Değerli Aydınlılar,

Futbol Endüstrisi 1980’lı yılların başlarında dillendirildi ve 2000’li yıllara gelindiğinde de futbol terminolojisinde önemli bir kavram halini aldı. Endüstriyel futbol kavramı futbol endüstrisinin ortaya çıkardığı bir sonuç olarak da görülebilir. Biz futbolun nasıl oynandığını, teknik ve taktiklerini Kemal Başaran hocamıza bırakalım ve daha ziyade, paraya nasıl çevrildiği ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşalım.  

Futbol endüstrisi kavramı son derece geniş bir alanı kapsamakta ve yıllık milyarca dolar ile ifade edilen bir büyüklüğe ulaşmakta. Etkilediği alan ve sektörler bakımından son derece geniş bir yelpazesi olan futbol endüstrisini ele alırken Türkiye ve Dünya’daki diğer bütün değişkenlerden bağımsız olarak, genel olarak Aydınımızdaki bütün profesyonel ve amatör takımlar özel olarak da Aydın spor 1923 takımımız ele alınmaya gayret edeceğiz. Bu yazıyı da futbol endüstrisinde Aydınımızın fotoğrafını çekebilmek adına yazılmış bir giriş olarak kabul ediniz.

Finansal analiz yapan kurumlar, futbol kulüplerinin gelirlerini üç kalem altında toplamaktadırlar. Bu kalemler;

1) Maç günü (stadyum) gelirleri dediğimiz kombine gelirleri ve bilet satışlarıdır. Bu kalem yaklaşık toplam gelirin %25-30’u civarındadır.

2) Yayın hakkı gelirleri, maçların yayın hakkına sahip TV kuruluşundan elde edilen gelirlerdir. Bu gelirler toplam gelirin %30-35’i civarındadır.

3) Ticari gelirler başlığında, reklam, sponsorluk, ürün satış gelirleri, lisans gelirleri, oyuncu satışından elde edilen gelirler bulunmaktadır. Bu gelir kalemi de toplam gelirin yaklaşık %30-35’i arasında değişmektedir.(1)

Buradan hareketle öğrenebildiğimiz Aydın spor 1923 2014-2015 sezonunda ortalama 4 bin seyirciye oynamış, Bunun bin 500 kadarı da kombine bilet sahipleri. Yayın geliri var mı bilmiyoruz. Ticari gelirlerin ne kadar olduğu (özellikle sponsorluk ve forma satışı) ve borç durumunu kulüp tarafından açıklama yapılınca öğrenme şansımız olacak. Düşüncemiz o ki bu kadar seyircinin 1 milyon üzeri nüfuslu bir şehirde futbol endüstrisine katkısı devede kulak misali olur. Onu da Adnan Menderes stadyumu yanındaki AVM alır götürür. Aydınımızın şehir olarak futbol takımına veya takımlarına sahip çıkmakta sorun yaşadığı gibi bir kanaat hakim. Veya sahip çıkanların sadece kontrolü elde tutma çabası içerisinde oldukları, bu sebeple çıtanın epey alçakta kaldığı düşüncesi de hiç yaban atılır bir iddia değil. Vitesi yükseltmek de o kadar kolay değil. O halde elde olanlarla en iyisini ve aynı zamanda gelecekle ilgili bazı projeksiyonlar yapabilir miyiz sorusuna cevap ararken,  hem seyirciyi hem de ve taraftarı tribüne yani stadyuma nasıl getiririz öncelikli cevap bekleyen soru olur. Sırası gelmişken seyirci ile taraftar kavramı arasında küçük bir nüans var. Şöyle oluyor: Seyirci, tıpkı Asi kankaların maçta dediği gibi biraz sosyetedir ve maçta uyuyabilir! Taraftarlık maç parasını zar zor bulan, bilet parası bulamayınca stadın etrafından ayrılmayan, deyim yerinde ise  takımıyla yatıp takımıyla kalkan bir aidiyet hissetmek, takımının attığı gole büyük bir coşku, yediği golden sonra derin bir hüzün yaşamaktır Taraftarlık bağlılıktır, sevgidir.

Futbol endüstrisinin içinde kendine düşen payı almak Aydındaki bütün takımlarımızın ve Aydın spor 1923’ümüzün de hakkıdır. Bunu yeni yatırımlar yapmakla olacaktır ve bu da sermaye yani para gerektirecektir. Sonunda da taraftarın değil zenginlerin eğlence aracına dönüşmek. Bu tehdit varlığını futbol endüstri oldukça devam edecek gibi.

 

Futbol basit bir oyundur, zor olan basit oynamaktırJohan Cruyff.

(1) http://www.hayricem.com/futbol-endustrisinde-ayakta-kalabilmek/