Yenidoğan bebek çetesi Türkiye'nin gündemine oturdu. Soruşturma devam ederken Adalet Bakanı 47 şüpheliden 22'sinin tutuklandığını duyurdu. Tutuklu sanıklardan çetenin lideri olduğu iddia edilen Doktor Fırat Sarı'nın ifadesi de ortaya çıktı. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) günlük 8 bin lira alabilmek için bebekleri yoğun bakımda tuttuğu ileri sürülen Sarı, banka hesabındaki para hareketlerini "çalışanlarına gönderdiği motivasyon amaçlı ödemeler" diye savundu. Öte yandan evladını doğumdan sonra söz konusu hastanelerde kaybeden birçok anne sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyor.

İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Çetenin lideri Doktor Fırat Sarı'nın ifadesi ortaya çıktı.

A Haber'in aktardığına göre, iddianamede şüpheli sıfatıyla yer alan Sarı, suçlamaları reddetti. Her şeyin prosedüre uygun olduğunu savunan Sarı, banka hesabındaki para hareketlerine ilişkin skandal ifadeler kullandı.

"PKK ÜYELİĞİNDEN 5 YIL CEZAEVİNDE YATTIM"

İfadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini söyleyen Fırat Sarı, "Tıp fakültesinde okuduğum zaman PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Medisense Sağlık Hizmetlerini yaklaşık 7-8 yıl önce kurdum. Yüzde 100 hisseli sahibiyim" dedi.

"HER ŞEY PROSEDÜRE UYGUNDUR"

Hakkındaki iddialar hakkında konuşan Sarı, "Yenidoğan yoğun bakımında yetersiz sayıda hemşire çalıştırılması, bakımsızlıktan bebeklerin 'eks olması', dış nöbetçi hemşire görevlendirilmesi, hastanenin başka biriminde çalışırken yoğun bakımda görev alınıyor gibi liste düzenlenmesi olaylarının hiçbiri doğru değildir" dedi.

"İddia edildiği gibi bakımsızlıktan 'eks olan' bebek yoktur" diyen Sarı, "Normalde yoğun bakımda 4 bebeğe 1 hemşire bakmalıdır. Tam zamanlı olarak bir doktor çalışmalıdır. Tam zamanlı doktor da benimdir. Her şey prosedüre uygundur" ifadelerini kullandı.

582 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENİYOR

Soruşturma çok yönlü devam ederken 47 şüphelinin yer aldığı iddianamede, 19 hastane ve sağlık şirketi malen sorumlu gösteriliyor. Zanlılardan Gıyasettin Mert Özdemir hakkında 589 yıl, Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında ise 582 yıla kadar hapsi cezasi isteniyor.

ANNENİN İSYANI

Evladını doğumdan sonra söz konusu hastanelerde kaybeden birçok anne sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyor. Bu annelerden biri olan Burcu Gökdeniz, "2020'de doğumdan sonra Fırat Sarı kontrolünde oğlum 10 gün yoğun bakımda yattı ve vefat etti. Senelerdir eceliyle ölmüş olduğunu sandığım evladım cinayete mi kurban gitti?" diye yazdı.

İDDİANAMEDE KAN DONDURAN DETAYLAR

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianamede, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan müfettiş raporu da yer aldı.

HASTANEDE DOKTOR YOK

Raporda, Ayaz K. isimli bebeğin 26 Kasım 2023’te bir devlet hastanesinde doğduğu, ilk aşamada sağlıklı olan bebekte kalp yetmezliği geliştiği için özel bir hastaneye sevk edildiği, bebeğin sevk edildiği özel hastanenin yoğun bakımının da yetersiz olduğu belirtilerek, “Genel durumu ve solunum sıkıntısı artarak devam eden bebeğe ellerinde devre olmadığı için entübasyon gecikmeli olarak yapılıyor” denildi. Bebeğe sadece şüpheli hemşire Çağla Durmuş’un müdahale ettiği anlatılan raporda, “O sırada hastanede olması gereken Dr. Dursun Eryılmaz hastanede yok. Hasta 24’üncü saatinde ex oluyor (ölüyor)” ifadeleri yer aldı.

