Bir dönem gazinoların en çok aranan isimlerden biri olan Şoray "Gazino kültürü başkaydı. Sanatçı adabıyla dinlenirdi. Her gece sahne alır ama yorulmazdım" diyor.
 
NAZAN Şoray, müzik kariyerine gazino kültürünün altın çağı olarak anılan dönemde sahnelerin en çok aranan isimlerinden biri olarak başladı. Müzik yolculuğunda ilk 45'liği Selami Şahin şarkısı olan Sana Merhaba Dedim oldu. Yıllardır dillerden düşmeyen bir Barış Manço bestesi olan Hal Hal, onu 7'den 70'e herkese tanıttı. Nazan Şoray güzelliğiyle de her dönem kendinden söz ettirmeyi başaran bir isim. Yeşilçam'da 28 filmde rol aldı. Şimdilerde uzun bir aradan sonra Mültecin Olayım adlı dört şarkılık maksi single ile müzikseverlerle yeniden buluşmanın heyecanını yaşıyor.
 
İlk filminizi 14 yaşında çekmişsiniz, oyun çağında...
 
Hatta 13'tüm. Şimdi oyun çağı gibi görülse de o zaman sanki daha normaldi, o yaşlarda kızlar evlenirdi. Sette bana "Nazan Hanım" demeye başlamışlardı. Bu hanım sözcüğü beni birden büyüttü, olgunlaştırdı. Hanım gibi davranmaya başladım ister istemez. Genç kızlık dönemlerimi yaşayamadım, şimdi yaşıyorum (gülüyor).
 
Peki nasıl yaşıyorsunuz?
 
Şimdiki aklımla o zamanki yaşımda olacaktım (gülüyor). Daha güzel, daha bilinçli, daha farkında...
 
Bir daha tiyatro yapmam
 
Şarkıcılık döneminizde hiç tehdit aldınız mı? Gazino alemleri o zamanlar malum...
 
Ayak kaydırmalar hep olurdu. Ünlü isimlerden değilse bile organizatörlerden ya da menajerlerden kaynaklanırdı. Bana pek olamazdı çünkü ismim kuvvetliydi. Her program beni istiyordu, onun için benim seçebilme hakkım vardı.
 
O günlerden keşke şimdi de olsa dediğiniz ne var?
 
Gazino kültürü başkaydı, çok güzel ve özeldi. Beni dinlemeye gelen birçok insanla hala görüştüklerim var, onlar da hep söyler: ‘Keşke şimdi de o gazinolar olsa.’
 
Nedir, o "Keşke olsa" denilen?
 
Sanatçı adabıyla dinlenirdi, sohbet edilirdi. Her gece sahne alırdım, hepsinde farklı dinleyici gelirdi. Hafta sonları iki gün matineler olurdu, onlar ücretsiz sahne alımları şeklindeydi. Diyebilirim ki hayatımın tamamı sahnede şarkı söyleyerek geçti. Çok isteyerek, kendi tercihim olarak seçmiştim bu işi. Düşünün, matinelerden sonra bile yorgunluk hissetmezdim.
 
Sinemayı daha mı az sevdiniz?
 
Şartlar öyle gerektirdi ama sinemada oyuncu havasına girip oraya da uyum sağlayabiliyorum. Geçen sene hayatımda ilk defa tiyatro yaptım. Üvey Karım diye bir komediydi. İki aya yakın provaları sürdü. Orada da mutlu oldum. Turne yaptık, insanlar bizi ayakta alkışladı. Ama ‘Bir daha tiyatro yapar mısınız?’ derseniz yanıtım ‘Hayır!’
 
Yeni dönem erkek oyunculardan beğendikleriniz var mı?
 
Erkan Petekkaya, Halit Ergenç, Okan
 
Yalabık...
 
Duaların enerjisine çok inanıyorum
 
Siz de Çerkez güzellerimizdensiniz. Nedir bu Çerkez güzelliği?
 
