“Cehennemde ateş yoktur, herkes ateşini kendi götürür" demiş Yunus Emre.  Nerden bakarsanız, hangi gözle bakarsanız bakın birçok mana içerir bu söz. İnsan ne yaparsa kendine yapar sözü de bunun halk içerisinde vücut bulmuş halidir.

Aydın Çevre Kurultayı, 9.Ocak.2016 Cumartesi günü Şükran Güngör Tiyatro Salonunda gerçekleştirildi. Türk Tabipler Birliği, Aydın Tabip Odası, Aydın Çevre ve Kültür Derneği (AYÇEP) ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından organize edilen Kurultay, Aydında çevre duyarlılığı üzerine düzenlenen ilk Kurultay. Bu yönüyle de, son derece önemli bir çalışma gerçekleştirildi. Aydın büyük çevre sorunlarının yaşandığı bir dönemde Aydın Çevre Kurultayına halkın büyük bir ilgi göstermesine rağmen resmi kurumların katılmaması en ilginç hususlardan biriydi. Aydın Efeler Belediyesi dışında hiçbir resmi kurum katılmadı.

Aydın Çevre Kurultayı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Ali Osman Karababa’nın “Kapitalizm Doğadan Ne istiyor?” konulu bir konferansla başladı. Kapitalizmin, daha çok ve az maliyetle üretmek ve daha çok kar elde edebilmek için çevreyi ve insan sağlığını hiçe saydığını çok güzel bir sunumla anlattı.

Aydın Çevre Kurultayında kendi alanında uzman birçok katılımcı yer aldı ve çok güzel sunumlar yapıldı. Oturum başkanlığını Doç.Dr.Işıl Ergin’in yaptığı birinci panelde, Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, Jeoloji Mühendisi Tahir Öngör, Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, Ekodost Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Sürücü, Ege Çevre ve Kültür Platformu adına Av.Arif Ali Cangı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Doç.Dr.Hür Hassoy konuşmacı olarak yer aldı.

aaa.jpg

İkinci panel Germencik Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mahmut Nedim Barış’ın oturum başkanlığında gerçekleşti. Konuşmacı olarak Aydın Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Mehmet Vergili, Germencik Çevre Deneği Başkanı Baykan Uğur ve Kısır Köyü Muhtarı Baki Suna katıldı.

Gazeteci Özer Akdemir’in “Aydın’da Çevre Mücadeleleri Seçkisi” isimli video gösterisi son derece başarılıydı.

Aydın Çevre Kurultayı’nın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) son raporuna göre Türkiye’nin 6 kentinde hava kirliliği için belirlenen eşik değerler 4-5 kat aşılmış durumda. Iğdır, Batman, Afyon, Osmaniye, Gaziantep, Siirt zehir soluyor.  Peki Aydın kaçıncı sırada biliyor musunuz?

Aydın maalesef 8.sırada. Yani Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine Türkiyenin en kirli havasına sahip 8.şehir.

aa1.jpg

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye çapında 81 ilin su, hava, atık ve gürültü kirlilik durumunu ortaya koyduğu 2015 tarihli Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu'na göre su kirliliğinde Ege Bölgesinde Aydın 1. sırada.

Dağların yağ, ovalarından bal akan bu şehir ne oldu da bu hale geldi?

Aydın'daki çevre kirliliği, hava kirliliğini, su kirliliği takip etmektedir. Çevre kirliliğin temel nedeni de Jeotermal kaynakların, yasalara uygun bir şekilde işletilmemesi, atık sıvaların ve gazın doğaya salınmasıdır.

Yaz döneminde yapılan hava kirliliği ölçümlerinde Aydın’ın en kirli 2.il olması son derece ilginçtir. Isınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut olmadığı yaz döneminde bu kadar ciddi bir hava kirliliğinin kaynağı ne olabilir? Bunun tek bir cevabı vardır: Jeotermal. Aşağıda yer alan tabloda resmi veriler Aydın için çevre kirliğinin nedenlerini tartışmaya yer vermeyecek kadar net olarak ortaya koymaktadır.

aaa3.jpg

2010-2013 döneminde Türkiye'de Solunum sistemi hastalıkları yüzde 46 artmışken Aydın'da yüzde 57 artmıştır. 2010-2013 yılları arasında Türkiye'de ölümler %21 artarken Aydın'da %30 artmıştır. 2013 yılında Türkiye'de yaşayan 206 kişiden 1,Aydın'da 159 kişiden 1 tanesi ölmüştür. Aydın'da Menderes havzasında nehre en yakın yerleşim yerlerinde ölümler en fazla görülmektedir. Dünya'nın bugün itibarı ile mücadele ettiği en önemli sağlık problemi kanserdir. 2010-2013 döneminde Türkiye'de kanser oranları %18 iken, Aydın'da %42 artmıştır. Bu veriler son derece vahim ve üzücüdür.

Aydın’ın havası ve suları jeotermal tesisler tarafından kirletilirken, yasaların belirlediği kurallara uyulup uyulmadığını, doğaya su bırakılıp bırakılmadığı, tesislerin reenjeksiyon yapıp yapmadığı, bu tesislerin havaya saldıkları gazların ölçümünün yapılıp yapılmadığını defalarca Aydın Valiliğine, Aydın Çevre Müdürlüğü’ne ve Aydın Büyükşehir Belediyesine sormamıza rağmen bugüne kadar hiçbir yanıt verilmemiştir.

Durum bu kadar vahimken, kurumların bu sessizliğini anlamak gerçekten olanaksızdır.

Anayasa’nın 56. maddesi;

“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.

Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.

Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.

Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” hükmünü içermektedir.

Yunus Emre’nin dediği gibi kendi cehennem ateşimizi mi yakmaya başladık? Yüzyıllardır bereketin ve verimliliğin simgesi olan cennet Aydın, yaşanan çevre kirliliğine sessiz kalmamız halinde yaşanmaz çorak bir cehenneme dönüşecektir.

Vatandaş olarak karar sizlerin.

Aydın Valiliği’ni, Aydın Çevre Müdürlüğü’nü, Aydın Büyükşehir Belediyesi’ni, tüm milletvekillerini göreve ve sorumluluk üstlenmeye ve gerçekleştirdikleri çalışmaları açıklamaya davet ediyorum. 

aaaa4.jpg