İpek Alemdar Göde / posta.com.tr - İstanbul’daki hayatını bırakarak Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde kendisine yeni bir düzen kuran Kıvanç Demiralp, çoğu kişinin emeklilik hayalini 31 yaşında yaşamaya başladı. İstanbul’da bir influencer marketing şirketinde çalışan Demiralp, kaotik şehir hayatını küçük bir kasabadaki bir hayat ile değişti.

İnsanların şehirde bir yere yetişme çabasından ve karmaşadan sıkıldığını ifade eden Demiralp, yaklaşık 15 aydır Burhaniye’deki çiftlik evi ve hayvanları ile yaşıyor. Şehirden taşınma sürecini anlatan Demiralp, “Aslında İstanbul doğumluyum, 31 yaşındayım ve Kadıköy’de ikamet ediyordum. Yeditepe Üniversitesi Reklam Tasarım ve İletişim bölümü mezunuyum. 2021 Eylül ayı itibari ile Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde ikamet ediyorum. Halihazırda bir influencer marketing şirketinde uzaktan çalışıyorum. Orada da senior account executive olarak hala da çalışıyorum zaten. İstanbul’dan sıkılmış olmam böyle bir hayatı seçmemde etken oldu. İstanbul’daki kaos ortamı, bir şey yapamama, taksi bulmaktan tutun da bir yerlere yetişme çabasına kadar her şey insanı geren şeyler. İnsan gerildikçe de ister istemez yaşlanıyor, yaşlandığını hissediyor.

Örneğin arkadaşlarınızla görüşmek için bir yere çıkıyorsunuz ama bin tane şey düşünmek gerekiyor. Kaçış sebeplerimden birisi de artık tüketim toplumu olmamız yerine üretim toplumu olmamız gerektiğini düşünmem. Burada ticari kazanç gayesi tabii ki var ama üretiyor olmak benim için daha önemli. İnsanın kendini bilip kendine göre hareket ediyor olması gerekiyor. Benim hiçbir zaman inanılmaz paralar kazanayım, bir şirketin CEO’su olayım, çok önemli yerlere geleyim gibi bir gayem olmadı. Her zaman kendi kafasına göre hareket eden, kendi rahatına göre hareket eden biri oldum. O yüzden de biraz bu yolu tercih ettim” dedi.  

Daha önceden tanıdığı bir bölgeye geldiğini ve bunun bir avantaj olduğunu ifade eden Demiralp, “Buraya geliş amacımda da pozitif olarak beni etkileyen şey yaz aylarında 3-4 ayı burada geçiyordum. Hiç bilmediğim bir yere gelmedim. O yüzden adapte sürecim olmadı gibi bir şey. Benim burada hali hazırda bir evim vardı. İhtiyacım olabilecek şeyleri nereden temin edebileceğimi biliyordum” ifadelerini kullandı.

“ÇOĞU ŞEYİ VİDEOLARDAN ÖĞRENDİM”

Daha önce hayvancılığa dair bilgisinin olmadığını belirten Demiralp, “Aslında biraz huzuru seçtim diyebilirim. Birçok insanın emeklilikten sonra yapmak istediği şeyi ben daha genç bir yaşta yapmaya karar verdim. Şimdiden başlayıp emekliliğimi de bu şekilde geçirmek istedim. Emeklilik hayatına biraz daha erken başlamış oldum. Başta herkes orada sıkılmayacak mısın diyordu. Baktığınızda sıkılacak hiçbir şey yok. Ama ben hiç bilmediğim bir işe girdiğim için araştırmalar yapıyorum, doğru ya da yanlış yaptığım şeyler oluyor, biraz daha geliştirmek istiyorum süreci o yüzden sıkılmaya zamanım olmuyor. Buradaki insanların yüzde 80-90’ı hayvancılık ve zeytin ile uğraşıyor. Ben de buraya taşınmak isterken burada kalmak için ne yapmam gerektiğini düşünerek geldim. Yapacağım şeylere ilişkin hemen hemen her şeyi internetten araştırmalar yaparak geldim. Hayvanların doğumlarından bakımlarına kadar her şeyi videolar izleyerek öğrendim. Daha sonra öğrendiklerimi pratiğe dökmüş oldum.