Evet, Kabartay Çerkeziyim. Hatta ‘Alacaksan Çerkez kızı al’ derler, bilirsiniz. Hem medeni hem de örf ve adetlere bağlı, saygılıdırlar. Güzellik de oradan gelir bence. Örneğin ablam odaya girdiğinde hala ayağa kalkarım, yanında hiçbir zaman bacak bacak üstüne atıp oturamam. Yüz güzelliğine gelince; krem bile sürmem, estetiğim de yok.
 
Nazan Şoray sokak insanı mıdır, salon hanım-efendisi mi?
 
Her şeye, her duruma uyabilirim. Dolayısıyla yerine göre her ikisi de olabilirim. Ama isim olmanızın getirdiği bazı zorluklar yaşanıyor yani dışarıya çıktığınızda ister istemez inceleniyorsunuz. O beni biraz rahatsız ediyor çünkü sürekli bakımlı olmak zorundasınız.
 
Bebek'te yaşıyorsunuz. Orada esnafla ilişkiniz nasıldır? Alışveriş yaptığınız bakkal, manav gittiğinizde sizi nasıl karşılar?
 
Aram gayet iyidir, taksi durağındaki esnaftan tutun da telefonla sipariş verdiklerime kadar. Çok severim onlarla sohbeti ama pek fırsatım olmuyor şu aralar.
 
Batıl inançlarınız var mı?
 
Batıl inançlarımı tersine çevirmeyi başarıyorum. Önceleri kara kedi görmekle bir derdim vardı ama şimdi kara kedi bana çok uğurlu geliyor. 13 rakamıyla ilgili bir takıntım vardı, artık o da çok uğurlu. Sahne öncesinde de dualarımı ederim.
 
Namaz kılar mısınız?
 
Namaz kılmak ve dua etmek çok önemli. İnsanı negatif düşüncelerinden arındırıyor. İnsanın Allah ile bütünleştiği haller onlar. Her gün düzenli kılamıyorum ama çok dua ederim. Duaların enerjisine çok inanıyorum.
 
Şöhret ailelere ağır gelir
 
Polis bir babanın kızısınız. Hiç polis olmak istediniz mi?
 
Çocukken belki ama pek hatırlamıyorum. İç mimar olmak isterdim. Evlenmek de istiyordum ama olmadı. Şartlar, olaylar böyle yönlendirdi.
 
Neden hiç evlenmediniz? Anne olamadığınız için hayıflanır mısınız?
 
Bir kere evlendim yurtdışında ama Türkiye'de geçerli değil. Eğer konsolosluğa haber verseydim burada da geçerli sayılırdı, gerek duymadım. Anne olmayı hiç düşünmedim veya bana anneliği düşündürecek bir erkek çıkmadı karşıma. Bana göre ilişkilerde, çocuk doğurmayı göze aldıran       erkektir. Hamilelik, doğum bir ayda olup bitseydi, belki çok çocuk doğurabilirdim. İşin dokuz ay        kısmı çok uzun ve sonrası da bana hep zor gelmiştir (gülüyor).
 
Sizinle evlenmeyi düşünen erkeklerin aileleri şöhretinizi sorun yapmış. Şöhret boynunuzda ağır bir zincir mi?
 
Evet, tam manasıyla böyle diyebiliriz. Kişilerden ziyade ailelere ağır gelir şöhret. Bir peşin hüküm var nedense. Halbuki çok yanlış! Ama tanıdıklarında değiştiğini ve değişebileceğini gördüm ve biliyorum. Ailelerle bir sorunum kalmadı, adımın temiz bir isim olduğunu düşünüyorum.
 
Üvey kardeşimle ilişkim iyi
 
Bir üvey kız kardeşiniz var. O hiç medyada görünmüyor.
 
Annemin ikinci eşinden... İlişkilerimiz hep iyi oldu. Onun babası Los Angeles'ta yaşıyordu. Eğitimini ABD'de aldı ve şu an evli. Bir de erkek yeğenim var. Görüşürüz, konuşuruz, çok severim yeğenlerimin hepsini.
 
Yeğeniniz Yağmur'u (Ünal) teyzesi olarak en çok neden sakınmak istersiniz?
 
Bebekken onu kimseye öptürmemeye çalışırdım, ondan sakınırdım. Arkadaş gibiyizdir. Çok aklı başında bir kız, çok iyi eğitim aldı. (star)