Ekmekçi Kazım’a gerek gönlünün ve sofrasının herkese açık olmasıyla gerekse insanlara olan merhameti ve yufka yüreğiyle Yenipazar’ın Somuncu Babası denebilir.

Eğer günümüzde gastronomide(yemek sanatı) bir kent, bir belde bir lezzetiyle adından söz ettirebiliyorsa bu lezzetin öne çıkmasında emeği geçen ustalar vardır.

Her sanat dalında yakın zamana kadar Ahi geleneği gereği çırağa, kalfaya bir disiplin içersinde esnaflığın ahlaki prensipleri ve incelikleri de kazandırılırdı.

 Böylece hilesiz, defosuz mal üretilmesi nedeniyle müşteri memnuniyetine ek olarak sanatın da devamı ve esnafın dürüstlüğü sağlanmış olurdu.

Bu amaçla çırak alınacak gençler önce bir deneme süresine tabi tutulur, o sanata eli yatkınsa, becerisi varsa, hevesliyse, ahlaken de düzgünse ondan sonra yetiştirilmek üzere kabul edilirdi.

Bu gelenek yakın zamana, yarım asır öncesine kadar devam ediyordu. Örnek Yenipazar Pidecileri

Eğer Yenipazar peynirlisiyle, kesiklisiyle, yumurtalısıyla, şekerli tahinlisiyle, kıymalı ve şamişiyle öne çıkmışsa, Aydın içinden ve İzmir başta Aydın dışından gastronomi düşkünü özel ziyaretçiler çekebiliyorsa bu ilk pide ustalarının yetiştirdiği düzgün çırak ve kalfalar  sayesindedir.

Onlardan miras kalan ise günümüzde bu meslekten geçimini sağlayan ve pidesiyle Yenipazar’ı marka haline getirmede hayli mesafe aldıran 15-16 pidecinin varlığıdır.

Oysa 1960’lı yıllarda pidecilik o kadar revaçta değildi. O günün pidecileri geçimlerini zar, zor sağlıyordu.

 O günlerin ustalarından yalnız pidecilik ya da hem pidecilik hem fırıncılık yapanlar yanında üç karpuzu hem pidecilik, hem çorbacılık hem de lokantacık gibi koltuğunda taşıyanlar vardı.

Bir zamanlar İnönü Caddesi ile eski Belediye Sokağının kesiştiği noktada bulunan Ekmekçi Hüseyin’in(Yoran),fırını/lokantası vardı.

Tarkun İnceoğlu’nun işletmekte olduğu helvacı dükkânından, Çarşı Camii’ne çıkan Akay sokaktaki Ekmekçi Hasan’ın (Muştucu)fırın/lokantası bulunuyordu.

Aşağı Kahvelerdeki Ekmekçi İbrahim’in(Karadağ) fırını vardı ki, bunların üçü de yalnız pidecilik yaparlardı.

Günümüzde üçünden de eser kalmayan bu fırınlar pazar kurulduğu Çarşamba ve taşradan namaz için gelenlerin olduğu Cuma günleri ve bayramlar dışında yarım gün çalışırlardı.

Bu arada o zamanlar pidenin genelde sabah kahvaltılarında ve Ramazanda iftar ve sahurda yenildiğini belirtmiş olalım

İnönü Caddesi’nde bu günkü Ali Üzümlüoğlu Eczanesi’nin bulunduğu köşedeki lokanta Ekmekçi Ali ‘ye(Tütüncüoğlu)aitti ve sabah çorba, öğleye kadar pide çıkar, öğleden sonra da lokanta hizmeti verirdi.

Ekmekçi Kazım’ın(Tütüncüoğlu) yeri ise günümüzdeki Turgut Özal Parkı’nın bulunduğu yerde Hüseyin’in (Görünmezoğlu) Kahvesi’nin bitişiğinde, ilçeyi Denizli-İzmir Anayoluna bağlayan cadde üzerindeydi.

