Eğer Cumhur İttifakı bileşenleri, Aydın Büyükşehir Meclisi Haziran ayı birleşiminde başlattıkları kavgayı ileriki günlerde de sürdürecek olurlarsa 2014’de olduğu gibi bir seçimi daha CHP’ye ve onun adayına hediye ederler.

Basından öğrendiğimize göre (13.06.2023)  Aydın Büyükşehir Belediyesi Haziran ayı ilk toplantısında AK Partili ve CHP’li üyeler arasında çıkan kavgada taraflar birbirinin üzerine yürümüşler.

Nedeni de AK Parti Meclis Grup Başkanı Mustafa Arı’nın gündem dışı yaptığı konuşmada 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleriyle ilgili yaptığı değerlendirme ve bu arada CHP genel başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki sözleri.

Sonunda bazı üyeler arasında karşılıklı itişme, kakışmanın ardından araya giren meclis üyeleri tarafından kavga daha da büyümeden önlenmiş.

Haberi okuyunca ilk aklıma gelen olmuş, bitmiş bir seçimin ardından çıkan bu kavganın biraz maksatlı olduğudur.

Amacının da normalde 2024 Martında yapılacak olan eskilerin deyimiyle Yerel Seçimler Sath-ı Mailinin başlatılmak istenmesidir.

Gerçek niyet çekilen ekonomik sıkıntıları, yüksek enflasyonu gözlerden uzak tutmak, seçime kadar olan zamanı bu tür sansasyonel olaylarla doldurmak değil de yerel seçimlerde Aydın BŞB’yi  kazanmaksa Cumhur İttifakı partilerinin stratejileri yanlıştır..

Çünkü hani ders almadığımız başımıza gelen olaylarla ilgili tekrarladığımız bir söz vardır “biz bu filmi daha önce görmüştük “ deriz ya ondan esinlenerek diyebiliriz ki, biz bu yaşanan kavganın nereye varacağını 2014 Yerel Seçimler öncesi görmüş ve yaşamıştık.

İlk büyükşehir seçimi olan o tarihten önce o günkü Aydın Belediyesi’nin AK Partili ve MHP’li üyelerin seçimlere son üç, dört ay kala başını çektikleri kavgalarda en karlı çıkan, o seçimlerde partisinin o güne kadar almadığı, rekor oy alan (285 bin) CHP Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Özlem Çerçioğlu olmuştu.

Hatırlanacaktır; Özlem Çerçioğlu o seçimde Özel İdare Malları’nın Valilikte kurulan komisyon tarafından bir kısmının YİKOB’a bir kısmının ilçe belediyelerine verilmesine karşı çıkarak tamamının büyükşehre devredilmesi üzerine kurduğu seçim stratejisine Aydın seçmenini inandırması da bu rekor oya ulaşmasında büyük etki yapmıştı.

Ama bunlar da varsa da asıl etkiyi gerek AK Parti gerek MHP büyükşehir adaylarının kullandığı kavga dil yapmıştı ve bunun sonucunda CHP’li ve tarafsız seçmen Özlem Çerçioğlu etrafında konsolide olmuştu.

O günlerde tanıdık CHP’li bir dost, eşinin CHP’ye, kendisinin de MHP’ye oy verme konusunda aralarında anlaştıklarını ancak rakiplerinin Özlem Çerçioğlu’na karşı takındıkları sert tavrı görünce kararlarından vazgeçtiklerini ve ikisi birlikte oylarını CHP’ye verdiklerini bir sohbette söylemişti.

Seçimlerde kavga metodunu seçenler eğer niyetleri rakip adayı kazandırmak değilse yapacakları ilk iş kullanacakları dile dikkat etmek olmalıdır.

Çünkü her yerin siyaset sosyolojisi birbirinden farklıdır. Yurdum coğrafyası insanı tez canlıdır, kin tutmaz. Tez parlar, geçer, arkası yoktur ama mağdura karşı merhameti de elden bırakmaz.

Bu duygusal tavırlarını siyasi tercihlerine de yansıtır. Onun içindir ki,siyasi kararlarını verirken yüzde 10 aklını, yüzde 90 duygularını önde tutar..(Bekir Ağırdır, Hikâyesini Arayan Gelecek, s.257,58).

Bu gerçeği en iyi bilenlerden biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kadar olmasa da sandıkta kazanmasını bilen pragmatist ve kurnaz zekâ sahibi Özlem Çerçioğlu’dur.

Onun bu maharet ve becerikliliğine dört neden sayılabilir:

BİR: Aydın’ın siyaset sosyolojisini iyi okuması,

İKİ: Kadın bir siyasetçi olması,

ÜÇ: AY-BA gibi bir kuruluşun iyi yetişmiş elemanlarının yaptıkları hizmet,

DÖRT: Rakiplerinin de yardımlarıyla mağduru oynamadaki kurnazlığıdır.

Çünkü yukarıda da anlattığımız üzere bizim coğrafyamızın insanı duygusaldır, zayıfı korur, karnı aç olanı doyurur, çıplağı giydirir, anlatacağımız örneklerde de görüleceği üzere zayıfa, mağdura dayanamaz, destek olur.

12 Eylül İhtilalı sonrası Anavatan Partisi’nin en güçlü olduğu, 1989 seçimlerinde Çine/Akçova Beldesi’nde kazanması zor gözüyle bakılan, eski başkanlardan Mustafa Karabacak herbiri birbirinden güçlü SODEP, ANAP ve Doğru Yol Partisi adaylarının karşısına bağımsız aday çıkar.

Üç aday arasında kıran kırana bir seçim mücadelesi yaşanmakta bunlar arasında Mustafa Karabacak’a şans tanıyanlar ise neredeyse bir elin parmakları kadar, azınlık bir gruptur.

Bir gün Mustafa Karacak Doğru Yol Partisi adayına destek vermek amacıyla iyi tanıdığı, eski bakan Nahit Menteşe’nin beldeyi ziyaret edeceğini öğrenir.

Bunun üzerine de planını kurar. Beklendiği gibi ziyaret gerçekleşir ve DYP toplantısı biter, bitmez Mustafa Karabacak Nahit Menteşe daha meydandan ayrılmadan yanına damlar ve Akçaovalıların da göreceği şekilde gerekli ilgiyi gösterir.

Sonuçta Mustafa Karabacak akıllıca yaptığı altın vuruşunun mükâfatını kazanma ümidi yok denecek kadar az olan seçimin galibi olmakla görür.

2009 Yerel seçimlerinde kazanması garanti gözüyle bakılan Antalya Büyükşehir’de AK Parti adayı Menderes Türel karşısında CHP adayı Prof, Dr, Mustafa Akaydın seçimi kazanmasını rakibini çiçekle ziyaret etmesine ve başarı dilemesine borçludur.

Sonuç olarak demem o ki, örneklerden de anlaşılacağı üzere her partide belirli sayıdaki fanatikleri ve trolleri saymazsak, seçimlerin kaderini asıl tayin eden  “sessiz çoğunluk” kavga eden politikacıdan pek hazzetmez.

Eğer Cumhur İttifakı bileşenleri, Aydın Büyükşehir Meclisi Haziran ayı birleşiminde başlattıkları kavgayı ileriki günlerde de sürdürecek olurlarsa iyi bilsinler ki 2014’deki gibi bir seçimi daha CHP’ye ve onun adayına hediye ederler.

Bizden hatırlatması...