Fetullahçı Terör  Örgütünün (FETÖ/PDY) "futbol yapılanması"na yönelik açılan davanın sanıkları eski  futbolcular İsmail Demiriz, Arif Erdem ve Uğur Tütüneker, "silahlı terör örgütüne  üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yarın  hakim karşısına çıkacak. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu  savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından FETÖ/PDY'nin "futbol yapılanması"na  yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan ve gönderildiği İstanbul 23. Ağır Ceza  Mahkemesi'nce kabul edilen 92 sayfalık iddianamede, örgütün futboldaki  yapılanması ve sanıklara ilişkin suçlamalar anlatıldı.

İddianame, soruşturma kapsamında sanık İsmail Demiriz'in tutuklandığı,  Uğur Tütüneker hakkında adli kontrol kararı verildiği, firari olan şüpheli Arif  Erdem hakkında da yakalama kararı çıkartıldığı anımsatıldı.

Sanıklar hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ayrı  ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianamede tanık  anlatımlarına da yer verildi.

Tanık Alpsoy'un anlatımları

İddianamede, uzun zaman ''imamlık'' yaptığı örgüt adına futbol  camiasıyla temas kuran ve 2010'da yaşanan Mavi Marmara hadisesinde Fetullah  Gülen'in söylemleri nedeniyle örgütten bağını kopardığını anlatan Sait Alpsoy'un,  26 Ocak'ta alınan ifadesine değinildi.

Alpsoy ifadesinde, eski futbolcular İsmail Demiriz ve Uğur Tütüneker  ile 2000'de tanıştığını, bu vesileyle eski futbolcu Arif Erdem ile daha sonraları  da futbolcular Hakan Ünsal, Emre Belözoğlu ve Okan Buruk ile tanıştığını, bu  kişilerle sohbet toplantıları yaptığını kaydetti.

Futbolculara sohbet vermek için cemaatin Antalyalı bir kişiyi  görevlendirdiğini ancak futbolcuların bu kişiden maddi menfaat kaynaklı rahatsız  olduklarını kendisine söylediklerini aktaran Alpsoy, bir süre "cemaatin üst  kadroları"na bilgi vermeden bu sohbet toplantılarında onlara hocalık yapmaya  devam ettiğini, akabinde bazı iş adamlarıyla tanıştığını ifade etti.

Alpsoy, "Belli bir ekonomik güce sahip elit tabaka olarak  adlandırılacak iş adamlarıyla sohbet toplantılarına geldiler. Bu toplantılar yine  cemaatin bilgisi haricinde gerçekleşti. Oturmuş sohbetlerimiz 2000 yılında  başladı, daha sonraki yıllarda TUSKON Başkanı Rızanur Meral ve soyadını  hatırlamadığım çelik tencere firmalarından birinin sahibi olan Ahmet isimli şahıs  da bu toplantılara dahil oldu. Ayrıca yine Bağdat Caddesi'nde inşaat işiyle  iştigal eden 28 Şubat sürecinin karakterlerinden Ali Kalkancı'nın eşi Emine  Kalkancı'nın babası tarafından kardeşi olan erkek de bu toplantılara katıldı. Bu  şahıs paralel mensubu değildi." bilgisini verdi.

"Sohbetlere FB-BJK'den katılan olmadı"

Sait Alpsoy, örgütün İstanbul il imamı Ahmet Kara'nın, bu sohbetlerden  haberinin olmasının ardından, iş adamları ve futbolcularla sohbet etmenin şüphe  doğurduğunu ifade ettiğini anlatarak, şunları aktardı:

"Samimiyeti artırıp ilerleyen tarihlerde kendime ait bir cemaat  kuracağımı söyleyenler olmuş. Ahmet Kara'nın yardımcısı olan Soner isimli şahıs  beni araştırmış, hakkımda dosya hazırlamış ve sunmuş. Genel yaklaşımlarından  dolayı işin içerisinde para olmasından kaynaklı ben konulardan uzaklaşmaya  başladım. Amacım tamamen diniydi. Bu sırada futbolcularla sohbetlerin devam  ettiği esnada İstanbulspor futbolcuları için de bir sohbet başlattık. Bu sohbete  de Sarı İsmail önayak oldu. Sohbete katılan futbolculardan hatırladığım isim yok.  Fakat Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan katılım gösteren olmadı, ders de düzenlemedik.  Zaten FB ve BJK'den cemaat adına kazanılmış kimse de yoktu."

