Avrupa’nın birçok ülkesiyle beraber ülkemizdede yeni sezona başladık. Bütün ülkelerde sahalara belli oranlarda seyirci alınarak maçlar başladı. Ülkemizde de sınırlı sayıda seyirci alınarak lig başladı. Lig tarihimizde en çok şampiyon olan takım 22 şampiyonlukla Galatasaray. Galatasaray’ı 19 şampiyonlukla Fenerbahçe, 16 şampiyonlukla Beşiktaş, 6 şampiyonlukla Trabzonspor, birer şampiyonlukla da Bursaspor ve Başakşehir takımları takip ediyor. Son yılların en başarılı takımı Beşiktaş…

        Peki, aldığımız paraların karşılığında neler yapıyoruz? Türkiye A Milli futbol takımı 325 milyon Euro ile piyasa değeri açısından Avrupa’nın 14.kulübü. Birleşik Krallık 1.29 milyar Euro ’lük piyasa değeriyle bu sıralamada en başta yer alıyor… Takımların piyasa değerlerine baktığımızda zirvede İngiliz takımları var. Birinci sırada M.Cıty yer alıyor. Ülkemizin takımları listede 91. sıradan itibaren yer buluyorlar… Takımlar 91 Fenerbahçe, 94 Beşiktaş, 95 Galatasaray ve 100 Trabzonspor diye sıralanıyor… Yani dünyanın piyasa değeri yüksek ilk 100 takımı içerisinde sadece 4 takımımız var… Bu takımlarımızda listenin sonunda sıralanıyorlar… Sözün özü futbolumuzun dünyada bir marka değeri yok… En son yapılan Avrupa futbol şampiyonasında en başarısız takım olduk. Bu başarısız milli takımın değerli hocası maalesef görevine devam ediyor…

      Her zaman belirttiğim gibi futbol camiasında para personel ve bilgi genelde çok iyi yönetilemiyor. Süper ligde nerdeyse bütün takımların devasa borçları var. Bu borçların önemli bir bölümü, dört büyük takım dediğimiz kulüpler tarafından yapılmış… Pansuman tedbirlerle, yapılandırmalarla, sorun çözülmeye çalışılıyor. Ancak üç beş sene sonra hepsi bu borç dağlarının altında ezilip kalacaklar, diye düşünüyorum…

      Futbol takımlarımızdaki önemli eksikliklerden birisi de yeterlilikleri olmayan teknik ekiplerin kulüplerde çalıştırılmaları. Daha öncesinde futbol oynamış ama biyolojiden, fizyolojiden, beslenmeden, sağlıktan, solunumdan, analizden bihaber onlarca kişi takımlarda yardımcı çalıştırıcı olarak görev yapıyor. Teknik direktörlerin çoğunun da bu donanım ve yeterlilikleri yok diye düşünüyorum… Süper ligde son yıllarda hep aynı antrenörlerin farklı kulüplerde görev yaptıklarını gözlemliyoruz… Akademi mezunu donanımlı gençler takımlarda maalesef görev alamıyorlar. Yurt dışından antrenörler de son yıllarda ülkemize çalışmak için gelmiyorlar. Bu konu da üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Nepotizm futbolumuzda da bir virüs gibi yayılıyor diye düşünüyorum.

     Futbolumuzdaki bu acı tabloya, Futbol federasyonumuzun durumunu ve hakem camiamızın sıkıntılarını da eklersem deprem olur. Bu arada daha ilk iki haftada büyük hakem hataları yaşadık. Hakem camiası mutlaka adil olması gereken bir camiadır. Bir kurumda, bir ülkede adalet varsa o ülkede karışıklık yaşanmaz. Devletlerin dini adalettir. ( Hz. Ali )

    Süper ligde ilk iki haftayı geride bıraktık. İlk iki haftada neredeyse bütün takımların lige hazır olmadıklarını gözlemledik. Her takımda önemli eksiklikler var. Takımlar hazırlık dönemlerini ve transfer iş ve işlemlerini zamanında bitiremediler. Ligin ilk haftasında çalıştırıcı ile yollarını ayıran kulüpler var. Takımlar içerisinde, bu şartlarda, en hazır takımın Trabzonspor olduğunu belirtmek isterim. Birkaç hafta sonra, diğer takımlarda devreye girmeye başlayacaklardır…

     Yeni sezonda Büyükşehir Belediyesi Voleybol takımımıza, Nazilli Spor’umuza ve Kuşadası Spor kulübümüze başarılar dilerim…