40-45 koyun ile başladım bu işe. Bizim için 40-45 hayvan bize çok gibi geliyor ama hayvancılıkla uğraşan insanlar için az bir sayı. Ben başta bir hayvana bakmakla başlayıp sonra büyütürüm bu işi gibi düşünüyordum. İlk etapta şartlar ve ekonomisi sebebiyle sadece koyunlarım vardı. Daha sonra hayvancılıkta sıkıntılar ortaya çıkınca ben de kendimi bu sıkıntıdan sıyırmak için daha fazla para kazanabilmek için ya da çiftliği kendi kendini çevirir hale getirebilmek için araştırırken tavuğu buldum. 160 tane tavuk aldım, onlara bakıyorum bir yandan da” şeklinde konuştu.

HEDEFİ SAYIYI 20’YE KATLAMAK

Hayvancılığa ilişkin hedeflerini anlatan Demiralp, “Sayı olarak şu an elimde az sayı var. Ben zaten her zaman az sayılarla başladım. Tavuklar şu anda aşağı yukarı çiftliğin giderlerini karşılayacak noktada. Benim aynı zamanda başka bir işim de olduğu için ben oradan aldığım maaş ile geçiniyorum. Çok büyük sayılarla da başlayabilirsiniz ama önemli olan o hayvanlara bakabilmek. Bundan sonraki hedefim bu sayıları zamanla birkaç kat daha fazlaya çıkarabilmek. Belki ilerleyen zamanlarda 20-30 katına çıkartabilirim. Tabi o zamanın ekonomik şartları neler getirir bunu bilemiyoruz. Benim ilk hedefim koyun-kuzu yetiştirmekti ama baktım kötüye giden bir süreç var hemen sistemi değiştirdim. 2 yıl sonra tavuk sektörü de kötüye giderse hedeflerime yaklaştırmazsa yine değiştirebilirim. Şimdilik iyi gözüküyor” dedi.

40 BİN TL’YE KENDİ İŞİNİZİN PATRONU OLUN

Tavuk çiftliğine ilişkin maliyet hesaplarını veren Demiralp şu ifadeleri kullandı:

YÜZDE 30-40’I BULABİLİYOR

Sayı arttıkça elde edilen gelirin de değiştiğini belirten Demiralp, “Bu işte kar marjı da biraz size kalmış bir nokta. Yumurta satış fiyatınız bu noktada önemli. Ben de ilk dönemlerde 2 TL’den satmıştım daha sonra kurtarmadığı için biraz daha fiyatı yükselttim. Minimumda yani 2 TL’den sattığınızı düşünürsek bunun kar marjı yüzde 30-40 arasında değişiyor. Masraflarınız da aldığınız yeme, kullandığınız vitaminlere, hayvan ölümüne göre değişkenlik gösteriyor. Bir tavuğun yediği yem size yumurta verimliliği olarak dönüyor. Onları da biraz insan gibi düşünmek gerekiyor. Bakımı güzel oldukça size dönüşü de aynı şekilde iyi oluyor. Verim yükseldikçe kar marjınız da yükselmiş oluyor. Buradaki kar marjı benim yaptığım sistemde en fazla yüzde 40 olmuş oluyor. Yemi siz yaparsanız o zaman örneğin yem maliyetini biraz düşürmüş olursunuz. Ama burada yumurta adedinde düşüş olma ihtimalini de göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Ben hazır yem ve hazır çadır kullanıyorum, sularına da vitamin koyuyorum. Benim yapmış olduğum bu sistem ile yüzde 30-40 arasında kar marjı elde edebiliyorsunuz.

150 tavuktan 14 ay boyunca yüzde 85 ürün elde edebilirsiniz. Bir günde 130 yumurta alabilirsiniz. Bir ayda 3900 yumurta ediyor. 2 TL’den satışta 7800 TL bir getirisi olur. Bunun 4.500 – 5.000 TL’si yem ve masraflara gitse geri kalan 2 bin 800 TL de sizin cebinize kalmış olur. Tavuk ve yumurta sayısı arttıkça da size kalan paranın miktarı artmış olur” dedi.

