Erdoğan, Pekin'de kaldığı otelde basın mensupları ile biraraya geldi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, Suriye'de yaşananlara ilişkin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu belki Çin'den G-8 toplantısına gidebileceğini ya da telekonferans yöntemiyle bir görüşme yapabileceğini bildirdi.

Erdoğan, şunları söyledi:

'Bütün mesele, bunların hiçbiri inanın Suriye'de ne olduğunun hala farkında değiller, çoğu. Bunlar sadece orada kuru bir, ellerinde tüfekle filan insanların öldürülmesi, işte karşısında teröristler onlarla mücadele eden bir yönetim, hala görenler, öyle zannedenler var veya bize bu ifadeyi kullananlar var. Görüştüklerimizden aldığımız ifadeleri ben kullanıyorum. Bu maalesef, muhatap olduklarımız bize bunları söyledikleri için ben bunları söylüyorum. Bunu İran'da da dinledik, Rusya'da da aynı şeyleri dinledik. Biz anlattıktan, neden sonra 'Haklısınız filan...O zaman görüşelim, birlikte çalışalım'. Bu noktaya geliyorlar. Temenni ederiz ki bu safhadan sonra olay böyle yürümez. G-8 ile ilgili çalışmada, artık bu işin su götürür bir yanı kalmıyor. Yani BM Güvenlik Konseyi yeni bir burada paketi bence devreye sokmalı diye düşünürüm. Bunun için de gerekli görüşmeler yapılacak. BM nasıl bir adım atması gerekiyorsa buna göre de kendilerinden bu adımı atmasını talep edeceğiz.'

Suriye'nin Dostları Toplantısı'nın İstanbul'da yapıldığını hatırlatan Erdoğan, bu toplantıya 83 ülke ve kuruluşun katıldığını belirtti.

Erdoğan, 'Bunlarla atılan adım, bunların belki BM'ye müşterek bir müracaatı da söz konusu olabilir. Bunların da çalışmasını yapmak suretiyle BM'nin bu işe müdahalesini isteyeceğiz, çünkü burada asli görev birinci derecede onun' diye konuştu.

İslam Konferansı Örgütü'nü konuyla ilgili yeteri kadar aktif bulup bulmadığının sorulması üzerine Erdoğan, BM, Arap ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bu çalışmanın içinde olduğunu ifade etti.

Erdoğan, şunları söyledi:

'Suriye'nin Dostları Grubu ağırlıklı bunların oluşturduğu bir gruptur. Şu ana kadar yaptıkları çalışma çok çok sadra şifa görünmüyorsa dahi ama bu işin hassasiyeti içindeler. Fakat şu anda havanın daha da gerilmesi inanıyorum onların da bu işe daha farklı yaklaşımını getirecektir. Belli bir hassasiyeti onlar da şu anda gözetiyorlar, kovalıyorlar. Bizler de benim de Suudi Arabistan ziyaretim olacak. Cuma günü inşallah orada olacağız. Orada bazı görüşmelerimiz olacak. Bu ziyaretlerde de zaten bunlar bizim ana gündemimizi oluşturuyor. Temennimiz odur ki inşallah buralardan daha olumlu bir neticeler çıkarırız.'

İslam İşbirliği Teşkilatı'nın konuyla ilgili çalışmalarına yönelik soru üzerine Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın yaptığı bazı çalışmaların olduğunu söyledi.

Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

'İstanbul'daki çalışma olsun, üçüncü etabında mesela bir Fransa toplantısı olacak. Bu ay içinde de o çalışma var. Bu çalışmalar devam ediyor, ama bizim için illa bu çalışmaları da beklemek şart değil. Şu anda Ulusal Geçiş Konseyi biliyorsunuz İstanbul'da oluştu. İstanbul'da çalışmalarını devam ettiriyor. Bunu katılan ülkelerin zaten hepsi kabul etti. Bir yerde temsil yetkisi almış oldu. Onlar bu çalışmayı takip edecekler, kovalayacaklar biz de elimizden gelen desteği kendilerine sunacağız.'

'Bir yerden çekse öbür yere tankını, topunu götüren bir zihniyet'

Başka bir gazetecinin, Suriye konusunun kilitlenmesinin sebepleri arasında BM'deki veto ile İran ve Rusya'nın desteğinin olduğunu belirterek 'Bu konuda Türkiye yalnızlaşıyor değerlendirmeleri var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?' demesi üzerine Erdoğan, 'Türkiye yalnızlaşıyor' denilmesinin yanlış olacağını vurguladı. Erdoğan, 'Dünya sadece bu üç ülkeden ibaret değil. Çin Halk Cumhuriyeti'nin bakışı ilk andaki gibi değil, çok değişti. Rusya Federasyonu da aynı şekilde bakmıyor. Başta çok daha farklı bu işe bakıyordu, ama şimdi aynı şekilde bakmıyor' dedi.

Rusya ile görüşüldüğünü hatırlatan Erdoğan, 'Başta farklı yaklaşırken sonradan 'O zaman birlikte çalışalım...' Ama bu yaklaşım Sayın Putin'in de yaklaşımıdır Sayın Medvedev'in de yaklaşımıdır. 'Beraber çalışalım' bunu söylüyorlar' diye konuştu.

