Cuma günü Aydın'da da korktuk.

Hepimiz sokaklara fırladık.

Telefonlara sarıldık.

Durumu anlamaya çalıştık.

Çok şiddetli bir depremi yaşadık.

Aydın'ımız için şükrederken,

İzmir'imiz için yüreklerimiz yandı.

Ölü ve yaralılarımız var.

Ölülerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Gün acılarımızı paylaşma günüdür.

Gün yapabilecek bir şeyler yapabilme günüdür.

Gün yüreğimizle İzmirli olma günüdür.

Böyle bir günde içimizden şizofrenler çıktı.

Böyle bir günde acılar üzerinden provokatif eylemler yapan çıktı.

Hem de insanlar daha enkaz altında iken.

Hem de insanlar daha ağlarken,

Hem de daha artçı sarsıntılar devam ederken.

Kimi İzmir'i ve İzmirliye laf etmekte,

Kimi muhalefet yapıyorum ayağından, devlete ve hükümete saldırmakta,

Gerçek bir Müslüman, bırakın ülkesinin,

Dünyanın hiçbir yerindeki acı üzerinden algı yapamaz.

Hele hele bunu inanç kılıfına bürünerek asla.

Depremin ilk dakikalarından itibaren,

Tüm imkanlarını İzmir için seferber eden,

Devlete, hükümete laf söylemek,

Muhalefet değil, en hafifinden hainliktir.

Hele,hele,17 Ağustos depreminde,

Günlerce deprem bölgesine ulaşamayan,

Devlet ve hükümet tecrübesini yaşayanlar olarak.

Bunlar normal şeyler değil,

Yapanlarda insanlıktan nasip almış değil.

Bunu anladık ve noktayı koyduk.

Ancak anlayamadığımız;

Uzun yıllardır, milletvekili sıfatı taşıyan birinin;

Sapasağlam Kızılay Kan Merkezinin,

Yıkıldı, algısını yapması,

Bu anlaşılamaz,

Bu muhalefet olamaz,

Bunun adı siyasette olamaz,

Böyle bir günde siyaset yapılmaz,

Yapılsaydı;

Adama,

Yönetemedikleri belediyeleri,

İzmir'de ki belediyeciliği ,

Örnekleyip, Mosmor ederlerdi.

Bu vekilin, amacını,

 Ne yapmak istediği,

Yorumunu sizlere bırakarak.

Tekrar, GÜZEL İZMİRİMİZE GEÇMİŞ OLSUN,DİYORUM.