EÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıf öğrencisi  Çakıroğlu'nun öldürülmesinde üniversite yönetiminin ihmali bulunduğunu öne süren  Çakıroğlu ailesinin avukatlarının talebi ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin  kararı gereği, dönemin üniversite yöneticileri hakkında soruşturma izni istendi.

ncelemesini tamamlayan YÖK, "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla  Yılmaz, Silkü, Özkan ve Doger hakkında soruşturma izni verdi.

YÖK'ün kararına itiraz edilmesi halinde Danıştayın vereceği karar  sonrası İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma açıp açmayacağının  netleşeceği belirtildi.

YÖK RAPORU 

Konuya ilişkin YÖK'ün hazırladığı raporda, "Çakıroğlu'nun üniversite  rektörlüğü ve idari bilimlere dilekçe vererek üniversite bünyesindeki bazı  fakültelerin bölücü terör örgütü PKK/KCK mensuplarının etkin faaliyet alanı  haline dönüştüğü", buna ilişkin önlem alınmasını talep ettiği ancak üniversite  yönetiminin herhangi bir önlem almadığı öne sürüldü.

Yılmaz, Silkü, Özkan ve Doğer'in, PKK/KCK, YPG-H, DHKP-C yanlısı ve  sempatizanı öğrencilerin, her türlü şiddeti teşvik edici veya terör örgütlerini  övücü görsel, fiziksel, eylemlerine ilişkin disiplin soruşturmalarını  yönetmeliklere aykırı olarak ceza soruşturması ve yargılamasını gerekçe  göstererek beklettikleri iddia edilen raporda, üniversite yetkililerinin örgüt  sempatizanı öğrencilerin yasa dışı eylem ve faaliyetlerinden haberdar oldukları  savunuldu.

Raporda, Çakıroğlu'nun öldürüldüğü tarihe kadar disiplin mevzuatı  gereği suç teşkil eden eylemlere ilişkin disiplin soruşturmalarının gereği gibi  yapılmadığı, yürütülen disiplin soruşturmalarında ise PKK/KCK sempatizanı olduğu  belirtilen öğrencilere ceza verilmemesi yönünde tutum sergiledikleri öne sürüldü.

"YETERLİ TEDBİR ALINMADI"

Çakıroğlu'nun, terör örgütü PKK/KCK "Kampüs Cadıları" adlı grup  tarafından hedef gösterildiği, derslere ve sınavlara girmesinin engellenmesine  karşılık gerekli tedbirlerin alınmadığı kaydedilen raporda, şu ifadelere yer  verildi:

"Çakıroğlu'nun yasa dışı PKK/KCK örgütü 'Kampüs Cadıları' adlı grup  tarafından hedef gösterilmesi, derslere ve sınavlara girmesinin engellendiği,  yasa dışı örgüt mensubu öğrenci ve öğrenci olmayan kişilerce Edebiyat Fakültesi  ve Yabancı Diller Hazırlık Okulu'nun işgal edilmesi suretiyle öğrencilerin eğitim  haklarının engellendiği, Fırat Yılmaz Çakıroğlu ve arkadaşları başta olmak üzere  üniversitede tüm öğrencilerin eğitim haklarının engellenmesine karşılık gerekli  tedbirleri almadıkları ve alınmasını sağlamadıkları, üniversite rektörlüğünce 1  Mart 2015 tarihinden sonra merkez kampüs girişi ve çıkışında turnike konulduğu,  giriş çıkışların kontrol edildiği, kamera sayısının artırıldığı, kampüs  çevresinin tel örgüyle çevrilmesi gibi tedbirlerin alındığı ancak yeterli  olmadığı, söz konusu tedbirlerin Ege Üniversitesi yetkilileri tarafından Fırat  Yılmaz Çakıroğlu'nun hayatını kaybetmesinden önce de alınabileceği..."

"SORUŞTURMA İÇİN YETERLİ DURUM OLUŞTU"

Çakıroğlu'nun ailesinin avukatlarından Banu Seda Akyüz, konuyla ilgili  yaptığı açıklamada, soruşturma açılması için üç yıldır uğraştıklarını ve karardan  memnun olduklarını söyledi.

 Akyüz, "O güne kadar bir koruma yapılacaksa bu, dönemin rektörü  Candeğer Yılmaz'ın yetki ve sorumluluğundaydı. Fırat, baskı altında olduğuna dair  defalarca dilekçe vermiş. Soruşturma için yeterli durum oluştu."  değerlendirmesinde bulundu.

OLAY

Ege Üniversitesinde 20 Şubat 2015'te öğrenciler arasında çıkan kavgada  Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu  hayatını kaybetmiş, 7 kişi yaralanmıştı. Gözaltına alınan Sosyoloji Bölümü 4'üncü  sınıf öğrencisi Nurullah S. tutuklanmış, 7 zanlı adli kontrol şartıyla serbest  bırakılmıştı.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince, sanık Nurullah Semo, "kasten  öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "örgüt adına suç işlemek" ve "örgüt  üyeliği" suçlarından 15 yıl hapisle cezalandırılmıştı. Heyet, tutuksuz yargılanan  İsmail Bedir'in yaralama suçundan 2 yıl 7 ay 15 gün, Sezgin Yılmaz'ın yaralama  suçundan 3 yıl 7 gün hapis cezasına çarptırılmasına, tutuksuz diğer sanıkların  ise beraatine karar vermişti.