'Fakat BM Güvenlik Konseyi'nde artık eski desteği Suriye'nin bulacağı kanaatinde değilim' diyen Başbakan Erdoğan, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı ile de görüşeceğini, onların konuyla ilgili görüşlerinin farklı bir noktaya gelmiş olması yönündeki temennisini de bildirdi. Rusya ile görüşmelerinin de olacağını dile getiren Erdoğan, 'Benim inancım şudur ki: Hak yerini bulacaktır. Çünkü burada çok büyük bir zulmün olduğu açık net ortada. Zulümle sonuna kadar abad olunmaz bir yerde hak yerini bulacak' dedi.

Bir gazetecinin, 'Diplomatik baskı sonuç vermezse, Esed yönetimi de kalırsa sıcak bir müdahale ihtimali görüyor musunuz?' sorusu üzerine Erdoğan, 'Niye şeytanın avukatlığına soyunuyorsun?' dedi.

Olabilecek tarafların söylenmesini olaylara tersten yaklaşılması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Bu konuyla ilgili BM'nin böyle bir kararı almasının neticeleri geçmişte görülmüştür. Dolayısıyla oradan bakarak değerlendirirsek daha isabetli olur' diye konuştu.

Yaşananların ardından uluslararası kamuoyunda BM-Arap Birliği özel temsilcisi Kofi Annan'ın yaklaşımına bittiği yönünde görüşlerin olduğu belirtilerek değerlendirmesinin sorulması üzerine Erdoğan, Annan'ın yaklaşım tarzına yönelik başından itibaren 'inşallah' dediklerini ancak bunun tutmadığını söyledi. Tutmayacağını gördüklerini de belirten Erdoğan, 'Sayın Annan'a bunu söylediğimiz halde, Annan çok umutluydu. Tutmadığı da ortaya çıktı. Bundan sonraki sürece yönelik bugün yine pek bir şey olacağına ihtimal vermiyorum. Bir yerden çekse öbür yere tankını, topunu götüren bir zihniyet, bir anlayış bu' dedi.

Yerel seçimlerin öne alınacağı iddiaları

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin 'İran, 5+1 nükleer müzakerelerin İstanbul'da yapılması konusunda mutabık kalındığını açıkladı. Bu konuda daha önce bir söyleminiz olmuştu bunu nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna şu yanıtı verdi:

'Bu zat çıkıp bunu konuştuğu anda Dışişleri Bakanımız, İran Dışişleri Bakanı ile konuştuğunda 'O kişisel düşüncesidir İran'ın düşüncesi değildir' diye bir yaklaşımda bulundular. Bizim belki İstanbul'daki değerlendirmemiz üzerine bunu yapmış olabilirler veya o açıklamamız onları çok rahatsız etmiş olabilir. Biraz da bu bizim kendi kişisel karakterimizin de gereğidir. Çünkü doğru neyse bu doğruyu söylemek zorundayız. Orada da söylediğimiz bizim budur. İstanbul'da böyle bir toplantının yapılması aslında kendilerine birçok şeyi kazandırabilirdi. Ama kalkıp da o zatın böyle bir açıklamayı yapmış olması veya başkalarının böyle açıklamalar yapmış olması sonunda bir yanlışın doğrultularak teslimi durumuna geldi.

İstanbul'da kalkıp bu toplantıyı yaparsak bu İstanbul'a bir itibar kazandırmaz, sadece tarihe bir kayıt düşülür yani İstanbul anlaşması veya İstanbul sözleşmesi diye, budur olay. Ama herhalde bunun farkında değildi o zat böyle bir açıklama yaptı. Bu yola çıkarken onlardan böyle bir arzu, böyle bir talep geldiği için, daha açık söyleyeyim dini lider İstanbul'da bunun olmasını istediğini bize teyit etti. Karşı taraf zaten Ahmet Bey'e onlar da bunu teyit etmişlerdi. Bunu teyit ettikleri için de mesele bitmiştir diye biz olaya baktık. Ondan sonra böyle bir durum olunca bu bizim ilkeli olma anlayışımıza ters geliyor bunu da tabii söylemek durumundayız. Olayın aslı budur.'

Bir gazetecinin yerel seçimlerin tarihinin öne çekileceğine yönelik haberlerin yer aldığını belirterek görüşünü sorması üzerine Başbakan Erdoğan, bu tür spekülasyonlara kulak asılmaması gerektiğini kaydetti.

Erdoğan, şunları söyledi:

'Orada da biz ilkeliyiz. Fevkalade, olağanüstü bir hal olmadıktan sonra yani 5 yılı 4 yıla çekmek gibi, o olayda yaşadığımız, o aslında Cumhurbaşkanlığı seçimini halka götürmeye yönelik o zamanki bir sanal parti sebebiyleydi, ama orada biz oyuna geldik onu da açıkça söyleyeyim. Bundan dolayı 5 yılı 4 yıla çekmek gibi bir şey oldu. Onu da söyleyeyim ben şimdi çok pişmanım keşke 5 yıl 5 yıl olarak kalmış olsaydı. 4 yıl dediğiniz zaten süratle akıp gidiyor. Bunun da üç yılı hizmettir, bir yılı seçimdir. Bu da olmuyor.'

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'nin İstanbul'a geliş sebebine ilişkin bir soruya da Erdoğan, Haşimi'nin bir rahatsızlığı sebebiyle tedavi olmak için İstanbul'a geldiğini söyledi.