"Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış bir akademisyen, Ankara’da torbacılara öldürtüldü. Eşi, katillerin izini bulmada, CHP Genel Başkanı’na gitti. Ülkücülük adına ağlıyorum.”

Eski MHP Aydın Milletvekili ve eski Ankara Ülkü Ocakları Başkanı Ali Uzunırmak, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yaşananlar, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’na katılması ve Sinan Ateş cinayetiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Uzunırmak, “Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış bir akademisyen, ülkücü gazi bir babanın oğlu Ankara’da torbacılara öldürtüldü. Eşi, katillerin izini bulmada, CHP Genel Başkanı’na gitti. Ülkücülük adına ağlıyorum ben.”

kapak_203421

GELİYORUM DİYEN FELAKETİN GÖSTERGESİDİR SİNAN ATEŞ

MHP camiasının Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu le görüşmesine ilişkin "Çok acı. Partimizde Türkeş’in oğulları, çocukları yok. Partimizde Dündar Taşer’in varisleri yok, sembol şehidimiz Gün Sazak’ın çocukları yok. Partimizde Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu yok, Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ediyor. Ülkü Ocaklığı Genel Başkanlığı yapmış bir akademisyen, ülkücü gazi bir babanın oğlu Ankara’da torbacılara öldürtüldü. Eşi katillerin izini bulmada CHP Genel Başkanı’na gitti. Ülkücülük adına ağlıyorum ben. Nasıl bu insanlar ömürlerini verdikleri, şehit verdikleri, babasını gazi verdiği bir kurumdan başka kuruma gidiyor? Bu camianın bunu değerlendirmesi lazım" diye konuştu.

Deprem bölgesinde 'çaresizlik içinde donarak ölenler vardı' diyen Uzunırmak, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Bunlar kader planında olan şeyler' sözlerine tepki göstererek "İslam’daki kader anlayışı bu değil. Dinimiz araçsallaştırıldı, Karl Marks’ın ‘Din afyondur’ sözünü haklı çıkaracak şekilde hunharca, gaddarca kullanılıyor. Bu doğru değil. Kader diyerek Allah’ı suçluyoruz biz, Cumhurbaşkanı Allah’ı suçluyor bu doğru değil, sabi çocuk depremde ölüyor, niye cezalandırsın Allah sabi çocuğu" ifadelerine yer verdi.

Yıkılan evlerin sorumlusunun devlet olduğunu belirten Uzunırmak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Devletin kurumları işlevsizleştirilmiş, yetersiz kalmış, ehliyet ve liyakat yok. Koordinasyon yok. Vatandaşın yaptığı yardımlar bile doğru organize edilemedi. Ben deprem bölgesinde bunları gördüm.

Bu kadrolar devleti, bu ülkeyi yönetemiyor. Yönetemedikleri gibi kıyafetsiz muhterisler. Bir siyasetçi için en kötü tanım şudur; eğer şahsi hırs heves ve yetersizliklerine, ideal, din, mezhep, etnisite gibi devlet zırhı gibi birtakım gömlekler giydirdiği zaman bu dokunulmazlık içerisinde bu iyice kontrol edilemeyen vahşileşen bir yaratık durumuna düşer. Türkiye burada tercihlerini doğru yapmak zorunda. Hukuk denetimi olmayan sistem demokrasi olmaz, krallar olur.

TÜRKİYE, SOYULMUŞTUR

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tabanındaki insanlarla duygularımızda bir fark yok ama çekirdek kadrosunun tarih okuyuşu, devlet felsefesi, bizim tarih okuyuşumuzla ve devlet felsefemizle örtüşmez. Yani Türkiye Cumhuriyeti devletini yöneteceksiniz, yönettiğiniz ülkeyi dar-ul harp olarak tanımlayacaksınız ve oradan güya inançlarımıza dayandırıp dar-ul harpte her şey mübahtır deyip ülkeyi soyacaksınız, böyle bir felsefe ile Türk milliyetçileri örtüşmez. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti soyulmuştur. Deprem oldu, nerede bu ülkenin yedek akçesi? Niye İçişleri Bakanı kahvaltılık dileniyor?

AKP, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİYLE ÖRTÜŞMÜYORSA MHP NEDEN İTTİFAKTA?

Bu MHP’yi yöneten kadroların, arkadaşların siyasi tercihleridir. Demokrasi içinde arkadaşlarımızdan tasvip görüp, tasvip görmez bunlar ayrı platformlarda tartışılması gereken konular. Ben MHP tüzel kişiliğini halka açık ortamda rencide edecek bir şey söylemekten imtina ederim.

Söylediklerimi anlayan anlar. Bizim felsefemizle bugünkü uygulamalar örtüşmez. Türkiye Cumhuriyeti devleti parti devleti haline dönmüştür. Hükümeti eleştirmek bu devlete karşı olmak değildir. Bugün ülkeyi yönetenler, Türkiye’yi yönetemiyorlar, bunlar kendi iktidarlarını sürdürmekten başka bir şey düşünmüyorlar.

Uzunırmak, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili olarak da şöyle konuştu:

ÜLKÜCÜLER PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİN DEĞİŞMESİNDEN YANA

Yüzde 50 1 partili cumhurbaşkanlığı sisteminde hiçbir düşünce kuruluşunun kişinin parti kendisi olması mümkün değil. Türkiye’de koalisyonlar eleştiriliyor. Oysa kötü olan bıçak değil, kullanan. Demokraside koalisyonları doğru kullanırsanız birbirini denetler. Koalisyon iyidir demiyorum, çözümdür. Millet İttifakı ile ilgili tavsiyelerim -önerilerim var, Millet İttifakı bir ittifaktır üzerinde çalışıldı. Öbür taraf da menfaat-gelecek endişesiyle bir araya geldi. Biz ülkücüler olarak partili cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin değişmesinden yanayız.

Ülkücülerin bu görüşte olanları çoğunlukta. Bu sistem değişmeli. Bu çağdaş bir devlete millete yakışmayan rejim haline dönüşmüştür. Türkiye Cumhuriyeti devleti parti devleti olma sürecini tamamlamıştır."