BEBEĞİ BESLEMEMİŞLER

Erken doğan bebek Kaya olarak raporda yer alan çocuğun ise öldüğü gece hastanede yenidoğan hemşiresi bile olmadığı, sadece bir hemşire yardımcısının olduğuna dikkat çekildi. Doğumundan 4 gün sonra hayatını kaybeden Havvanur bebeğin de ölüm raporunun bilerek yanlış yazıldığı tespit edildi. Örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen Doktor İlker Gönen’in olayı örtbas etmek için ex saatini değiştirdiği ve ölüm sebebini de yanlış yazdığı belirtilen raporda, “Ex olduğunda 200 gram olan bebeğin kısa bağırsak olduğu için değil, beslenmesinde yeterli enerji, protein, fosfor desteği alamadığı için malnütrisyona girdiği tespit edilmiştir” denildi.

PASİF ÖTANAZİ UYGULANMIŞ

Kerem bebeğin ise yoğun bakımda olduğu sırada kalbinin durduğu, uygun şekil ve sürede canlandırma yapılmadığı anlatılan raporda şunlara yer verildi: “Hemşirenin telefonda konuştuğu doktor İlker (hastane dışında) hastaya canlandırma uygulamasına gerek olmadığı, hasta dosyasına 20 dakika canlandırma uygulanmış gibi göstermesinin yeterli olacağını ifade etmiş. Sahte dosya düzenlenmesini istemiş. Hastaya pasif ötanazi uygulanmış.”

İŞİNİ ÇEKİCEM BAK HAHA DEDEMİN FİŞİ

Çete lideri Fırat Sarı ile Çorlu Reyap Hastanesi hemşiresi Bahar Kanık’ın telefon konuşmaları kan dondurdu:

DOKTOR: Ben gelinceye kadar ölmesin ha!

HEMŞİRE: Sarıkaya’nın (bebeğin adı) fişini çekeceğim he gelmezseniz.

DOKTOR: Haha dedemin fişi (Yerli bir komedi filminden bahsediyor).

‘BIRAK ÖLSÜN’ DEMİŞLER KANKA

Doktor yokluğundan bir hemşire yardımcısının müdahale etmek zorunda kaldığı ve bebeğin hayatını kaybetmesine ilişkin bir telefon tapesi de iddianamede yer aldı. İki farklı hemşire arasında geçen telefon görüşmesi kan dondurdu.

Hakan Doğukan Taşçı: Kanka bir tane bebek ölüyordu. Lan gizlice girip iki dakika ‘CPR’ yap çocuğa diyecektim de...Haberin Devamı

Hüseyin Günerhan: Nerede?

Hakan Doğukan Taşçı: Güneyde.

Hüseyin Günerhan: Güneyden bize ne bırak bebek ölsün ki rahat şikâyet edelim.

Hakan Doğukan Taşçı: Kanka yazık ya çocuk gözümün önünde öldü.

Hüseyin Günerhan: Ne oldu ki nesi varmış?

Hakan Doğukan Taşçı: 28 haftalık. Hoca demiş ki, kayarsa tüpünü çek yaşamaz bu...

Hüseyin Günerhan: Şaka mı yapıyorsun ya hiçbir şey yapmamışlar, ölsün demişler.

HAYAT HAKLARI ELLERİNDEN ALINDI

İddianameye giren müfettiş raporunda, “Teorikte hekimin, pratikte ise hemşirenin izlemine bırakılan yüzde 90 yenidoğan bebeğin hayat hakları ellerinden alınmıştır. Değişiklik yapılmadan bu olayların tekrar ve tekrar yaşanacağı kanaatindeyiz” denildi.

YÜZLERCE YIL HAPİS CEZASI TALEP EDİLDİ

22’si tutuklu 47 şüpheli hakkında iddianamede, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” “resmi belgede sahtecilik” suçlarından, örgütün lideri olduğu öne sürülen tutuklu şüpheli Dr. Fırat Sarı’nın 177.5 yıldan 582 yıl 9 aya kadar hapsi istendi. Örgüt yöneticisi oldukları iddia edilen Dr. İlker Gönen’in 177.5 yıldan 582 yıl 9 aya kadar, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar, doktor, hemşire ve sağlık görevlilerin de bulunduğu 18 şüphelinin 10 ila 437.5 yıl hapsi istendi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medyadan “Cumhuriyet Savcısının tehdit edilmesi hakkında gözaltına alınan 8 şüphelinin 5’i tutuklanmış ve 3’ü hakkında adli kontrol kararı verilmiştir” dedi.

