Aydın bir hayli zamandır tepki siyasetinin güdümünde yol alıyor, yol alıyor dediysem ilerlemiyor bilakis geriliyor. Afyon’un ardından gelişmişlik sıralamasında Ege illeri arasında,  sondan ikinci olmamız fakirleştiğimizin bir göstergesidir.

Birkaç dönemdir Aydın adına tepki ya da nefret siyaseti de denen, seçmenin bir hınç alma duygusuyla oylarını vermesiyle adayların kolay yoldan seçim kazandıkları bir siyasi zihniyetin kıskacında.

İrade ise millette…Ne var ki öfke de baldan tatlı..

O nedenle bir partiye, bir adaya duyulan tepki ya da nefrete dayalı bu oylar siyasetçiler için erişimi en kolay olanıdır. Çünkü kullanıcıları oylarını kime verdiklerine bakmazlar, yeter ki, bir inat, bir murat uğruna verilmiş olsun.

Bu yönüyle sistem yerelde bir kentin hayrına olmayan bir kifayetsiz muhterise seçim kazandırabilir. Çünkü kolay oy toplayan bir siyasetçi hiçbir başarıya imza atmadan da bu sistemde saltanatını yıllarca sürdürebilir ki, uzun vadede kaybeden kentin kendisi olur.

İçeriden bulunamadığı takdirde dışarıdan taşlanabilecek bir şeytan bulunduğu sürece bu sistemde popülistlerin başarısı devam eder. Çünkü sevginin başarmada zorlandığı bir şey ortak bir nefretle sağlanabilir.

Popülistlerin karşısındaki muhalefet de kendilerinin şeytanlaştırılmasından doğan nefretin, biraz da bu tercihlerinin cezasını halka ödetmek için, muhalefetlik görevini yapmazlar ve yönetimi elinde bulunduranların seçmende oluşturacağı bıkkınlıkla sıranın kendilerine gelmesini beklerler.

Seçmenin özne olmadığı ister genel ister yerelde olsun bu sistemde iktidardakilerle muhalefettekiler arasında karşılıklı yarara dayalı-simbiyotik- bir ilişki oluşur. Çünkü ikiz kardeş gibidirler. Her ne kadar geçimsiz görünseler de varlıklarını birbirine borçludurlar.

Bu tarz siyasette rıza oluşturma derdi bulunmadığı için seçmeni ağılda tutmak için nefret duyulan kitle lideriyle perde arkasında sıcak tuttuğu ilişkileri, halkın gözünde kavgalı göstermek yeterlidir.

Siyaseti nefretin yönlendiği sistemde seçimlerde proje yapılmasa da, verilen sözler tutulmasa da olur, yeter ki, tepkiyi diri tutmada roller iyi oynansın.

Aydın bir hayli zamandır bu tepki siyasetinin güdümünde yol alıyor, yol alıyor demekten kastım ilerliyor demek değildir bilakis gerilediğini belirtmektir. Afyon’un ardından gelişmişlik sıralamasında Ege illeri arasında,  sondan ikinci olmamız fakirleştiğimizin bir göstergesidir.

Bir diğer gösterge de 2019 Kişi Başı Yurt İçi Milli Hasılada TÜİK verilerine göre yaklaşık 14 bin TL,2020 verilerine göre yaklaşık 18 bin TL Türkiye ortalamasının altında olmamızdır.

Aydın’a beyaz yakalıların vakit geçirecekleri yer olmamasından yatırımcı gelmiyorsa bir nedeni fakirleşmesi ise diğer nedeni de kolay oy alan politikacıların yönetiminde kasabalıktan kente dönüşememesidir.

Yıkılan Adnan Menderes Stadı yerine Oto Gar Doğusu’ndaki alana 8 bin izleyici kapasiteli küçük bir stadın layık görülmesi bile Aydın’ın kasabalığına bir göstergedir.

Manzara vahim…

Seçime şunun şurasında 50 gün var adaylardan birinin bu konuları çözeceğine dair bir açıklaması duyuldu mu, sanırsınız ki, Aydın, insanı mutluluktan uçan, refah içinde yüzen bir kent…

***

ŞANS ÖZLEM ÇERÇİOĞLU’DAN MI, MUSTAFA SAVAŞ’TAN MI YANA?

Bu gerçeklere rağmen sandık yaklaştıkça her ortamda en sık karşılaşılan BŞB’yi Özlem Çerçioğlu mu Mustafa Savaş mı kazanacak, ikinci sırada da kim hangi ilçede kazanır sorusu oluyor.

İnsanların 2019 seçimlerinden farklı, bu seçimde meraklarını artıransa yeni sistem, Partili Cumhurbaşkanlığı’na geçişten sonra da Cumhur İttifakının yerel seçimlerde ortak aday çıkarmada bütünlüğünü koruduğu halde her partisinin kendi adaylarıyla, müstakil, seçime katılacak olmalarından doğan belirsizlik.