''Arif Erdem FETÖ'ye 500 bin dolar götürmüş''

Örgütten gizli yaptığı toplantılar nedeniyle Ahmet Kara tarafından  cemaatten dışlandığını iddia eden Alpsoy, futbolcularla yaşadıklarını da şöyle  anlattı:

"Arif Erdem bir tarihte bana kız arkadaşıyla geldi, onunla  evlenmesinin uygun olup olmayacağını danıştı. Aynı şey Emre Belözoğlu ile de  yaşandı. 2006 yıllarında Emre Belözoğlu beni aradı, eşiyle imam nikahlarını  kıymamı istedi. Ben de evlerine gidip imam nikahlarını kıydım. 2009'da Belözoğlu  benimle tekrar irtibat kurdu. Emre, cemaatten hiçbir hizmet alamadıklarını,  bundan dolayı herkesin uzaklaştığını söyledi. Kendisinin teklifiyle cemaate bilgi  vermeden ayarlayacağı toplantılarda hocalık yapmamı istedi. Kabul ettim. Ancak  cemaatin haberi oldu ki Emre bir anda ortalıktan kayboldu, hiçbir sohbet  yapamadık.

Türk Milli Futbol Takımı'nın 2002 Dünya Şampiyonası'nda üçüncü  olmasının ardından cemaate yakın futbolcuların aldığı teşvik priminden bildiğim  kadarıyla 200 veya 500 bin dolar bir araya getirildi. Ben bu paranın temsilci bir  futbolcu vasıtasıyla bizzat Fetullah Gülen'e götürülmesinin daha uygun olacağını  söyledim. Arif Erdem, bu parayı götürdü, sundu. Gülen kabul etmedi, sonrasında  Arif Erdem'in Gülen'in yardımcısı olan Cevdet Türkyolu'na 'Ya bu parayı alırsınız  ya da ben bunu camdan dışarı savuracağım.' dediğini, bunun üzerine Türkyolu'nun  da parayı aldığını, Gülen'in de bu durumdan memnuniyet duyduğunu Arif'e  söylediğini biliyorum."

''Bylock kullanıcısı Erdem FETÖ elebaşıyla 289 kez görüşmüş''

İddianamede, örgütün şifreli yazışma programı ByLock kullanıcısı olan  Arif Erdem'in cep telefonundan Gülen'e ait telefon numarasıyla 289 kez görüştüğü,  HTS kayıtlarına göre, mesaj ve konuşma yoluyla sürekli FETÖ lideriyle irtibat  halinde olduğu vurgulandı.

Sanık İsmail Demiriz'in, Galatasaray'da oynarken örgüte ilk giren  isimlerden olduğu anlatılan iddianamede, şüpheliye yönelik soruşturma kapsamında  yapılan aramalarda, 1 dolar, örgüt elebaşıyla çekilmiş fotoğraflar ve Gülen'in  baş harfleri yazılı gömleğin ele geçirildiği belirtildi. İddianamede, şüpheli  Uğur Tütüneker'in örgüt temsilcileriyle hareket ettiği, örgütün desteğini aldığı  ve örgüte maddi yardımda bulunduğu öne sürüldü.

Öte yandan, şüpheli Hakan Şükür hakkında daha önce aynı konuyla ilgili  Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğü, bu nedenle Şükür  hakkındaki dosyanın ayrılarak yetkisizlik kararıyla Sakarya Cumhuriyet  Başsavcılığına gönderildiği öğrenildi.

Şüpheliler, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince yarın yapılacak olan  ilk duruşmada, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayındaki salonda hakim karşısına  çıkacaklar.