BAKANLIKTAN AÇIKLAMA GELDİ

Sağlık Bakanlığı’nın 'yenidoğan çetesi' ile ilgili açıklamasında, "Olay, Mayıs 2023'te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü işbirliğiyle tespit edilmiş, cezai işlemler yapılıp adli makamlara iletilmiştir. Söz konusu hastaneler hakkında hukuki yaptırım süreçleri devreye alınmıştır" denildi. Gözaltına alınan 47 şüpheliden 22’sinin tutuklandığı, yargılama ve soruşturmanın devam ettiği belirtildi.

İFADELERE ULAŞILDI

“Yeni doğan çetesi” skandalında iddianameden yeni detaylar gelmeye devam ediyor. Soruşturmada kan donduran yeni ifadelere ulaşıldı.

YENİ DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI

“Yeni doğan çetesi” skandalında iddianameden yeni detaylar gelmeye devam ediyor. Suçlamaya konu olan 19 hastaneden sadece Birinci Hastanesi’nin müdürü Emine Avcı tutuklandı. Avcı’nın hayatını kaybeden bir bebeği daha fazla para için ailesine teslim etmediği iddia edildi. Serbest bırakılan diğer başhekim ve müdürlerle ilgili ise tutuklu hemşireler, “Her şeyden haberleri vardı” ifadesi verdi.

BİRİ HARİÇ HEPSİ SERBEST BIRAKILDI

Yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çete hakkında hazırlanan iddianamede ilginç detaylar çıkmaya devam ediyor. Hazırlanan iddianamede söz konusu hastanelerin başhekimleri ve sorumlu müdürlerinin de gözaltına alındığı ancak biri hariç hepsinin serbest bırakıldığı ortaya çıktı.

İFADESİNDE HER ŞEYİ YALANLADI

Emine Avcı savcılıkta verdiği ifadesinde ise suçlamaları yalanladı. Soruşturmada ismi geçen şahıslarla para alışverişi olmadığını söyleyen Avcı’ya, cenazesini aileye teslim etmediği bebek de soruldu. Bebeğin hastanelerine geldiğinde kalp sorunu olduğunu söyleyen Avcı, “Biz 112’ye birkaç defa çocuk kardiyolojisi olan bir hastaneye sevkini istedik. Ancak 112 yer bulamadı. Daha sonra hekimlerin kendi araştırmalarıyla birkaç özel hastane bulundu ama aile yüksek fiyatlandırma yapıldığı için farklı bir hastaneye götürülmesini istemedi” dedi.

“DAHA FAZLA PARA İÇİN BEBEĞİN CENAZESİNİ AİLEYE TESLİM ETMEDİ”

Tutuklanan tek sorumlu müdür ise Birinci Hastanesi Müdürü Emine Avcı oldu. Emine Avcı hakkında iddianamede çarpıcı detaylar yer aldı. Yine dinlemeye takılan bir telefon konuşmasında iddiaya göre şüpheli Emine Avcı hastanede hayatını kaybeden bir bebeğin cenazesini aileden daha fazla para kazanabilmek için aileye teslim etmedi. Ailenin şikayeti sonrası İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden denetime geleceklerini öğrenen Avcı’nın bebeği böylelikle aileye teslim ettiği anlatıldı. Emine Avcı’nın ayrıca Hakan Doğukan Taşçı’ya tam yetki verdiği, Taşçı’nın da bu yetki sayesinde bebeklerin çıkan kan sonuçları üzerinde oynama yaparak değerleri düşük göstererek SGK’dan ilaç lazımmış gibi talep de bulunduğu iddia edildi.

“EVRAKLAR TAMAMLANINCA EXİ TESLİM ETTİK”

Daha sonra bebeğin hayatını kaybettiğini söyleyen Avcı, “Bebeğin babaannesi konsolosluğa başvuracağını söyledi. Biz de oradan yazı almadan exi teslim edemedik. Evraklar tamamlanınca exi teslim ettik” dedi. Hiçbir maddi kazancı olmadığını söyleyen Avcı, “Ben ilgili hastanenin hasta hizmetleri müdürüyüm. Yeni doğan süreciyle ilgili bilgim yoktur” dedi.