Cumhur İttifakı partileri yine de moral noktasında ülke genelinde medya desteği ile görünüşte seçimin gerek mekanik gerek matematik gerekse aritmetik üstünlüğünü ellerinde bulunduruyor.

Fakat tarım ve hayvancılık sektöründe girdi fiyatlarındaki artışın, üreticinin yetiştirdiği ürün ve malların gerisinde seyretmesi, akaryakıttaki aşırı fiyat artışları, çarşı, pazar ve marketlerde haftasına varmadan fiyat artışları ile dar gelirli işçi ve memur, emekli maaşları arasındaki makasın açılması aleyhte sonuç üretebilecek konulardır.

Diğer tarafta seçime giren her parti ve aday kazanma umudu taşısa da, istisnalar dışarıda tutulduğunda, reel politikte kazanma şansları sanıldığı kadar kolay olmuyor.

O açıdan bakıldığında Aydın’da gerek büyükşehirde gerek ilçelerde seçimin Cumhur İttifakı ile CHP arasında geçeceği söylenebilir.

Bu durumda İYİ Parti diğer kazanma ihtimali düşük küçük partilere oy verecek seçmenlerin de katkılarıyla seçmeninin kullanacağı stratejik ve nefret oylarıyla CHP ya da Cumhur İttifakı’na büyükşehirde ve ilçelerin bir kısmında seçim kazandırabilir ya da kaybettirebilir.

Çünkü her ne kadar bütün seçimler için geçerli olsa da asıl yerel seçimlerde seçmen oyunu farklı kriterlere göre verir. Bunda da etkili olan:

BİR-Dostumun dostu benim de dostumdur,

İKİ-Dostumun düşmanı benim de düşmanımdır,

ÜÇ- Düşmanımın dostu benim de düşmanımdır

DÖRT- Düşmanımın düşmanı benim dostumdur, kuralıdır.

Buna göre CHP’de yüz eskimesi ve yıpranmışlığı bahanesiyle Özlem Çerçioğlu’na oy verme niyetinde olmadığını açıktan dile getiren kırgın ve küskünlerden oluşan bir grubun varlığı biliniyor.

Aynı yıpranmışlığa dayalı serzeniş ve oy vermemede direnç AK Parti tabanında onun rakibi Mustafa Savaş’a da var.

İkili arasındaki diğer bir ortak özellik de Özlem Çerçioğlu’nun Aydın Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmet Ağı (AY-BA) , Mustafa Savaş’ın ise AK Parti’nin iktidar gücü kırsal seçmendeki üstünlükleridir.

Her ikisinin negatiflikte ortak oldukları nokta ise kentli seçmen. Yani olumsuzlukta da ikilinin şansları eşit. Doğu’da Mustafa Savaş’a, Merkez’de her ikisine, Batı’da Özlem Çerçioğlu’na öfkeli kentli seçmen daha az.

Özlem Çerçioğlu’ndan şikâyetlerin başında kentlerin trafik, ulaşım, park yeri, kaliteli yaşam gibi alt yapı hizmetlerinin eksikliği geliyor.

Mustafa Savaş’tan şikâyet ise pahalılık, Aydın’ın kalkınmasına önderlik yerine halkın manipüle edildiği “Aydın Değişmesin Kulübü” ile işbirliği görüntüsü. veriyor, olmasınadır.

Bu durumda sonucu stratejik oylar ve ilçelerde kendi partisi lehine seçime asılacak ancak büyükşehre gelince tercihini kazanacak adaydan yana kullanacak seçmenlerin oyları belirleyecek gibi görünüyor.

(Stratejik oy, eğer bir seçmen kendi partisine ya da adayına hıncı ve öfkesi varsa ya da partisi adayının seçimi kazanamayacağı inancındaysa tercihini favori partilerden birinin adayından yana kullanmasına denir.)

Ama Aydın Büyükşehir’de Özlem Çerçioğlu’nun mu rakibi Mustafa Savaş’ın mı yarışı önde bitireceğinde 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aritmetik verilerine bakıldığında İYİ Parti ve DEM Parti kendi adaylarıyla seçime girdiklerinde denklem Mustafa Savaş lehine değişiyor.

Ama bu değişiklik Mustafa Savaş’ın mutlak kazanacağı anlamına gelmiyor, sempati ve stratejik oylarla sonuç onun lehine de aleyhine de değiştirebilir.

Aynı aritmetik verilere bakıp da Özlem Çerçioğlu’nun da seçimi kaybedeceğine karar verilemez. Mustafa Savaş için geçerli olan sonucu değiştirecek cinsten oylar onun için de geçerlidir.

Velhasıl iki yorgun ve dahi durgun aday arasında geçecek 31 Mart BŞB seçimlerine 50 gün kala Aydın’da sandık belirsizliğini koruyor.