2011-2025 Yılları arasında ülkemizin başına gelmeyen kalmadı… Terörizm, ekonomik krizler, siyasi dalgalanmalar, kutuplaşma, FETÖ kalkışması, seçimler, depremler… Bu listeye daha başka hususlarda eklenebilir.
Yetmişli yıllarda Mardin ilinde halka önemli bir orkestra tarafından konser verilir. TRT Spikeri senfoni konseri sonrası vatandaşlara duygularını sorar. Cevap;
-Mardin Mardin olalı böyle bir zulüm görmedi… olur.
Kadim ülkemiz bunları hak etmiyor…
Tarih muhteşem bir bilimdir. Tarih bilmeyen insanlar iyi lider olmazlar. Her lider, yönetici, vali, okul müdürü ve hatta baba, anne çok iyi tarih okuryazarı ve analisti olmalıdır. Tarih bilmeyen insandan asla lider olmaz. Tarih hafızadır. Sosyoloji, davranış bilimleri, iletişim, ekonomi, muhasebe, hukuk, ilgili mevzuata da hâkim olmak lazım. Ama önce tarih…
Siyaset adamı ile devlet adamı kavramları da aynı minvalde değerlendirilmez. Devlete asıl lazım olanlar, devlet adamlarıdır… Poker oyununda kâğıdı karıp dağıtanlar devlet adamlarıdır. Siyasetçiler dağıtılan kağıtları ellerinde tutanlardır. Sıyasetçiler yolcu, devlet adamları hancıdır. Siyasetçiler normal şartlarda seçimle gelir, seçimle giderler. Devlet adamları sahada devletin iş ve işlemlerini devlete yakışır ve devletin çıkarlarını gözeterek yapan, sahada görünen veya görünmeyen çalışanlardır, bürokratlardır. Hem siyaset adamlarının, hem de devlet adamlarının hesap verir olmaları çok önemlidir. Yanlış yapıldığı zaman, bağımsız yargı hemen harekete geçmelidir…
İngiltere Oxford Üniversitesi’nde bir duvarda şöyle yazar; Devletlerin ebedi düşmanları ve ebedi dostları yoktur. Ebedi menfaatleri vardır… Şahısların değil devletin menfaatleri… Hem devlet adamlarının, hem de siyasilerin önceliği devletin menfaatleri olmalıdır.
Psikoloji özellikle de sosyoloji 19. Yüzyıldan sonra gelişen ve insanlığa dokunan sosyal bilimlerdir. Dünyanın birçok ulusu ve ülkemiz farkında olarak veya olmayarak birçok sosyal deneye maruz bırakılmaktadır. İnsanlık 19. Yüzyıldan sonra çok nahoş olayları üst üste yaşadı yaşamaya devam ediyor. Sıcak savaşlar, soğuk savaşlar, biyolojik, ekonomik savaşlar, toplu katliamlar, sürgünler, acılar acılar ve acılar… Demokrasi kispesi altında özellikle hali vakti yerinde olanlar ülkeleri yönetmeye başladı. Mesela Tramp bu özelliklere sahip zavallı şahsiyetlerden birisi.10 tane kazım olsa ona bir tanesini teslim etmem. Ama adam Amerika’yı yönetiyor. Vah Amerika vah…
Ülkemizde de birçok acı olay birbirini takip ederek devam ede gelmektedir. Özellikle ekonomik sorunlar insanları ziyadesiyle mutsuzlaştırmaktadır. Sokakta yürürken gülen insanları çok nadir gözlemlemekteyiz. Kış ayları başladığı için insanlar ısınamama sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Hastanelerde rahatsız insan sayısı yine artmaya başladı. Kıraathanelerde kefelerde ve toplu taşıma araçlarında insanların çok gergin olduklarını gözlemlemekteyiz. Borçlu insan sayısı sürekli artıyor. İcra dosyaları artmaya başladı. Şirket iflasları artıyor. Tekstil sektörü, otomotiv sektöründe işler iyi gitmiyor. Kiralar oldukça yüksek ve birçok emeklinin aylıkları açlık sınırı altında kaldı. Bütün bu olanları gözlemlerken şu soru aklımıza geliyor…
Ülkemiz üzerinde sosyal deneyler mi yapılıyor?
