10 yıl önce taşındığı evinde huzurlu olduğunu söyleyen Zuhal Olcay, “İki yıl önce sigarayı bıraktım. Yıllardır her sabah kahvaltısından sonra, Fenerbahçe-Bostancı arasında 55 dakika kadar yürürüm. Vakit yoksa sitenin içindeki yürüyüş parkurunda, o da olmadı oturma odamdaki yürüyüş bandında olurum” diyor.

Sabahın erken saatleri... Zuhal Olcay"ın 10 yıl önce taşındığı Altunizade Mesa Konakları"ndaki evinin ziline basıyoruz. Güler yüzüyle ve gayet samimi bir şekilde bizi içeri buyur ediyor Olcay... Yüzünde genelde güne erken başlayanlarda ve hayatından sporu eksik etmeyenlerde görmeye alışık olduğumuz o zinde ve enerjik ifade var. Oldukça fit gözüküyor, sebebi de anlaşılıyor hemen... “ıki yıl önce sigarayı bıraktım. Yıllardır her sabah kahvaltısından sonra, Fenerbahçe-Bostancı arasında 55 dakika kadar yürürüm. Vakit yoksa sitenin içindeki yürüyüş parkurunda, o da olmadı oturma odamdaki yürüyüş bandında olurum” diye anlatmaya başlıyor.

ROLÜMÜ YÜRÜYÜŞ BANDINDA EZBERLERİM

Özel hayatıyla ve işiyle ilgili en önemli ve sağlıklı kararları işte bu zamanlarda alıyor Olcay... “Rollerimi yürüyüş bandındayken ezberlerim hep” diyor. şimdilerde ise zihninde sadece geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan yedinci albümü “Aşk"ın Halleri”ndeki şarkıların sözleri var. Nasıl olmasın? Bir yıldır bu albüm hazırlığı içinde...
şile"de orman içinde yer alan evine de hafta sonları fırsat buldukça kaçmaya bakıyor Olcay. “Misafirlerim burada olduğu gibi de çok olur” derken evde konuk ağırlamaktan çok keyif aldığını belli ediyor. “Misafirle misafir olurum, elimde bardağımla” diyor gülerek ve ekliyor: “Tabii üzerime düşen tüm ön hazırlıkları yaptıktan sonra... Geçenlerde evde kalabalık bir grup arkadaşıma yemek daveti verdim. Gezi Pastanesi"nden catering konusunda çok memnun kaldığım bir servis aldım. ınanılmazdı. ”

ÜZERİMDE PİJAMA AYAĞIMDA TERLİK

Yoğun çalışma temposundan çıktığı zamanlar şalterlerini indirdiğini söylüyor. “ısmimi sorsalar öylece bakarım” diyor. ışte bu dönemlerde -uzun süre kalacaksa eğer- yanına Himalaya cinsi kedisi Erdoğan ve Sütlaç ile Golden Retriever emektar Köpük"ü de alarak evin yolunu tutuyorlar hep beraber. “Onlar benim canlarım ve evimin neşeleri” diyor Zuhal Olcay...

Doğma büyüme Anadolu Yakalı olduğu için yaşayacağı evin Üsküdar tarafında olmasına önem vermiş. “Burayı tercih etmemin en büyük sebebi, çocukluğumun geçtiği Fıstıkağacı"na yakınlığıdır” diyor. Daha bu site yapılırken içerideki evleri merak ettiğini anlatıyor: “Zaten koruya ilk girdiğim anda büyülenmiştim. Bu evin içine girince de hemen almaya karar verdim.”

13 yıl önce yapılan sitenin içindeki apartman daireleri neredeyse birbirini hiç görmeyecek şekilde konumlanmış. Dört oda, bir salon, mutfak, iki banyodan oluşan ev 220 m2"lik bir kullanım alanına sahip...

Evin dekorasyonunda onun kilometre taşlarına eşlik eden her güzel ayrıntıyı yakalamak mümkün. “Zevkim doğrultusunda döşedim burayı. Eve dekoratör girmedi” derken, evde en önem verdiği şeyin rahatlık olduğunun altını çiziyor. Pastel renklerin hakim olduğu salonda Necdet Kalay, Mustafa Ayaz, Enver Paşa"nın orijinal karakalem çizimleri, setlerden ve provalardan fotoğraflar, film afişleri dikkat çekiyor.

Olcay, boş zamanlarında “Sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Beyazperdede film izlemek her zaman daha büyülüdür” diyor. Evde olduğu zamanlar ise üzerinde bir pijama altı, bir tişört, bir polar sabahlık ve ayaklarında çok sevdiği yün pofuduk çoraplarla miskinlik yapmaya bayılıyor. “Benim en keyifli ev halim budur” diyor Olcay.