İnsanların bazı “Kişilerin” yaptıklarını takdir edip sevmesi
10 aydır artık suç! Hem de büyük suç!
Kimin “Sevilip” kime “Saygı Duyulacağına” kimden
“Nefret Edileceğine” de Artık “Egemen Olanlar” karar veriyor.
Bir grup insanın yaptığı hukuk dışı uygulamalar tüm bir topluluğa
Mal ediliyor. Bazı Cemaatler “Baş Tacı” edilirken bazılarına artık
“Tu-Kaka” yapılıyor. Daha 8-9 ay öncesine kadar bu “Cemaat Yanlısı”
Gibi görünmek için yarışa girenler, biri birleriyle itişenler şimdi
“Değiliz” deme yarışında ipi göğüslemeye çalışıyorlar.
Ben kişisel olarak her türlü “Cemaat Oluşumuna” uzak
Ve mesafeli durdum. Açıkçası hiç “Sevgi de Beslemedim!”
Ben Atatürk’ümüzün gösterdiği “Aydınlanma” yolundan başka yolu
Bilmem. Bilmek de istemem! Ama bu tercihim bana diğer herkese
“Karşı Olmak” hakkını vermez. Bunu da bilirim. Tüm Cemaatlere
Yurttaş olarak saygı ile bakarım. Ülkemizdeki bir Cemaat oluşumu
Okullaşma adına Dünyada iyi projeler uyguladı.
Ama bu Cemaatin bir çekirdek gücü de çok ciddi hukuksuz işler yaptı.
Hatırlayalım! Özel Yetkili Mahkemeler; “Özel Savaş Mahkemeleri”
Gibi hukuka karşı gözlerini bağladı, kulaklarını tıkadı, diline fermuar taktı.
Hukuksuz Yargılamalar yaparak binlerce Yurttaşı, on binlerce aileyi
“Perişan Etti” Onlarca Kurumun saygınlığını eritti. Onarılmaz yaralar açtı.
Devletin “Kozmik Sırlarına” ulaştı. Ne kadarını kimlerle ve nerelerle
Paylaştığını kim bilebilir ki? Savunma hakkı yok sayıldı.
Hiç önemsenmedi. Esrarkeşlerin, İşbirlikçi lümpenlerin, çift taraflı
Hainlikleri tescil edilmiş olan, ruhlarını bile ihalesiz satmış olan
İtirafçı katillerin “birlikte oluşturulmuş ifadelerini” dayanak yaparak
Masum insanları mahkûm etmediler mi? Ya savcılar?
Ortaçağ engizisyon papazları gibi “Cadı Avına” çıkmadılar mı?
Herkesin özel yaşamına müdahale edip, herkes için
“Görüntü ve Ses Kasetleri” üretmediler mi?
Herkesi, her Kurumu dinlemediler mi? Hatta Devletin
Kriptolu telefonlarını bile dinleyip, Dış İşleri Bakanlığı’nın
Toplantı tutanaklarını ifşa etmediler mi?
Bunların yanı sıra ve bunlar ortadayken, bazı “Yolsuzluk Dosyalarını” da
Deşifre etmelerinden mutluluk duyanlar olabilir.
Ama unutmayalım ki, binlerce olumsuz icraatın içinden
Üstelikte Hukuksuz olarak yapılan bir eylemi de savunamayız!
Yolsuzluk yapanlar kesin suçlu. Kesin “Günahkâr!”
Ama onları Hukuksuz olarak dinleyenler de
En az onlar kadar suçlu değil mi?
İşimize yarıyorsa “Evet!” Yaramıyorsa “Hayır!” olmaz.
Bir şey ya vardır ya da yoktur. Bir şey Evrensel bir ilke ise eğer;
Herkes için, her şey için, her zaman geçerlidir!
Söz konusu Hukuksa bu zaten kesinlikle böyledir!
Ancak şimdi yeni bir popüler söylem ve tavır revaçta…
Önderi Pensilvanya’da yaşayan bu Cemaat üyelerinin tümüne
Top yekûn saldırılar başladı. Bir kısım “Yurdum İnsanı”
Dalkavukluğu bir üst düzeye taşıdı. Herkes, herkesi ihbar etmeye
Başladı. Suçluların yanında gerçekten masum olanlar da taşlanır oldu.
Birinin bir başka kişiye Saygı duyması artık suç!
Bir Kişinin saygı duyduğu kişi gözden düşünce onu suçlaması
Artık teşvik edilir, ödüllendirilir oldu. O kişinin pek çok hukuksuzluğu
Onaylayıp onaylamadığı bilinmeden, “Ziyaret etti. Saygılarını iletti” diye
Peşin olarak yargılayıp hüküm vermek moda oldu. (Haberler Hariç)
Oysa daha ilerisini, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Gül, Dönemin
Başbakanı Sayın Erdoğan, Dönemin Meclis Başkanı Sayın Arınç
Yapmışken… Rektöre Eleştiriler, “Yaptıkları ve Yapmadıkları” ile
Yapılır! Kimi Sevip Kimi Sevmediği,
Ya da Kime Saygı Duyup Duymadığı ile ilgili değil…
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınbunukonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!
