Taylor Swift’in, NFL yıldızı sevgilisi Travis Kelce’in Super Bowl maçına yetişmek için özel jetiyle Tokyo’dan Las Vegas’a yaptığı yolculuk, geçtiğimiz ayların en çok ses getiren haberlerinden biriydi. Tüm dünyanın daha sürdürülebilir ve yeşil bir doğa için çabaladığı günlerde herkes ünlü pop yıldızına yüklense de Swift’in bu konuda tek suçlu olduğunu söyleyemeyiz. Onlarca farklı sektörden çok sayıda isim, sivil örgütlerin çağrılarına kulak tıkayarak yeşil teknoloji alternatiflerini hiçe sayıyor. Şaşırtıcı bir şekilde Glorycasino işindeki markalar, belki kasten olmasa da çevreci bir faaliyet yürütüyorlar. Peki nasıl?
21. yüzyılın başına, diğer bir deyişle internet çağına kadar tüm dünyada kumarhaneler çok yaygındı. Her ne kadar bu işletmeler bir yandan istihdam oranını artırsa da bardağın boş tarafına baktığımızda hiçbir şekilde çevre dostu değildi. Yirmi yıl önce yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayan Glorycasino ve muadili çevrimiçi casinolar, bugünlerde online casino sektörünün liderliğini çoktan ele geçirdi. Online casinoların yaygınlaşmasına rağmen bugün halen yalnızca Avrupa’da yaklaşık 900 kumarhane hizmet veriyor. 25 ülkeye yayılan bu casinolarda 70 binden fazla insan çalışıyor. Bu insanların sadece ulaşım amacıyla harcadıkları, çok büyük ihtimalle de çevre dostu olmayan enerjiyi düşününce online casinoların değeri daha iyi anlaşılıyor.
Yeşil teknolojinin kullanım alanları
Yaklaşık otuz yıl önce, Birleşmiş Milletler yeşil veya diğer kullanım şekilleriyle temiz, sürdürülebilir teknolojinin sınırlarını yaptığı tanımla belirledi. Buna göre yeşil teknolojiler, doğanın sonraki nesillere zarar görmeden aktarılmasını katkıda bulunan, atıklarını dönüştürüp işleyebilen, daha az kirli olan uygulamaları ifade ediyordu. O dönem için anlaşılması zor gelen bu tanım, günümüzde birçok şirket tarafından aşağıdaki alanlarda kullanılıyor.
Tarım
Yeşil teknoloji tarım sektöründe yaygın olarak, toprağa daha az zarar veren gübrelerin kullanımı ile yer alıyor. Buna ek olarak çok ciddi kimyasal içeren bazı ilaçların yerine daha çevre dostu yöntemlerin kullanılması teşvik ediliyor.
İnşaat
Bilhassa kentlerde artan nüfusun yol açtığı enerji talebindeki yükseliş, binaların da yeşil teknolojiye uyum sağlamasını zorunlu kıldı. Özellikle gökdelen veya site gibi kalabalık toplulukları ağırlayan binalar artık yenilenebilir enerji sistemlerini kullanıyor. Bunun yanı sıra binalar, başta su olmak üzere tüm kaynakların idareli tüketilmesini sağlayacak şekilde dizayn ediliyor.
Enerji
Başta otomotiv olmak üzere çok sayıda sektörü ilgilendiren kullanım alanlarından biri de enerji. Yeşil teknoloji sayesinde, atmosfere zarar veren gazların salınımı ve fosil yakıtların tüketiminin azalması hedeflenir. Son yıllarda sayıları gittikçe artan elektrikli araçlar, yeşil teknolojiye çok iyi bir örnektir.
Türkiye’de yeşil teknoloji
Ülkemiz de tüm dünyayı etkisi altına alan bu gelişmelere kayıtsız kalmadı. 2021 yılında yayınlanan bir çalışmanın sonuçları bu konuda daha iyi fikir verebilir. İşte o çalışmadan bazı satır başları:
● Önümüzdeki çeyrek asırın sonunda, Türkiye’nin yeşil hidrojen üretiminin senelik 3.4 milyon tona ulaşması bekleniyor.
● Bu üretimin yaklaşık 2 milyon tonunun ihraç edilmesiyle Türkiye’ye yeni bir döviz gelir kalemi kazandırılması planlanıyor.
● Türkiye’nin 2050’de, yıllık elektrik ihtiyacının %53’ünü güneş, hidroelektrik ve rüzgar gibi yeşil teknolojilerden elde etmesi öngörülüyor.
Yukarıda değindiğimiz yeşil hidrojen, enerji ihtiyacının yoğun olduğu üretim bazlı sektörleri ilgilendirse de Türkiye’de günlük hayatı doğrudan etkileyen sürdürülebilir teknoloji uygulamaları da yer alıyor. Elektrikli araçların sayılarının artmasıyla birlikte yalnızca şehir içi değil, şehirler arası kullanımı da teşvik etmek amacıyla kurulan şarj istasyonları bunun en büyük örneği. Bugünlerde bizi şaşırtan bu gelişmeler, sadece birkaç yıl içerisinden hayatımızın olmazsa olmazları arasına girecekler!
