Ege'de bağırsan duyulacak adaları biz Lozan'da Yunan'a verdik. Zefer mi bu?" dedi.

İşte Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda uzun bir aradan sonra yapılan muhtarlartoplantısında Erdoğan’ın sözlerinden satır başları:

En son muhtarlarımızla 8 Haziran’da mübarek ramazan ayında yapmıştık. 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler nedeniyle 3,5 ay kadar toplantılarımıza ara vermek zorunda kaldık. İnşallah buluşmalarımızı yeniden sıklaştıracağız.

Bu vesile ile 15 temmuzdaki tüm şehitlerimizi minnetle rahmetle yad ediyorum. 15 Temmuz’da 2 muhtarımız şehit oldular. 

Toplantılarımızı başlattığımız 2015 ocak ayından bu yan özellikle şunu ifade ettim: Sizlerle bir araya gelmek olayları yakinen takip etmek için bu buluşmalar çok önemli dedim.

Aramıza bir darbe girişinin girmeye çalışacağı aklıma gelmemişti. Maruz kaldığımız ihanetler içinde bu darbe girişimi çok farklı bir yere sahip. Daha önceki ihanet girişimlerinde hedef doğrudan biz, başında bulunduğumuz hükümet oluyordu. Ülkemiz ve milletimiz dolaylı olarak bunlardan etkileniyordu.

'DARBE, TERÖR, ÖRTÜLÜ İŞGAL GİRİŞİMİ'

Bu defa bizimle beraber canıyla kanıyla varlığıyla ülkemiz milletimiz demokrasimiz doğrudan hedef alındı. 15 Temmuz'da Türkiye bir darbe girişimi, terör eylemi ve örtülü bir işgal girişimine maruz kaldı.

15 Temmuz bir cuntanın girişimi olması nedeniyle bir darbe girişimiydi. Kullandıkları yöntemleri itibariyle 15 Temmuz aynı zamanda bir terör saldırısıydı.
Bunlar bir şeyi düşünemedi: bu millet ortaya çıkar meydanlara dökülürse o zaman biz ne yaparız diye düşünmemişlerdi.

15 Temmuz 1912’den 1923’e kadar geçen sürece 5’te bire düşen son toprakların işgali, teşebbüsüydü. Millet o toprakları bunlara teslim etmedi.
Benim milletim çok karalı bir millet. Hani o çılgın Türkler diyorlar ya öyle bir millet. 

1920'de Sevr'i gösterdiler, 1923'de bizi Lozan'a ikna ettiler. Ege'de bağırsan duyulacak adaları biz Lozan'da Yunan'a verdik. Zefer mi bu?

Lozan'da masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler. Onlar veremedikleri için şimdi biz sıkıntı yaşıyoruz.

O masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler. Veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz. Bu darbe başarılı olsaydı Sevr’i bile aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı. 

"ŞAYET MİLLETİMİZ HAVALİMANINI ÇEPEÇEVRE KUŞATMAMIŞ OLSAYDI..."

Eğer lider taşın arkasına saklanmazsa o millet dağın arkasına saklanmaz. Ama lider taşın arkasına saklanırsa millet de dağın arkasına saklanır.

Gerçekten de biz o gece milletimizle yürüdük. Şayet o gece İstanbul’da milletimiz havalimanını çepeçevre kuşatmamış olsaydı FETÖ’nün gözü dönmüş katilleri bize ölümkustururdu.

Demek ki şahadet nasibimizde yokmuş ki bugün burada sizlerle beraberiz. Ne mutlu o kutlu makama ulaşan o kardeşlerimize, ne mutlu onların yakınlarına ne mutlu gazilerimize.