“BAŞHEKİMİN HER ŞEYDEN HABERİ VARDI”

Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nin başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz ise ifadesinin ardından serbest bırakılan isimlerden. Ancak Hemşire Hasan Basri Gök savcılıkta verdiği ifadede, Ahmet Atilla Yılmaz’ın yapılan usulsüzlüklerden haberdar olduğunu söyledi. Örgüt lideri Fırat Sarı ise ifadesinde, “Hastane sahipleri ve başhekimler ciro artışının bir takım usulsüzlüklerle mümkün olacağını gayet iyi bilir” dedi.

“NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNU İŞLEDİ”

Reyap Hastanesi Başhekimi Hıdır Yüksel’in de yapılan usulsüzlüklerden haber olduğu iddia edilirken iddianamede kendisi hakkında, “Uzam görüş raporunda ise Reyap Hastanesi’nde tedavi gören Miray Sena B., Mustafa S., Ali Yılmaz T., Asilhan D. ve Hlal R. İsimli bebeklere yapılan tedavilerde bilgi eksikliği ve yanlış tedavi uygulandığına dair tespitler yer aldığı, şüphelinin başhekimi olduğu hastanenin yeni doğan yoğun bakım servisinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği…” ifadeleri yer aldı.

“HER ŞEYİ ONUN TALİMATIYLA YAPTIM”

Birinci Hastanesinin mesul müdürü Ali Aksu’nun da her şeyden haberdar olduğuna dair ifadeler dikkat çekti. Hastanenin yeni doğan bakım sorumlu hemşiresi olarak çalışan şüpheli Hakan Doğukan Taşçı ifadesinde Ali Aksu’nun talimatıyla kendisini hasta yakınlarına doktor olarak tanıttığını söyledi. Fırat Sarı ise verdiği ifadede Ali Aksu ile hasta kabulü ile ilgili kurumun ticareti, kazancı ve menfaati ile ilgili istediklerini içeren konuşmalar yaptıklarını söyledi. Şüpheli Hasan Basri Gök ise ifadesinde yaptığı usulsüzlükleri Ali Aksu’nun talimatıyla yaptığını söyledi.

“ÖRGÜT LİDERİ İLE ANLAŞMA YAPTI”

Avcılar Hospital’ın başhekimi Fetin Rüştü Yıldız da ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Yıldız hakkında da birlikte çalıştığı hemşireler, “Her şeyden haberi vardı” ifadesi verdi. Hemşire Hasan Basri Gök ayrıca Fetin Rüştü Yıldız’ın örgüt lideri Fırat Sarı ile anlaşma yaptığını da söyledi.

İfadesinin ardından serbest bırakılan diğer başhekim ve müdürler ise şöyle, Güney Hastanesi mesul müdürü Ali Dirik, Güney Hastanesi sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu, Bağcılar Medilife Hastanesi Başhekimi Cafer Akdur, TRG Hospital müdürü Murat Mantuş, Şafak Hastanesi Müdürü Mustafa Kazan, Şafak Hastanesi Başhekimi Semiha Yavuz ve Okan Üniversitesi Hastanesi müdürü Serdar Yüksel.

SAVCI 19 HASTANENİN KAPATILMASINI İSTİYOR

Şüpheliler hakkında yüzlerce yıl hapis cezası istenen iddianamede savcı, soruşturmaya konu hastanelerin ve şirketlerin malen sorumlu olduklarını öne sürerek kapatılıp, malvarlıklarına el koyulmasına karar verilmesini talep etti. İşte o hastaneler:

Akabe Sağlık Tesisleri,

Doğamed Sağlık Hizmetleri,

Ekip Sağlık Hizmetleri,

Güney Hastanesi,

Medilife,

Özel Avcılar Hospital Hastanesi,

Balçova saldırısı ile ilgili gözaltı sayısı 27’ye yükseldi
Balçova saldırısı ile ilgili gözaltı sayısı 27’ye yükseldi
İçeriği Görüntüle

Özel Avrupa Şafak Hastanesi,

Özel Bağcılar Medlife Hastanesi,

Özel Doğa Hospital,

Özel İstanbul Şafak Hastanesi,

Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri,

Refik Arslan Sağlık Hizmetleri,

Reyap Sağlık Hizmetleri,

Silivri Kolan Hastanesi,

Yonca Sağlık Hizmetleri,

Medisense Sağlık Hizmetleri,

Gmz Sağlık Hizmetleri,

Özel Reyap İstanbul Hastanesi,

Özel Trg Hospitalist Hastanesi.