Küresel salgının yaş gününü, hep birlikte kutladık kutlamaya devam ediyoruz. Ömrü uzun olmasın, diye dualar ediyoruz. İllerimizin salgınla ilgili durumunu haritaları renklendirerek anlamaya, anlamlandırmaya çalıştık, çalışıyoruz. Niçin illerimiz turuncu ya da kırmızıya dönüşüyor? Bu konuyla ilgili, sahada ayağı yerlere basan, beş tana araştırma yok. Olayın eğitim- öğretimle ilgisi var mı? Devletimizin yaptığı sınavlarda,son sıralarda yer alan iller mavileşmişken, sıralamada en önde yer alan iller ise kızarmak için elinden geleni yapıyor. Cahillik kavramına girmek istemiyorum… Cahilliğin okumakla ilgisi yok…Aile, eğitim ve kültürün harman olduğu yuvalarda cehalet olmaz… Sıkıntı devam ediyor. Bu arada Aydın’ımızda turuncu olmak ve turuncu renginde kalıcı olmak için elinden geleni yapıyor. Her ailedekurallara uyarak, bu mesele ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla, verimli ve istendik sonuçları olan değerlendirme- bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır. Sosyal medyada olumlu örnekler, bilgilendirmeler paylaşılmalıdır. Ulusal kanallar, daha çok olumlu örnekleri haber yapmalıdır. Kötü örnek, örnek değildir. Bu minvalde, size örnek verebileceğim program sayısı o kadar az ki… Hep birlikte iyi olanı, yaygınlaştırmak lazım… Konu ile ilgili sahada görev yapan, mış gibi yapmayan, başta sağlık çalışanlarımızın ve diğer çalışanlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum…

Krizle mücadelede aslolan sahada mücadele etmektir.Mış gibi yaparak hiçbir mücadeleyi, savaşı kazanamazsınız… Problemi çözemezsiniz… Ülkemizde ekip çalışması, takım çalışması hususunda büyük eksikler var diye düşünüyorum. Özellikle kurumlarında ehliyetsiz, liyakatsiz yeterliliği olmayan personellerden arınmamız lazım. Bu son yıllarda ortaya çıkan bir durum değil. Yıllardır devam eden bir sıkıntı diye düşünüyorum. Kurumlarda işini doğru yapan, evine helal para götüren nitelikli, yeterlilikleri olan personel sayısını arttırmamız lazım, diye düşünüyorum… Ülkemiz bu hantal yapıyı kaldıramaz.Biz çok zengin bir ülke değiliz. Bu kadim ülkenin malları deniz, hiç değil… Son yıllarda konu ile ilgili sadece, konuşuyor, yazıyoruz…

Birçok meselede olduğu gibi salgınla mücadele konusunda da sağlıkçılarımızı yalnız bırakıyoruz. Kimsenin buna hakkı yok. Konuşarak, sloganlar atarak, sağlıkçıları çok seviyoruz diyerek, salgınla mücadele edilmez. Salgınla mücadele mış gibi yapılarak sonuçlandırılamaz. Salgınlarla ilgili, kadim tarihimizde, kültürümüzde, gelenek ve göreneklerimizde, dinimizde, hatta dinlerimizde çok değerli yazılı olmayan veya kayıtlı bir literatürümüz var. Sağlıkla mücadele ciddiyet ister. Her aile çok yakın akrabalarından bir veya birkaç tanesini kara toprağa verdi. Lütfen artık mesele ciddi, hep birlikte mücadele etmemiz lazım…

Salgınla mücadele hususunda en güçlü özelliklerimizin başında insan kaynaklarımız (hekimlerimiz) ve fiziki ortamlar sayılabilir.Ülkemizin her tarafına şehir hasta hanelerinin yapılması da bunu olumlu yönde desteklemiştir. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle muhteşem bir altyapı yok…

1990 ve iki binli yıllarda ülkemizin orta öğretim kurumlarındaki en zeki ve en başarılı çocuklarını biz tıp fakültelerine yerleştirdik. Şimdi bunun meyvelerini topluyoruz.  Bazı anne ve babalar, karşı komşuya hava atmak ve pragmatist duygularla çocuklarını bu okullara, çocukların bir bölümü, hekimlik mesleğini istememelerine rağmen, zorla yönlendirdiler… Bu ağır bir konu, daha sonra uzun uzun konuşulabilir. ( Eğitim sistemimizin ağır hasarlarından birisi de bu meseledir.)Anne ve babalar, kendilerinin ulaşamadıkları ve daha çok para kazanılan mesleklere çocuklarını yönlendirdiler, yönlendirmeye de devam ediyorlar… Çocuklarımız, yetenekleri doğrultusunda ve severek isteyerek, gelecekte mutlu, huzurlu olabilecekleri mesleklere, ilköğretimden başlayarak yönlendiririlirlerse daha iyi olmaz mı?

Hasılı; Sonuçta şer, hayra sebep olmuştur…

Ülkemizin bütün insanlarını salgınla mücadelede göreve davet ediyorum. Salgınla mücadelede ciddiyet, özdenetim, farkındalık çok önemli ve değerli kavramlar. Biz nice savaşları, hep birlikte kazandık. Pandemi nedir ki?

Birlikte başaracağız…