir Fransız atasözü şöyle der: "İyi peynir ayak kokmalı." Öyle hemen mideniz kalkmasın. Peynir olmadan yaşayamayan Fransızların bir bildiği var, zira kötü koku peynirin aslında iyi ve kaliteli olduğuna da bir işaret olabiliyor. Tabii evde buzdolabında yıllanmış olduğundan kokan, küflenmeye yüz tutan peynirden değil, taze ve kokan peynirden bahsediyoruz.
Kısacası sırf kokuyor diye peynire burun kıvırmayın, belki dünyanın en lezzetli peynirini elinizin tersiyle itiyor olabilirsiniz.
Peynirin yeni yeni küflenmeye başladığını fark ettiğinizde onu hemen çöpe atmak en kolay çözüm, halbuki peynirin yaşam süresini uzatabilirsiniz.
Eğer küf yeni oluşmaya başladıysa peynirin yüzeyini temiz bir kağıt havluyla hafifçe silin ve zeytinyağı ile ovalayın. Daha sonra peyniri iki kat kağıt havlu üzerine koyarak plastik/cam bir kabın içinde muhafaza etmeye devam edin. Sert ve yarı sert peynirler bu uygulama sık sık tekrarlanarak ve kağıt havlular sık sık değiştirilerek aylarca saklanabilir. Birkaç uygulama sonrası nem tamamen emilmişse zaten küf azalmaya ve kesilmeye başlayacak.
Alışverişe çıktığımızda yine her şeyden fazla fazla alıyoruz. Sonra yenmeyenler, kullanılmayanlar bozuluyor, çürüyor ve çöpe gidiyor. Hem israf hem de ziyan oluyor.
Hele söz konusu peynir olduğunda bu bozulma, çürüme daha olası. "Kahvaltıda bol bol yeriz, gece acıkınca ekmek arası yapar yeriz, tepsi böreği yapar yeriz, salatanın içine koyar yeriz" diye düşünüp ihtiyaçtan fazla peyniri eve istiflemeyin. Peynirin çokça tüketildiği bir evde yaşıyorsanız bile peyniri az miktarda, daha sık aralıklarla satın alarak bu sorunun önüne geçebilirsiniz.
Özellikle beyaz peyniri keserken parçalar bıçak üzerinde kalıyor ve peynir dağılıyorsa bir yerde yanlış yapıyorsunuz demektir. Bunun çözümü ise peyniri keseceğiniz bıçağı sıcak suda tutmaktan geçiyor. Sıcak su ile ısınmış bir bıçak yardımıyla peyniri parçalamadan kolayca kesebilirsiniz. Diğer bir yöntem de misina ipi (hatta diş ipi bile olabilir) kullanmak. Zira ince ve keskin olan misina ipi de peynirin dağılmadan kesilmesini kolaylaştırır.
Diğer yandan genel olarak peynirlerin daha sulu yerleri orta kısmında yer aldığı için dış kenarından ortaya doğru bıçak darbesiyle dilimlere ayırmak da daha leziz bir peynir tabağı hazırlamanıza yardımcı olacaktır.
