Diyarbakır’da yıkılan binalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak, genel olarak Diyarbakır bölgesine baktığımız zaman, aşağısındaki çakıllı, kumlu, killi zemin haricinde bazalt platosundan oluşmaktadır. Bu bölgelerde oluşan zeminlerde yapılan binalar eğer uygun teknikte yapılmış olsaydı, bina kalitesi de uygun olsaydı, hiçbirinin yıkılma riski olmazdı. Şunu da belirtmeden geçmemek lazım, kötü zeminde ve su sorunu olan yerlerde fore kazık çakılarak zemin iyileştirilmesi yaparak, depreme dayanıklı binalar yapılabilir. Binayı sadece uygun tekniklerle yapmakla da bitmiyor. Üstüne, binayı mutlak suretle korumamız lazım. Hiçbir şekilde binanın statiğini bozmamamız lazım. Binanın statiğini yani dengesini, binanın altındaki kolonları geniş bir alan yaratmak için uygunsuz bir şekilde kesersek, binayı topal ördeğe çevirmiş oluruz. Bir sarsıntıda o bina yıkılmak zorunda kalacaktır” diye konuştu.
‘GALERİA'NIN ÇEVRESİNDE KURU BİR DERENİN OLDUĞU VERİSİ VAR’