Türkiye’de 11 ili etkileyen ve büyük yıkım oluşturan depremler sonrası birçok kişi binalarının sağlam olup olmadığını merak etmeye başladı. Bu kapsamda yapı denetimleri artarken kusurlu veya pazarlandığı gibi sağlam çıkmayan yapılar hakkında mülk sahipleri haklarını merak ediyor. Uzmanlar da bu konuda dava açılabileceğini söylüyor. İşte ev sahiplerinin bilmesi gereken hakları...

Depremlerin ardından binalar yeni de olsa dayanıklılığı sorgulanmaya başladı. Bu kapsamda risk raporu almak için yoğun bir talep var. Riskli yapı testini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı lisanslı firmalar yapıyor. Rapor 1 hafta 10 gün gibi bir sürede çıkıyor. Bina riskli çıktıysa ya dönüştürülecek ya da güçlendirilecek. Fakat bu kusur binanın yapımıyla ilgiliyse mülk sahibinin yasal hakları bulunuyor. Hatta risk raporu nedeniyle kiracılarla ev sahipleri de karşı karşıya gelebiliyor.

TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR

Kusur müteahhit kaynaklıysa bu konuda hak aranabileceğine dikkat çeken Beykent Üniversitesi İdari Hukuk Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Yılmaz, “Risk raporu eğer olumsuzsa, taahhüdünü yerine getirmeyen, hukukta ‘ayıplı mal’ dediğimiz deprem yönetmeliğine ve imara uygun olmayan bina satışı yapan müteahhide karşı tazminat davaları açılır. Vatandaş, binanın değeri ne kadarsa ya da ne kadara satın aldıysa o fiyata faiz ekleyerek davasını açabilir” dedi.

‘AYIPLI MAL’ OLARAK NİTELENİR

Yapı denetim raporu sonucunun ‘depreme uygun değil’ çıkması halinde müteahhitlerin tazminat sorumluluğunun olduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

“Müteahhit adı üzerinde taahhüt eden; ‘Ben sana sağlam, dayanıklı, güzel, reklamını yaptığım daireyi depreme dayanıklı ve imar kurallarına uygun bir şekilde teslim edeceğim’ diyendir. Taahhüdünü yerine getirmeyen, hukukta ‘ayıplı mal’ dediğimiz deprem yönetmeliğine ve imara uygun olmayan bina satışı yapan müteahhide karşı tazminat davaları açılır. Bu davalarda müteahhit kusurlu da olsa kusursuz da olsa sorumludur.”

YETERLİ MALZEME KULLANMADIYSA ‘BİLİNÇLİ TAKSİR’

Binanın yapımını üstlenen kişilerin ‘Ben işçimin ne kadar demir bağladığını bilmiyordum’ gibi cümlelerinin Borçlar Kanunu’na göre geçersiz olduğunu belirten Yılmaz, “Bundan dolayı müteahhitlerin mutlaka sorumluluğu vardır. Yargıtay kararlarında yeteri kadar nitelikli malzeme kullanılmadığı takdirde ‘bilinçli taksir’ uygulanacağı yer alıyor. Bilinçli taksir durumlarında ceza daha da ağırlaştırılıyor. Bu davaların adli yargı ve hukuk mahkemelerinde açılması gerekiyor” diye konuştu.

KİRACILARIN DA HAKKI VAR

Bu süreçte kiracıların izlemesi gereken yollara da işaret eden Yılmaz, şu bilgileri verdi:

“Ev sahipleri kiracılarına risk ve denetim raporunu vermeyebilir. Kiracılar, ‘Oturduğum ev depreme dayanıklı mı, değil mi? Bu konuda bana bilgi verebilir misin? Çünkü benim canım tehlikede’ diyerek ev sahiplerinden bunu talep edebilir. Ev sahipleri de bu raporları kiracılarına vermekle yükümlü, vermeleri gerekir. Vermedikleri takdirde mahkeme kanalıyla bunların talep edilmesi ve bir delil tespitinin yaptırılabilmesi mümkün. Sulh mahkemelerine, ‘Benim binam sağlam mı, bu konuda delil tespiti istiyorum’ diyerek müracaat edilmesi gerekiyor.”

5 YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ VAR

AYIPLI SAYILIYOR

‘Tüketicinin Korunmasına Yönelik Kanun’a dikkat çeken Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Dr. Çiğdem Mine Yılmaz da hasarlı veya ağır hasarlı çıkarak hukuken ayıplı sayılan binalarda, konut sahibinin 5 yıl içinde sorumlu olan müteahhitle konut satıcısının, ‘avantajlı vade ve faiz’ gibi cazip tekliflerle kendilerini yönlendirdiği anlaşmalı finans şirketlerinden hak talep edebileceğini söyledi.

EĞER GİZLENMİŞSE...

Çiğdem Mine Yılmaz, binadaki kusurların gizlenmesi veya gözle görülmeyecek bölgelerde olması halinde, konut sahibinin müteahhitle finansal kuruluşundan maddi zararının tanzimi için 20 yıl içinde hak talep edebileceğine dikkat çekti. Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Avukat Sıtkı Yılmaz ise ayıplı binanın yıkılması durumunda tüketicinin bütün zararının karşılanmasını talep edebileceğini belirterek, “Ayıplı bir bina söz konusuysa tüketici bulunduğu yerde mahkemeye başvurarak hem bina bedelinin iadesi hem de o konutundaki malzemelerinin zararının tazmini kapsamında talepte bulunabilir” diye konuştu.

HASAR TESPİTİNE İTİRAZ İÇİN 1 AY SÜRE

Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, depremden etkilenen bölgelerde ilan edilen hasar tespit sonuçlarına, 1 ay içinde itiraz edilebileceğini, yeniden yapılan hasar tespitiyle sonuçların kesinleşeceğini açıkladı. Muhtarlıklarda da asılı olacak sonuçlara, itiraz başvuruları e-Devlet ve iletişim ofislerinden yapılabilecek. Bakanlıktan yapılan açıklamada, binaların hasarsız, az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı, acil yıkılacak ve yıkık olarak sınıflandırıldığı, hasarsız ve az hasarlı binaların kullanılabildiği belirtildi.

HASAR DURUMU

Orta hasarlı binaların detaylı deprem performanslarının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, “Ağır hasarlı ve acil yıkılacak binaların kesinlikle kullanılmaması ve kontrollü bir şekilde yıkımının gerçekleştirilmesi zorunludur. Binanızın hasar durumunu, e-Devlet ya da www.hasartespit.csb.gov. tr adresinden öğrenebilir, hasar tespit başvurularınızı bu adreslerden yapabilir veya afet bölgelerindeki mobil iletişim merkezlerine başvurabilirsiniz” denildi.