Değerli Aydınpost okuyucuları uzun bir süredir yazılarıma istemeyerek ara vermenin ve yeniden huzurunuzda olmaya yazılarıma başlamanın mutluluğunu yaşamaktayım, şöyle ki; bu sefer sizleri Eski Bodrum'a götüreceğim...
Deniz diliyle konuşan, özgürlüğü, başkaldırışı, kayıpları, kederleri, bunalımları, korkuları deniz diliyle anlatan Balıkçı, insan evlatlarının geçmiş ve gelecek arayışına tarih ve mitoloji aynası tutmuştur.
Denizin çağrısına hayır demeyi hiç becerememiş, hatta aklından bile geçirmemiş olanların hayata, denize, kalmalara, bağlılıklara, toprağa meydan okuyuşunu anlatmıştır. Kalsam mı sorusunu aklına getirmeyecek kadar deniz sevdalısı ve cesur olanların alın yazısını kağıda dökmüştür.
Tam bir deniz, doğa, Bodrum tutkunudur. Satırlarında denizin kışkırtıcı rüzgarı yüzünüzü yalar, bembeyaz yelkenler gökyüzüne doğru yol alan bulutlar olur, cömert ve kışkırtıcı dalgalar özgürlüğün, başkaldırının ve gitmelerin şiirini yazar.
Onun için cennet ve cehennem denizin rüzgara tempo tutan yeşili ve mavisindedir. Bodrum;
Halikarnas Balıkçısı, yazardır, ressamdır, şairdir ama çok daha önemlisi Anadolu'nun derinliklerinden gelen filozofların son halkalarından birisidir.Cevat Şakir Kabaağçlı Anadolu uygarlığının, Helenizm'e karşı savunucusu ve avukatıdır.
Halikarnas Balıkçısı, Çağdaş Homeros'tur"(Ullo, Belçika'nın Eski Turizm Bakanı Söylemiştir.) " Nobel için ilk adaydır.(Yaşar Kemal)
"Halikarnas Balıkçısı, ekmek ardından koşanların güneş yanığı,kuru yüzü, güneşte yer yer sararmış darmadağınık saçları, güleç yüzü (Orhan Kemal) "O BİR CANLILIK KAYNAĞIDIR. Hep değişen, düşünce ve sanatın çeşitli alanlarında ufuklar ve çığırlar açan bir canlıdır o. (Azra Erhat)
"O geniş bir yaşam deneyimi olan; İtalya'da resim, İngiltere'de tarih, İspanya'da bitki bilimiyle içli dışlı bir insandır. Ayrıca Oxford Üniversitesi'nin YeniÇağlar Tarihi Bölümü'nü başarıyla bitirmiş ilk Türk'tür" (Sabiha Sertel)
Balıkçı"herhangi bir halk bir toprakta yaşıyorsa , orada bir ulus devlet kurmuşsa o topraklardan gelip geçmiş olan bütün eski uygarlıkların mirasçısıdır ve bütün gelmiş geçmiş olan kavimlerin sentezidir. O halk, o topraktan gelen bütün kültür birikimlerini sahiplenmeli ve yeni sentezler kurmalıdır.İşte aydınlanma budur." diyendir.
Tüm Anadolu düşünüldüğünde aslında bir hayli cılız kalan bir deniz kültürünü yeşillendiren , dalgalandıran, deniz edebiyatının öncüsüdür.
Bazı kentler yazarlarla anılır ve hatırlanır: St. Peterburg'un Dostoyevski, Londra'nın Charles Dickens, Ankara'nın Yahya Kemal, İstanbul'un Orhan Pamuk ile anılması ve hatırlanması gibi.
Ancak Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın yani Halikarnas Balıkçısı'nın Bodrum ile anılması, bunun çok ötesinde anlam yüklüdür.
Bodrumluların deyişi ile " Bodrum'u Balıkçıya, Balıkçı'yı Bodrum'a sor" durumudur.
"Kalebent" olarak getirildiği ve kıyısına çömeldiği "Arşipel"in sahilinde, olduklarından vazgeçen Cevat Şakir'in, Halikarnas Balıkçısı olarak yeniden doğmasıdır.
Balıkçı'nın kaderini Bodrum'a, Bodrum'un kaderini Balıkçı,ya bağlanmasının öyküsüdür. O sürgün getirildiği kentin bahçıvanı, belediye çalışanı, rehperi, ögretmeni, tercümanı, doğan çocukların isim babası, ünlü yazarı ve düşünce insanı olurken , Bodrum onun küllerinden yeniden doğmasını sağlayan can suyu olmuştur.
Anlatıklarım Eski Bodrum içindir. Birde Pandemi öncesi ve Pandemi sonrası Bodrumu düşünün, Bir zamanlar levhasında 30.000 Yazan bodrum nufusu Bayramlarda 400 bine varan bir Bodrumu düşünün, Bodrum Şehir merkezinden Turgutreis'e 20 25 dakika gidilen yere 1.5 veya 2 saatte zor varılıyor. Bu yüzden şehirler ilçeler değişiyor.Ben diyorum'ki keşke herşey eskisi gibi olsa bu benim hayalim?
Sonuç; Asıl bu fısıltı ıssızlık ve bir başınalık yaratır. Bir başına kalan insan da engin evren ortasında , kendi kendisiyle hesaplaşır. Şehirlerde , trenlerde, otobüslerde insan kendi kendisiyle yüz yüze gelemez kolay kolay. Açık denizde her şey uzak gerilerde kalır da, insan kendini kuşbakışı görür"
Dip Not; Bu arada yazımın giriş kısmında sizlerden uzak kaldığım sürede, Yupa Tur Olarak Büyük Balkan Turu'nu gerçekleştirdik, Ağustos Ayında'da Yupa Tur olarak Büyük Karadeniz turu'nu gerçekleştireceğiz. Bu turlarıda köşeme taşıyacağım , Kime sorsam dönüşüm yok, Her gemi biraz deniz, Her yanım mavi, Her yanım yel, Her yanım tuz.
Halikarnassos'tan sürülen Herodot'tan asırlarca sonra 1924 yılında buraya bir başka sürgün gönderilmiştir. Sürgün yeri Bodruma gelirken tepeden ilk görüldüğü yere adeta aşık olmuştur. Tarihin babası Herodot'un kenti şimdi de adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan bu adamı kucaklıyordu. Bu kucaklayış öylesine bir kucaklayış oldu ki ne Bodrum'u Cevat Şakir'den ne de O'nu Bodrum'dan ayıramaz olduk. Sonunda o da Halikarnas Balıkçısı ismini aldı ve bu adla dünyaya seslenmeye başladı.