(Bu Kahve’nin Yenipazar’ın hafızasında ayrı bir yeri vardır. Merkezi bir yerde olunca bir buluşma noktasıydı. Dernek ve parti kongrelerine ev sahipliği yapardı. Bahçesinde Avcılar Kulübü bulunuyordu)

Ekmekçi Kazım ise diğer fırıncı esnafından farklı olarak öğleye kadar pide, öğleden sonra ekmek çıkarırdı.

(O tarihlerde helvacılar da lokanta gibi çalışıyordu. Karın doyuracak yerli, yabancı açık pideci ya da lokantacı bulamadıklarında biraz da zorunluluktan tercihleri ya Helvacı Mustafa Efendi’nin (Ünübol) ya da Helvacı Nevzat ve Necdet(Öztürk) kardeşlerin helvacı dükkânı olurdu.)

 Fırında/lokantada sırtındaki beyaz önlüğüyle, naif yapıda kişiliğiyle Ekmekçi Kazım’ın, kapıdan gireni göz hakkı vardır, inancıyla aç göndermemesiyle garibi, yoksulu gözeten merhametiyle halkın katında ayrı bir yeri vardı.

Ekmekçi Kazım’a gerek gönlünün ve sofrasının herkese açık olmasıyla gerekse insanlara olan merhameti ve yufka yüreğiyle Yenipazar’ın Somuncu Babası denebilir.

Halk inanışına göre böyle hakkı hukuku gözeten, yaratılanı Yaratan’dan ötürü seven ve hoşgören,, konu komşuyu gözeten, malında mülkünde kul hakkı olmayanların, bir elinin verdiğini diğer eli görmeyenlerin adı, mesleği ve serveti bir ödül olarak kuşaktan kuşağa devam eder.

Ekmekçi Kazım da pidecilik mesleği oğlundan torununa üç kuşak devam etmesiyle Yenipazarlı meslektaşlarından ayrılır.

Oğlunun, babası Ekmekçi Kazım’dan devraldığı pidecilik/lokantacılık mesleğini torun Efeler’de Kazım Tütüncüoğlu namı diğer Yenipazarlı Kazım Usta açtığı üç lokantayla maharetle devam ettiriyor.

Konuyla ilgili düşüncelerini sorduğumuzda Kazım Tütüncüoğlu namı diğer Yenipazarlı Kazım Usta özetle:

“Efeler’de açtığımız üç lokanta ile dedem Ekmekçi Kazım’ın ve mesleği ondan devralan babam Erol Tütüncüoğlu’nun adını yaşattığımız için ailecek mutluyuz.

Yenipazarlı hemşerilerimizin ve Efeler halkı başta müşterilerimizin bize duydukları güvene dayalı ilgi ve alakadan dolayı herkese minnettarız. Başarımızda onların desteğini arkamızda hissetmemizin payı büyüktür.

Zeybek Mahallesi’nde geçen ay açtığımız üçüncü şubenin açılış davetimize katılan bütün gönül dostlarımıza fırsatını denk getirrmişken bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Dedem ve babam bu mesleği Yenipazar’da yapmışlar. Ben Yenipazar’da yeterince bu işi yapan dost ve arkadaşlarımız bulunduğu için ailecek Efeler’de sürdürmeyi tercih ettik.

Yerinde bir karar vermişiz ki, üçüncü lokantamızı açabildik. Yenipazar’da olsak bu atılımı yapamazdık.

Bunu demekle Yenipazar’la olan gönül bağımızı da kesmiş değiliz. Annemin dede mirası evde oturması nedeniyle bir ayağımız da her zaman baba ve dede ocağında oluyor.

Benim ve ailemin ortak hedefi dedemin ve babamın mirası Yenipazarlı Kazım Usta adını bir marka haline getirerek hemşerilerimizin, dostlarımızın ve büyüklerimizin dua ve yardımlarıyla oğluma devretmektir,” dedi.

Naif insan Ekmekçi Kazım için ne kadar mutluluk verici bir hadise sanatını ve adını geleceğe taşıyan bir torunu olması, herkese nasip olmaz.

Ne mutlu…