Türkiye'nin hukuk sahnesinde eşi benzeri görülmemiş bir olay yaşandı! Karşı tarafın açıkça "Dur!" demesine, tüm yalvarışlarına ve haykırışlarına kulak tıkayarak, adeta bir mesaj bombardımanı başlatan sanık, sonunda adaletin tokadıyla karşı karşıya kaldı. Yerel mahkemenin verdiği dudak uçuklatan 1.500 Türk Lirası adli para cezası, Yargıtay'ın ezici onayıyla tarihe kazındı ve bu karar, adeta bir deprem etkisi yarattı. Olayın detayları, insanın aklını başından alacak cinsten. Sanık, karşı tarafın tüm itirazlarına, "Beni rahat bırak!" çığlıklarına ve huzur arayışına aldırış etmeden, gece gündüz demeden mesaj üstüne mesaj gönderdi. Bu ısrarlı davranış, karşı tarafı çileden çıkarırken, hukukun koruyucu kalkanı devreye girdi. Yerel mahkeme, sanığın bu pervasız hareketlerini affetmedi ve 1.500 Türk Lirası gibi sarsıcı bir adli para cezasıyla sanığı cezalandırdı. Ancak asıl büyük darbe, Yargıtay'dan geldi! Ülkenin en yüksek yargı mercii, yerel mahkemenin kararını tek bir tereddüt bile göstermeden onadı ve sanığın adeta dünyasını başına yıktı.
Hukuk uzmanları, bu kararın emsal teşkil edebileceğini söylüyor. Karşı tarafın rızası olmadan yapılan bu tür mesaj yağmurları, Türk Ceza Kanunu'nda "huzur ve sükunu bozma" suçu olarak değerlendiriliyor ve sanıklar, adaletin pençesinden kurtulamıyor. Yerel mahkemenin verdiği 1.500 Türk Lirası ceza, sanığın ekonomik durumu göz önüne alınarak hesaplanmış olsa da, Yargıtay'ın onayı, adeta bir uyarı ateşi oldu: "Huzur bozmaya kalkanlar, adaletin demir yumruğundan kaçamaz!"
