Tükenmişlik sisi etrafınızı sardığında sosyal ilişkileriniz, işiniz ve yaşamınız bozulmaya başlar. Kendinizi tükenmiş hissediyorsanız yalnız değilsiniz. Özellikle son yıllarda birçok kişide görülen yaşama karşı hevessizlik, basit belirtilerle başlayarak ciddi psikolojik sorunlara kapı aralayabilir. Stresli yaşamın da etkisiyle günümüz toplumunda görülme sıklığı giderek artan tükenmişlik hissi, önemsenmediği takdirde psikolojik bir hastalık olan tükenmişlik sendromuna doğru ilerler. İşte tükenmiş insanlarda görülen 6 özelik

Aslında çağın hastalığı olarak görülen, motivasyonm düşüklüğü, yaşama sevincinde azalma ve depresif hallerle kendini gösteren tükenmişliğe yönelik olarak yapılan ilk çalışmalar, 1700'lü yıllara kadar gidiyor.  Genellikle yoğun ve stresli bir iş yaşantısı içerisinde bulunan kişilerde görüldüğü düşünülse de, yaşam içindeki duygusal şiddet ve çeşitli kaygılar tükenmiş hissetmenize neden olabilir. 

İnsanların dönem dönem böyle hissetmesi normaldir ancak uzun süreli devam eden durumlar, psikolojik hastalıkların da habercisi olabilir. 

Tükenmişlik kendi kendine geçen bir şey değildir. Bunun yerine, ona neden olan temel sorunları çözmezseniz daha da kötüleşebilir. Tükenmişlik belirtilerini görmezden gelirseniz, gelecekte fiziksel ve zihinsel sağlığınıza daha fazla zarar verebilir.

Tükenmişlik hissi, önlem alınmadığı takdirde, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da tanımlanan bir hastalık olan tükenmişlik sendromuna kadar ilerleyebilir. Bu nedenle kendinizi tükenmiş hissediyorsanız, önlem almanız gerekebilir. ,

Tükenmişlik hissi birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. İşte tükenmişlik hissini artıran en yaygın sorunlar...

Tükenmişlik yaşayan insanların ortak özelliklerine bakarak kendinizi değerlendirin. Posta.com.tr okurları için tükenmiş insanlarda görülen 6 özelliği bir araya getirdik. 

SÜREKLİ UYUMAK İSTER

Tükenmiş insanlar, daha çok uyumak ister. Bu hayatta onları heyecanlandıran yapacak pek bir şey olmadığını düşünürler. Uyku sorunlardan kaçmak içinde iyi bir yöntem olarak görülür ancak az ya da çok fazla uyumak, tükenmiş insanlarda görülen bir sorun olduğu gibi aynı zamanda tükenmişliğe iten nedenlerde biri haline gelebilir. 

Uzmanlar yetişkinler için günde 8 saat uyku öneriyor. aynı saatte yatıp kalkmaya, daha fazla ya da daha az uyumamaya özen gösterin. 

 

MOTİVASYONU DÜŞÜKTÜR

Motivasyon, bizi hedeflerimize ulaşmamız için iten, amaç odaklı davranışlarımızı başlatan, yöneten ve devam ettiren aynı zamanda çoğu davranışımızın arka planında olan güçtür.

Motivasyonumuzu etkileyen dışsal ve içsel etkenler vardır. Dışsal motivasyon, çevremizden ve dış dünyamızdan aldığımız ödüllere bağlıdır. Para, ün, çevrenin beklentisini karşılama, ödüllendirilme, takdir edilme tarzında faktörler dışsal motivasyon etkenleri olarak sayılabilir. Dışsal motivasyonumuzun temeli davranış ve ödül mekanizmasıdır. 

Tükenmiş insanlar motivasyon sorunu yaşar. 

Motivasyonu artırmak için kısa ve uzun süreli hedefler belirleme, bu hedefleri görselleştirme, bu hedefleri gerçekleştirmek için kararlı olma ve olumlu gelişimi takip etme etkili yöntemlerdir. Olumlu düşünme yeteneği aynı zamanda öz güvenle de alakalıdır. Bu yüzden öz güven geliştirmek de motivasyonu artırmak için önemlidir.

HEP YORGUNDUR

Tükenmiş insanlar genellikle çevrelerine sağlayabilecekleri ya da verebilecekleri bir şeyleri kalmadığını hissederler ve hatta sabahları yataktan kalkmaya bile üşenirler. Hep yorgun hissederler. 

Bu aslında fiziksel bir yorgunluktan öte, motivasyon eksikliğinden kaynaklanır. 

Düzenli uyku, dengeli beslenme ve üzerinizdeki fazla stresi atmanıza destek olacak yöntemler yorgunluk hissinizin de azalmasına yardımcı olur. 

AŞIRI KAYGILIDIR

Kaygılar ve endişeler tükenmiş insanlarda görülen en önemli özelliklerden biridir. 

Yaşama karşı negatif düşünceler kendini kaygıya ve korkulara bırakır. 

Her an kötü bir şeyler olabileceğini düşünmek, her an bir sorun yaşayabileceğine düşünmek kaygının en belirgin yanlarıdır. 

Kaygı ilerleyen aşamalarda, psikolojik bir hastalık olan anksiyeteye doğru ilerler. Tekrar eden paranoyak ve negatif düşünceler, herhangi bir tetikleyicinin ardından gelen aşırı kaygı , sebepsiz rahatsız edici bir panik hali ve bunun getirdiği fiziksel zorluklar anksiyete atağının belirtileri arasında sayılabilir.

Kaygıyı azaltabilecek bazı çözümlere göz atın; 

ANİ ÖFKE PATLAMALARI YAŞAR

Olumlu duygular kadar normal olan öfkenin kontrol edilemediği ve bu duygunun aşırı bir şekilde dışarıya yansıtıldığı durumlar ise öfke nöbeti olarak tanımlanır. Ani öfke patlamaları tükenmiş insanlarda sık görülen bir sorundur.

Şiddetli öfke sonucu gösterilen tepkiler; kısıtlanma, engellenme, haksızlığa uğrama gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.

Öfke kontrolünü sağlamak doğru yöntemlerle oldukça kolaydır. Eğer ani bir öfke nöbeti yaşıyorsanız ve kan beyninize sıçradıysa kısa bir süreliğine de olsa kendinize vakit ayırın ve diyaframınızdan derin bir nefes alın. Kendinize “rahatla”, “sinirlenecek bir şey yok”, “sakinleş” gibi rahatlatıcı telkinlerde bulunun.

DUYGUSAL OLARAK ACI ÇEKER

Duygusal acıyı egomuzun yaralanması, yalnızlık, olduğumuz gibi sevilebilir ve yeterli hissetmeme hali olarak tanımlayabiliriz.

Tükenmişlik hissi, yoğun duygusal acı ile birlikte gelir. Olan biten hiç bir şey size yeterli gelmez. Yaşadığınız olaylardan bağımsız olarak yoğun ve derinden bir acı ve üzüntü hissedersiniz. 

Bu konudaki yapılacak en önemli davranışlardan birisi zamana bırakmak, aklına geldikçe bir dostla paylaşmak veya bu duyguları kendi kendine itiraf etmektir. Farklı meşguliyetler bulmak, zihni sürekli aynı acıyı yaşamaktan uzaklaştırır.