ÇİFTLİK KURARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

Tavuk çiftliği kurarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini tek tek anlatan Demiralp, “Dikkat edilmesi gereken nokta en başta güvenilir bir firmadan tavuk almak. Benim tavuk aldığım zamanda 40 TL’ye de tavuk vardı. Ama ben 60-65 TL’ye tavuk almayı tercih ettim. Güvenilir bir firmaydı ve tavuklar aşılı geldiler. Tavuklar kanatlı oldukları için çok narin oluyorlar. Aşı olmadığında 20 TL daha ucuza alabilirsiniz ama 6 ay sonra hayvanların verimi düşebilir. En önemli nokta bu güvenilir bir tavuk firması. Araştırıp oranın veterineri ile görüşüp aşı olduğuna dair bir belge olması gerekiyor. O veteriner ya da o şirketten bu isimli kişiye bu tarihte 160 adet tavuk teslim ettim, aşıları şunlardı gibi bir yazı alması gerekiyor. Ondan sonra sıkıntı çıktığında firmaya ben bu tavukları sizden almıştım bakın böyle böyle oldu diyebilmek gerekiyor. İkinci önemli nokta da tavukların barınma alanı. Soğuktan çok çabuk etkilenebiliyorlar. Trapez saçlı bir yapıda sıcaklık ve soğuğa göre daha fazla etkilenebiliyor tavuklar. O yüzden ben hazır bir çadır kullandım. Üç katmanlı. Yazın aşırı sıcak olmuyor kışın da aşırı soğuk olmuyor içerisi. Yemin kaliteli olması ve sulara vitamin konulması daha sonraki sıralarda yer alıyor” ifadelerini kullandı.

“BIRAKIP GİDEMİYORSUNUZ”

Yaklaşık 15-16 aydır bu işi yaptığını anlatan Demiralp, “Dışarıdan köy hayatı çok güzel gözükebilir ama çok kolay değil. Devamlı bir pratik çözümünüzün olması gerekiyor. Farklı bir şehirden geliyorsanız orada bıraktığınız kişileri de düşünmeniz gerekiyor. Ben İstanbul’dan geldim orada bir kız arkadaşım var, hayatınızda olan insanların da size destek olması çok önemli. Ben bu konuda çok şanslıyım ailem, kız arkadaşım ve arkadaşlarım bana her zaman destek oldular. O noktada zorlanabiliyorsunuz. İletişim kabiliyetinizin çok kuvvetli olması gerekiyor. Orada bıraktıklarınızın altından kalkamazsanız bir süre sonra olumsuz bir noktaya dönebilir. Ailenizi, arkadaşlarınızı görüp sosyalleşmek çok önemli noktalar. Çünkü sosyalleşmedikçe içinize kapanıyorsunuz. Her şey daha kötüye gidebilir. Bir anda hiç bilmediğiniz bir yere giderseniz kendinizle baş başa kalabilirsiniz. Bu durumun altından kalkamazsanız çabalarınız, sermayeniz boş bir noktaya gitmiş olur. Ben yaklaşık 15-16 aydır bu işi yapıyorum. Ben burada çok mutluyum. Arkadaşlarım da beni hiç yalnız bırakmıyorlar sürekli geliyorlar ben çok nadir İstanbul’a gidiyorum. Hayvanları bırakmanız biraz zor oluyor. Hem emanet ettiğiniz kişi için bir sorumluluk hem de sizin aklınız burada kalıyor. Ben uzaktayken bir hayvana bir şey olsa ben orada olsaydım kurtulur muydu diye düşünüyorsunuz ister istemez. O yüzden çok da bırakmak istemiyorsunuz. İşin yürüme şekli biraz da size bağlıysa bırakıp gitmeniz zor oluyor zaten. Demek istediğim şey aslında şu, ben böyle bir sermaye ile bu işe gireyim, bir tane de çalışanım olsun ben arada bir çiftliğe uğrayayım maaşını verdiğim eleman bütün işi halletsin derseniz bu işte başarısız olma olasılığınız çok yüksek. Her işte olduğu gibi burada da işinizin başında olmanız gerekiyor” dedi.