İkinci Dünya Savaşı’nın Türkiye’ye etkisi üretimin düşmesi ve tüketimin artması şeklinde oldu. Hububat fiyatları yavaş yavaş yükseldi ve büyük şehirlerde un bulunamaz hale geldi.

İsmet İnönü Hûkümeti, 17 Aralık 1941 tarihinde, yeni yıldan itibaren ekmeğin karneyle dağıtılacağını duyurdu.

Hükümet, büyük şehirlerde ekmek tüketimini sınırlandırarak ekmek darlığını gidermek için ekmeğin karneyle dağıtımına karar verdi ve geniş kitlelerin en temel besin maddesi olan ekmeği karneye bağladı.

13 Ocak 1942’de kabul edilen kararnameyle ekmeğin kartla dağıtımı işleriyle ilgili masrafları karşılamak üzere Ticaret Vekâleti emrine 200.000 lira tahsis edildi.

14 Ocak 1942 tarihinden itibaren İstanbul’da ekmek karneyle verilmeye başlandı.

Murakabe Komisyonu, yeni bir narh belirleyerek yaptığı açıklamada 750 gramlık ekmeğin 12,5 kuruş olduğu ve karne mukabilinde verileceğini ifade etti.

17 Ocak’tan itibaren Ankara’da da ekmek karnesi dönemi başladı.

Ankara Valiliği yaptığı açıklamada, karnesi olan vatandaşların şehirdeki 24 fırın ve 170 satış noktasından ekmek alabileceğini açıkladı.

22 Ocak’ta bir başka büyük şehir İzmir, ekmek karnesiyle tanıştı.

Ardından birçok şehirde karne uygulamasına geçildi.

Büyük şehirlerle beraber diğer vilayetlerdeki değişmez ve dar gelirlilerle ailelerinin de karne ile ekmek yedikleri dikkate alındığında 8 milyon kişin ekmeği karne ile almıştı.

Millî Korunma Kanunu kapsamına giren suçlara bakmak için oluşturulan Millî Korunma Mahkemeleri’nin en yoğun mesaileri karne ve ekmek suistimalleri davalarına bakmak oldu.

Sahte karne hazırlanması, karne alım-satımı, eksik gramajlı ekmek çıkarılması, ekmeğe yabancı maddeler karıştırılması gibi konular İkinci Dünya Savaşı basınının sayfalarından hiç eksilmedi.

Ekmeğin karne ile verilmesi uygulaması 1946 yılında aşamalı olarak kaldırıldı.