Değerli tüketiciler,

Bu hafta sizlere hepimizi ilgilendiren ve milliyetçi olmayı gerektiren bir konu ile ilgili olarak yazmak istedik. Sanıyorum bizim boykot veya protestolarımız tarhana çorbası gibi. Malum “tarhana tarlaya kadar” sözü bize hastır ve tarlaya vardığınızda tekrar acıkacağınıza işaret eder inceden. Bazı siyasi meselelerden dolayı İsrail mallarını boykot etmeye çalıştık. Bak ki Baattin deyimi ile bulgur pilavı ile ayrandan başka elimizde bir şey kalmamış. Adam bir içeceği boykot ediyor elindeki onun kardeşi haberi yok. Yok onu almayın yok bunu almayın. Sonuç itibariyle biraz fiyasko oluyor bizim boykot işleri.

Biz hevesle söyle ağız tadı ile bir boykot yapalım derken bu hevesimiz “kursak” ta kaldı. Ancak bu memleketin boykot edecek malzemeye sahip olması o kadar uzun sürmez diye düşünürken sosyal medyada bir paylaşım. Bir kahve markasının bir reklam tanıtımında kullandığı Türk bayrağını ve Türk halk giysili kadınların kaldırılmasını talep eden bir grubun baskılarına dayanamayıp kendi deyimleri ile “görselleri” kullanmaktan vazgeçmiş. Tabi bu konuyu bir e-posta ile ilgilisine sorduk. Sonunda telefon ile konunun ne olduğunu öğrendik. Evet böyle bir  hadise olmuş ve az önce söylediğimiz gibi “kullanılan görselleri” kullanmaktan vazgeçmişler.”Bu görselleri gönderir misiniz?” sorumuza da olumsuz bir cevap aldık. Sonunda bulduk ne olduğunu.

Bu kahve markasının Türk bayrağını ve folklorik kıyafetli kadınlarını “görsel” olarak kabul edip işletmelerinden kaldırma sebebi müşteri ve para kaybetmek korkusu olabilir. Ya bir işe başlamayacaksın ya da yaptığın işin arkasında duracaksın. Türkiye’deki müşteriler ödemelerini öpücük ile yapmadıklarına göre bizim bu alanda yapabileceğimiz bir şeyler vardır diye düşünmekteyiz. Bizden kastım bu ülkenin vatandaşları. Yoksa yeni Türkiye yeni güç masalını anlatan arkadaşların boykot veya protesto anlayışı: Papanın bir konuşmasından rahatsızlık duyulunca Vatikan büyükelçisini ” istişareye “ çağırıp ertesi gün yine aynı Papayı Expo fuarına Türkiye standında ağırlamaktan memnuniyet duymaktan ibaret olmaktadır.

Starbucks adındaki bu zincir markayı BOYKOT ediyorum. Türk kahvesi varken bu kahveden içmem. Mümkünse önünden bile geçmem. Özellikle Aydınlı tüketiciler bu çağrıya kulak verir katılırsınız ki bundan büyük bir memnuniyet duyarız ya da sana ne kardeşim böyle işlerden boykot senin neyine de diyebilirsiniz. Gerçi bu boykotu yapacak milliyetçilik çoktan ayaklar altına alındı ama ya bu kahve zincirinin Türk milletinden ve devletinden özür dilemesini ve o  “görselleri“ tekrar asmasını istiyorum. Bu kadar açık ve net.

Bunu kendi başına mı sağlayacaksın derseniz; ağrı ağır giden karıncaya sormuşlar. Nereye gidiyorsun? Uzaktaki sevdama demiş karınca.”Bu ayakla zor gidersin” demişler.”Olsun “ demiş karınca.”Ona varamasam da bu yolda yürürüm ya!” Bizimkisi o hesap!

 

Memleketler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler. CICERO