AvivaSA, Türkiye’de yaşlılık olgusunun nasıl görüldüğüne ilişkin bir araştırma yaptırdı. “Her Yaşta Dolu Dolu Yaşa” adı verilen Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) projesinin ilk adımı olan “Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Praktikleri” araştırmasının sonuçlarını basınla paylaşan AvivaSA’nın CEO’su Fırat Kuruca, Türk toplumunun yaşlanma olgusunun çok farkında olmadığını söyledi. Araştırma, kişilerin yaşlılıkta en çok geçim sıkıntısı çekmek ve şiddet görmekten korktuklarını ortaya koydu.

Yaşama Dair Vakıf (YADA) işbirliğinde ve Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Arun danışmanlığında gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’nin yaşlanmaya hazır olmadığı ve toplumda yaşlılık ve yaşlı algısına ilişkin oldukça fazla bir negatif algı olduğunu ortaya koyuyor.

Yaşlanma-yaşlılık farkı

Türkiye’yi temsilen, 12 ilde, yarısı 65 yaş altı, yarısı 65 yaş üstü toplam 2400 kişiyle yüz yüze anket ve 60 kişiyle derinlemesine görüşme yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmada ortaya çıkan çarpıcı gerçekler şunlar:

“Türkiye’de yaşlanma ve yaşlı kavramlarıyla ilgili algı oldukça negatif. Katılımcıların yaşlılık ve yaşlı dendiğinde aklına gelen kavramlar sıraladığında, ortaya çıkan kavramların yarısından fazlası negatif. ‘Yaşlanma’ için ortaya çıkan kavramların % 25’i pozitif, %23’ü nötrken, ‘yaşlı’ için % 27’si pozitif, % 21’i nötr. Katılımcıların yaşlanma ve yaşlı kelimelerinin çağrışımlarına açık uçlu olarak verdiği yanıtlara göre bu kavramların negatif çağrışımları genelde, hastalık, sağlık sorunları, ölüm, biyolojik kayıplar, ekonomik zorluklar ve başkalarına bağımlı olmak gibi kavramlar belirtilmiş. Pozitif çağrışımlar ise sakinlik, aile, hayaller, mutlu olmak, saygınlık, deneyim, torun, uğraşlarına zaman ayırmak olarak sıralanıyor. Araştırmada katılımcıların, “52 yaş üzeri biri için artık genç demeyeceğini” ve “64 yaş üzeri için artık yaşlanmış diyeceğini” belirtmesi de dikkat çekiyor.

En önemli amacımız ‘an’ı yaşamak

Araştırmayı yaptırmada bireysel faydadan toplumsal faydaya yansımayı önemsediklerini belirten AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca, şöyle konuştu:

“Hem bireysel emeklilik hem de hayat sigortası alanlarında geliştirdiğimiz ürünlerle müşterilerimizin yarınlarını şimdiden güzelleştirerek, anı yaşamalarını sağlamak en önemli amaçlarımızdan birisidir. Ama AvivaSA olarak, sadece işimizi yapmakla hiçbir zaman yetinmedik. Ürün ve hizmetlerimizle sağlamaya çalıştığımız bireysel ve toplumsal fayda anlayışını, ‘Her Yaşta Dolu Dolu Yaşa’ projemiz ile birlikte, daha büyük ve geniş bir toplumsal faydaya taşımayı amaçlıyoruz.”

Türk halkı hızlı yaşlanıyor

AvivaSA olarak, Türkiye nüfusundaki değişimleri yakından takip ettiklerini söyleyen Fırat Kuruca, şunları söyledi:

“Genç nüfus azalıyor, Türkiye yaşlanıyor. Araştırmalara göre 2057’de yetişkin nüfusun yüzde 40’ı yaşlı olacak. Önümüzdeki yıllarda emekli sayısı da artacak. Türkiye’deki düşük istihdam, devletten gelir elde edilememesine, nüfusun bir kısmının gelir eksikliği ise yeterli oranlarda tasarruf yapılamamasına neden oluyor. 2016’da, global hissedarımız Aviva ile, Türkiye dahil Avrupa ülkeleri kapsamında gerçekleştirdiğimiz Emeklilik Dönemi Tasarruf Açığı araştırmasında, Türkiye’nin yıllık emeklilik tasarrufu açığının 125.2 milyar euro olduğunu görmüştük. Bu rakamın GSYİH oranlamasında yüzde 19 ile açığı en yüksek ülke çıkmıştık. Bu açık, ürünlerimizin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.”

Yaşlanmak istemiyoruz

Araştırmanın ortaya koyduğu önemli sonuçlar şunlar:

Türkiye hızla yaşlanıyor.

Türkiye yaşlanmaya hazır değil, yaşlılık algımız negatif ve yaşlanma fikrinden kaçıyoruz.

Yaşlanmaktan korkuyoruz ve gelecek kaygımız yüksek.

Yaşlı kişilerin de yaşlılık algısı negatif.

Emekliliğe hazır değiliz.

Erkekler yalnız kalmaktan, kadınlara nazaran daha çok korkuyor.

Kadınlar burada da dezavantajlı. Yaşlılık kadınlar için iki kat ayrımcılık demek.

Emeklilikte geçim derdi endişe yaratıyor.

Emeklilerin % 71’i çalışmayı tamamen bırakmış. Emekliliğe hazır değiliz, tahayyüllerimiz sınırlı.

Yaşlılara toplum tarafından çizilen roller sınırlı.