Vakıfların önemine değinen Erdoğan, “Bizim vakıf geleneğimiz, bugün Amerika başta olmak üzere Batı'nın aslında devam ettirdiği üst düzeyde özellikle bu tür eğitim faaliyetlere desteklerle devam ettirdiği bir müessese. Bizler yeniden bu müesseseyi artık tevarüs ettirip, devam ettirmek daha ötesine geçmek durumundayız. Batı'da bir yandan tamamen vakıf tarafından büyük yani maddi imkanları olan vakıfların gelirleriyle devam ettirilen üniversiteler olduğu gibi kamu üniversitesi olmasına rağmen bunun ötesinde. Bir yandan sektörel çalışmaları firmaların destekleriyle yapmak, bir yandan da kendi vakıfları, kendi birikimlerinin getirileriyle üniversitenin ek hizmetlerini yapmak üzere çok üst düzeyde, çok büyük meblağlara varan üniversite fonlarının, üniversite vakıflarının aslında bizim vakıf dediğimiz şey, fon diyorlar, başka isimler koyuyorlar. Ama bugün işte Harvard Üniversitesi'ni, Harvard Üniversitesi yapan şey 55 milyar doları aşmış olan bir vakıf birikimidir. Biz de inşallah ülkemizde aslında bir medeniyet nöbetini devralma iddiasındaysak bu mücadelenin merkezinde de üniversitelerimiz yer alacaksa, bu hedefe yürümenin merkezinde üniversitelerimiz yer alacaksa o zaman üniversitelerimizin bu tür maddi imkanların, cari harcamalarının dışarısında kalan araştırmaya yönelik özellikle ihtiyaç sahibi başarılı öğrencilerin desteklenmesine yönelik imkanları bu büyük vakıflar vasıtasıyla sağlayabiliyoruz” diye konuştu.
Bilal Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
