Ender YAZICI

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, “Enflasyon yüzde 15,4 ile son derece kritik noktaya geldi. Bu artış kontrol edilemediği takdirde Türkiye'nin uzun vadeli borçlanma maliyetini düşürmesi mümkün olamayacağı gibi uzun vadeli yatırım ve tasarruf davranışlarında kalıcı bozulmalara sebep olabileceğini yetkilere her daim paylaşıyoruz. Ama bunlar aşılamayacak sorunlar değil” dedi.

Ekonomist dergisinin düzenlediği “40 Yaş Altı 40 Genç CEO 2018 Araştırması”nın ödül töreninde konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye ekonomisinin 2009 krizinden bu yana 9 yıldır kesintisiz büyümesini sürdürdüğüne dikkat çekerek, “Rakamlara baktığımızda muazzam bir tablo var. Aynı dönemde başta hizmet sektörü olmak üzere önemli ölçüde istihdam yaratıldığı kesin. Ancak bunları sağlarken bazı finansal riskleri de beraberinde getirdik. Enflasyon yüzde 15,4 ile son derece kritik noktaya geldi. Bu artış kontrol edilemediği takdirde Türkiye'nin uzun vadeli borçlanma maliyetini düşürmesi mümkün olamayacağı gibi uzun vadeli yatırım ve tasarruf davranışlarında kalıcı bozulmalara sebep olabileceğini yetkilere her daim paylaşıyoruz ama bunlar aşılamayacak sorunlar değil” açıklamalarını yaptı.

Özel sektörün döviz cinsinden yüklü miktarda borçlu olmasının nedenini uzun vadeli TL fonlama imkanının olmayışı olarak değerlendiren Bilecik, “Yüksek enflasyon hem vadelerin uzamasının hem fonlama maliyetlerinin düşmemesinde neredeyse tek engel. Kur riski, yatırım yapan, elini taşın altına sokup risk alan özel sektörün üzerinde ciddi bir kırılganlık yaratıyor. Bunları yeni kabinedeki bakanlarla paylaşıyoruz. 'Önerdiğimiz bir program olmalı' diyoruz” diye konuştu.

"Bir gözümüz ekonomide bir gözümüz dış ilişkilerde"

TÜSİAD olarak önerdikleri programın 3 ayağı olduğunu anlatan Bilecik, şunları söyledi: “Bunlar finansal istikrarın sağlanması, yapısal reformlar ile ekonomide yapısal dönüşümün sağlanması ve küresel ilişkilerin iyileştirilmesi. Yani bugün iş dünyası olarak gözümüzün biri ekonomimizin üzerinde diğeri ise küresel ilişkilerde. Türkiye'ye yönelik algı maalesef geriledi. Dış ilişkilerimizi ne kadar iyileştirirsek ticari faaliyetlerimizin de önü o kadar açılır. İyi haber, bunların hepsinin artık farkında olan bir kabine sistemi olduğunu görüyoruz.”

"İlk bilgisayar mühendislerinden biriyim"

Genç CEO'lara önerilerde bulunan Erol Bilecik, hayal kurma, artan hayallerin çoğunun da Türkiye ile ilgisi olması tavsiyesinde bulundu. Erol Bilecik, kendi hayat hikayesinden örnekler vererek, şunları kaydetti: “Ben kardeşlik ve hoşgörü şehri olan Antakya'da doğdum ve büyüdüm. Lisenin ilk dönemlerinde mühendis olmayı hayal ettim ve hayallerimin peşinden İstanbul'a geldim. İTÜ'de o dönemin en yeni mesleklerinden biri olan bilgisayar mühendisliği eğitimi aldım ve bu alanda Türkiye'nin ilk mezunlarından biri olarak hayata atıldım.” Bilecik, “Diyebilirim ki, ömrümün hemen hemen üçte ikisi hayalleri yeşertmekle geçti. Bundan sonra da böyle devam edecek. Dolayısıyla benim hikayem, 2 şehir, sayısız hayal, 1 hayat diye özetlenebilir” dedi.

Kadın CEO için yüzde 15 az