Türkiye’de ve Dünya’da zeytinyağ üretimi ile ilgili rekoltenin düşük olması ile birlikte görülen yüksek enflasyon iç piyasada zeytinyağ fiyatlarında yükselişe sebep oldu.
Özellikle son yıllarda görülen iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerinden kaynaklı kuraklık ve su sorunu her geçen yıl etkisini daha da göstermekte ve üretim veriminde de ciddi düşüşlere sebep olmaktadır.
Geçtiğimiz yıl zeytin hasat sezonunda özellikle İspanya, İtalya, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde görülen rekolte düşünün aksine Türkiye’de yıllık ortalama rekoltenin neredeyse iki katı zeytinyağ üretimi gerçekleşmiştir. Bu sene Hem Ülkemizde hem de Avrupa’da yaşanan rekolte düşüşünün etkileri ülkemizi önemli ölçüde etkilemekte olup, zeytinyağı piyasasını günden güne artırmaktadır.
Geçtiğimiz yıl Tariş tarafından 74 TL olarak açıklanan zeytinyağ alım fiyatı bu sene 295 TL olarak açıklamış olması şimdiden etiketlere yansıyarak, piyasada ani hareketliliklere yol açmıştır.
Açıklanan bu fiyat artışı görünüşe göre üreticiyi ve ihracatçıları mutlu ederken, tüketici bu durumdan pek memnun görünmüyor.
Zeytinyağ alım fiyatlarında bu hızla yükselişlerin görülmesi özellikle zeytinyağı tüketicilerini endişelendirirken ilerleyen süreçte zeytinyağ fiyatlarının 500 TL ile 600 TL bantlarında seyredeceği konuşuluyor.
Tarım ve orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı’nın zeytinyağ fiyatları ile ilgili yaptığı açıklamalarda “Geçtiğimiz Sezondan Elimizde ihtiyacın üzerinde zeytinyağı var, olması gerekenin üzerinde fiyatlandırmalara izin vermeyeceğiz, yakından kontrol edeceğiz hiç kimseye hak etmediği geliri elde etmesini sağlayan imkan vermeyeceğiz.” şeklinde tüketiciye güven veren ifadelerde bulunması bakanlığın spekülatifleri kontrol altında tutacak olduğunu gösteriyor.
Ancak Zeytinyağ fiyatlarını kontrol altına almak adına bakanlık tarafından sık sık denetimler yapılmalı ve tağşişli sahte zeytinyağ satarak vatandaşın sağlığıyla oynayan ve haksız rekabet sağlayan kişilere ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.